İstanbul 2 No'lu Barosu tarafından 2024-2025 Adli Yıl Açılış Töreni düzenlendi. İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu'ndaki törene Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, eski Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, İstanbul 2 No'lu Barosu Başkanı Yasin Şamlı, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, kamu kurumlarından temsilciler, akademisyenler ve avukatlar katıldı. Program, İstanbul 2 No'lu Barosu'nun bugüne kadarki faaliyetlerine ilişkin tanıtım filminin izlenmesiyle başladı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç konuşmasında şunları söyledi;
"7 Ekim’den bu yana Gazze’de, Filistin’de devam eden bir soykırım var. Bu soykırımın suçlularının cezalandırılmasıyla ilgili olarak 2 No’lu baromuzun göstermiş olduğu çabayı takdirle karşılıyoruz. Baro başkanımız uluslararası ceza mahkemesine meslektaşları ile beraber dosyalar hazırlayarak, delilleri oluşturarak tüm dosya kapsamı ile beraber bizzat gidip başvuruyu gerçekleştirdiler. Maalesef yaklaşık 1 yıl olacak dünyanın gözü önünde dünya tarihinin en ağır insan hakları ihlali bir soykırım suçu işlenmeye devam ediyor. 40 binden fazla Filistinli şehit edildi. Bunun yüzde 80’i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin önünde 7 Ekim’den önce de başlayan soruşturmalar vardı, İsrailli saldırganlarla ilgili. 7 Ekim sonrasında da başlayan soruşturma var.
Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısı bu soruşturmalar çerçevesinde ve 2 Nolu baromuzda dâhil olmak üzere birçok yerden gelen dilekçeleri, sivil toplum kuruluşlarının talepleri tüm toplumlar bu tepkileri gördükten sonra İsrailli saldırganlar başta Netenyahu olmak üzere soykırım suçlularının yakalanması ile ilgili bir talepte bulundu uluslararası ceza mahkemesine tutuklamaya yönelik bir yakalama talebi. Maalesef uluslararası ceza mahkemesinin ön inceleme mahkemesi bunu değerlendirmedi. Hala ona bir cevap vermedi. Biz Filistinli kardeşlerimizin hakkını, hukukunu savunmaya devam edeceğiz.
Anayasamızda darbeciler yargılanamaz diye bir madde vardı, milletimizin desteği ile kaldırıldı. Demokratik bir devletin anayasasında sıkıyönetim gerektiğinde ilan edilebilir diye bir madde olabilir mi? Vardı, darbeciler bunu da yazmıştı. Anayasamızdaki vesayetçi ruhu azaltabilmek için milletimizle beraber çok mücadele ettik. Türkiye Yüzyılının başındayız, Türkiye Yüzyılının başında darbecilerin yaptığı bir anayasayla yol yürümek Türkiye’ye yakışmaz. Bunu hep söylüyoruz.
“Yargıda da yapay zekânın konuşulduğu bir döneme geldik. Her alanda yapay zekâ kullanılmaya başlandı. Ama yapay zekânın yargıda iş yükünü azaltacak bir noktada olduğuna ilişkin bize sunumlar yapılıyor. Gerçekten dinlediğimizde, biz önce ön yargı ile baktık. Genç avukatlarımız geliyor, sayın bakanım yapay zekâlar şu davalarda kullanılırsa çok sağlıklı kararlar verilir diyor. Tereddütle karşılıyoruz ama sunumu dinlediğimizde gerçekten yapay zekanın yargı hizmetlerinde hem avukatlarımızın hem hakim ve savcılarımızın çok işine yarayacağını, vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden daha kaliteli yararlanabilmesini sağlayacağını düşünüyoruz. Tabii ki her şey yapa zeka değil vicdan var. Hâkim ve savcılarımız dosyaları okuduklarında bizzat görerek, delilleri değerlendirerek kararlarını verecekler”