BIST 100 9.949 DOLAR 35,20 EURO 36,76 ALTIN 2.978,47
9° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Adalet Bakanı Tunç: Özellikle cezaların alt sınırı bakımından bir cezasızlık algısına yol açtığını görüyoruz

Adalet Bakanı Tunç: Özellikle cezaların alt sınırı bakımından bir cezasızlık algısına yol açtığını görüyoruz

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, toplumdaki "cezasızlık algısı" ile ilgili, "Özellikle cezaların alt sınırı bakımından bir cezasızlık algısına yol açtığını görüyoruz. Buradaki caydırıcılığı sağlayacak taslak çalışmamız var." dedi.

Bakan Tunç, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Adalet Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Yargı bağımsızlığı, güvenilir adaletin tesisi, vatandaşların yargı hizmetlerinden memnuniyetini en üst noktaya çıkarma adına son 22 yılda yoğun bir gayret gösterildiğini kaydeden Tunç, temel kanunların yenilendiğini, yeni ihtiyaçlar doğrultusunda da kanunlarda düzenlemelere devam edileceğini ifade etti.

Yargı teşkilatında 25 bin hakim ve savcının görev aldığını dile getiren Tunç, "11 milyon 845 şu an derdest dosya bulunuyor önlerinde. Bu yıl içerisinde de 12 milyon 113 bin dosyada karar vermiş durumdalar. Derdest dosya sayısından daha fazla karar verdiklerini görüyoruz." diye konuştu.

Yargıyı oluşturan 3 sac ayağının iddia, savunma ve hüküm olduğunu belirten Tunç, her üç alana da önem verdiklerini kaydetti.

"Adaletin tecellisi için öncelikle ihtiyaca cevap veren bir mevzuatın olması gerekir." ifadelerini kullanan Tunç, bu konuda önemli düzenlemelerin yapıldığını belirterek, Yargı Reformu Strateji Belgesi çalışmalarının da sona geldiğini belirtti. Tunç, "Taslak çalışmamızı hazırladık, hedefler doğrultusunda da çalışmalarımızı sürdüreceğiz." dedi.

"Artan iş yüküne oranla hakim savcı sayısını daha da arttırmamız gerekiyor"

Adalet Bakanı Tunç, mevzuatın yanı sıra fiziki yapının iyileştirilmesi adına da önemli ilerlemelerin sağlandığını, müstakil adliye sayısının 78'den 379'a çıktığını ifade etti.

"Saraylar yapıyorsunuz, içerisinde adalet yok" eleştirilerine cevap veren Tunç, "Fiziki mekanlardaki insan unsuru çok önemli. O konuda da uygulamaya koyduğumuz önemli çalışmalarımız var. Bugün 25 bine yakın hakim ve savcımız var. 2002'de 9 bin bin hakim ve savcımız vardı. Artan iş yüküne oranla bu sayıyı daha da arttırmamız gerekiyor. Avrupa Konseyi ülkeleri arasında biz hakim savcı sayısı ortalamasını henüz yakalayamadık." dedi.

"Hukukun Üstünlüğü Endeksi objektif kriterlere dayanmıyor"

Adalet Bakanı Tunç, Dünya Hukukun Üstünlüğü Endeksi'ne ilişkin, "Hukukun Üstünlüğü Endeksi Dünya Adalet Projesi olarak bilinen kar amacı gütmeyen bir kuruluş ve bunun kurucusu da ABD eski barolar birliği başkanı. Ülkelerde değişik araştırmalar yaparak bir endeks hazırlıyor." bilgisini paylaştı.

Hazırlanan endeksin objektif olmadığını vurgulayan Tunç, şöyle devam etti:

"Endekse baktığımız zaman Türkiye'nin gerçekleştirmiş olduğu reformların, uygulamaların maalesef oraya yansıtılmadığını görüyoruz. Ben burada 'masa başında yapılan endeksler' demek istemiyorum ama objektif kriterlere dayanmıyor. Listeye baktığımız zaman Türkiye'nin üstünde gösterilen birçok ülkede demokrasi bile olmadığını göreceksiniz. Hukuk devleti olmayan, demokrasi olmayan ülkeleri Türkiye'nin üstünde göstermek haksızlık. Kar amacı gütmeyen bu kuruluşun bu çalışmaları yapması için bağışa ihtiyacı var. Adalet Bakanlığı bütçesinde geçen yıl bunla ilgili bir ödenek konulmamıştı. Hala 117. sırada göstermeye bizi devam ediyorlar. 2025 bütçesinde de böyle bir ödenek yok. Bağış yapan ülkelerin daha önde çıktığını görüyoruz. Birinci bağışçı ABD Dışişleri Bakanlığı."

"AYM'nin 101 ihlal kararı icra edilemedi"

Adalet Bakanı Tunç, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uyma konusunda Türkiye'ye yapılan eleştirilerin de yersiz olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin AİHM'in ihlal kararlarına uyma konusunda genel ortalamanın üzerinde olduğunu belirten Tunç, Avrupa Konseyine üye ülkelerin 2012 ile 2023 arasında 10 bin 252 olduğunu, aynı dönemde Türkiye hakkındaki ihlal sayısının 1126 olduğunu bildirdi.

Bakan Tunç, "Avrupa Konseyi ihlal sayıları yüzde 1,52, Türkiye'nin ise yüzde 1,17. Ülkemiz aleyhine verilen ihlal sayısı 2018'den bu yana her yıl azalıyor." bilgisini paylaştı.

Avrupa Konseyi ülkelerinin 2023 ihlal sayılarının yüzde 2,33 olduğunu belirten Tunç, Türkiye için ise 2023'teki ihlal sayısının yüzde 1,42 olduğunu dile getirdi.

Önemli olanın AİHM'in verdiği ihlal kararlarına uyum olduğunu belirten Tunç, "Avrupa Konseyi ülkelerinin uyum oranı yüzde 78,97, Türkiye'nin uyum oranı ise yüzde 89,66. Dolayısıyla Avrupa ülkelerinin ortalamasının üstünde bir pozitif durum söz konusu." diye konuştu.

AYM'nin ihlal kararlarına uyum konusunun da "birkaç karar üzerinden tartışıldığını" belirten Tunç, AYM'ye 2012'den bu yana 641 bin 541 başvuru yapıldığını, bunlardan 535 bin 153'ünün sonuçlandırıldığını, hak ihlali kararı verilen dosya sayısının ise 76 bin 394 olduğunu dile getirdi.

AYM'de 106 binden fazla derdest dosya bulunduğunu belirten Tunç, "Anayasa Mahkemesi kararlarına uyum oranına baktığımız zaman hak ihlali kararı verilen dosya sayısı 76 bin 394, bu kararlardan 76 bin 293'ü icra edilmiş, bunlardan yalnızca 101'i icra edilememiş, bunlardan bir kısmı da teknik sebeplerden." bilgisini paylaştı.

Özel'e yönelik ifadeleri

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, terör soruşturması kapsamında tutuklanan ve Esenyurt Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ahmet Özer'le görüşme talebiyle ilgili yaptığı açıklamanın yanlış anlaşıldığını belirten Tunç, Özel'in kendisine yönelik "Sen nasıl izin vermezsin?", "İzin vermeyen Adalet Bakanının alnını karışlarım" gibi sözler sarf ettiğini söyledi.

Bakan Tunç, bu ifadeler nedeniyle "Bu şekildeki yakışıksız ifadelerle izin istenilir mi? Adam gibi izin istenir" dediğini kaydetti.

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunun kendileri için çok önemli olduğunu vurgulayan Tunç, "Biz, 'kadına şiddet insanlığa ihanettir' diyoruz. Kadına yönelik şiddetin, çocuk istismarının önlenmesi hepimizin sorumluluğu. Özellikle çocukların korunmasıyla ilgili önemli yasal düzenlemeler yaptık. Bunların uygulanması konusunu da hassasiyetle takip etmemiz gerekiyor." diye konuştu.

Tunç, kadına yönelik işlenen suçları, cezada ağırlaştırıcı neden olarak kabul ettiklerini anımsattı.

Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini geliştirmenin gayreti içerisinde olduklarını anlatan Tunç, "Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri, hem toplumsal barışa hizmet eden hem de yargının iş yükünü azaltan önemli bir uygulama. Şu ana kadar 6 milyon civarında dosya arabulucu önüne geldi. Bunun 4 milyonu aşkın rakamı uzlaşmayla sonuçlandı. Bu konudaki arabuluculuğu daha da etkin hale getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz." bilgilerini verdi.

"Caydırıcılığı sağlayacak taslak çalışmamız var"

Toplumdaki "cezasızlık algısını" kırmak adına bazı kanunlarda yeniden değerlendirme yapılması gerektiğini vurgulayan Tunç, şöyle konuştu:

"Bu konuda bizim bir çalışmamız söz konusu. Özellikle cezaların alt sınırı bakımından bir cezasızlık algısına yol açtığını görüyoruz. Buradaki caydırıcılığı sağlayacak taslak çalışmamız var. Bunu milletvekillerimizin takdirlerine arz edeceğiz. Ceza Muhakemesi Kanunumuzda tutuklama sebepleri var. Katalog suçlar var, tutuklama sebebi varsayılan suçlar belli. Katalog suçlar aynı kalmak kaydıyla, 2 yılın altındaki suçlarda tutuklama yasağı var. Vücut bütünlüğüne aykırı davranışlarda tutuklama yasağı yok ama diğer suçlarda 2 yılın altındaysa tutuklama yasağı var.

Burada özellikle 2 yılı da koruyarak, AİHM kriterlerini de karşılayan, suçun işleniş şekli, kişinin suç işleme eğilimi ve kamu düzeni bozma tehlikesi gibi kriterler getirilebilir. Burada takdir milletvekillerimizin. Yine 2 yılın altındaki suçlar bakımından da denetimli serbestliğin maktu 1 yıl uygulanması nedeniyle cezasızlığa yol açtığını hepimiz biliyoruz. Denetimli serbestlik tedbirinin 1 yıllık maktu süreden yararlanabilmesi için Meclisimizin takdir edeceği bir süre cezaevinde kalma durumu halinde cezasızlık algısıyla ilgili birtakım sorunları da ortadan kaldırabiliriz."

Plan ve Bütçe Komisyonunda, Adalet Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK), Türkiye Adalet Akademisi, Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK), Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ile Danıştay'ın bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları kabul edildi.

Kaynak: AA