Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Gezi Davası'nda neler oldu?

Osman Kavala'nın tutuklu yargılandığı Gezi Davası'nda, Ali İsmail Korkmaz'ı öldüren polis "zarar gördü" denilerek duruşmaya kabul edildi, FETÖ'den ihraç edilen başkomiser ise tanık oldu.

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin 784 gündür tutuklu bulunan Osman Kavala ve 15 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları karşısındaki duruşma salonlarında görülen davaya tutuklu sanık Osman Kavala getirilirken 8 tutuksuz sanık ve avukatları katıldı. Duruşmaya takip edenler arasında İsveç, Hollanda, İtalya Başkonsolosluklarından görevliler, CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, HDP Milletvekilleri Garo Paylan ve Ahmet Şık da yer aldı.

Duruşmada Kavala'nın avukatı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Kavala hakkında verdiği hak ihlali kararına uyularak tahliye kararı verilmesini istedi. Kavala'nın avukatı, kararın resmi çevirisini mahkemeye sundu. Mahkeme Başkanı, AİHM kararının kesin olup olmadığının Adalet Bakanlığı'na sorulduğunu ve cevap beklediklerini açıkladı.

ALİ İSMAİL KORKMAZ’A ÖLÜMCÜL TEKMEYİ ATAN POLİS, “ZARAR GÖRDÜ” DENİLEREK DAVAYA DAHİL OLDU

Mahkeme, Gezi eylemleri sırasında Eskişehir'de Ali İsmail Korkmaz'ın dövülerek öldürülmesi olayında ölümcül tekmeleri attığı gerekçesiyle 10 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan polis Mevlüt Saldoğan'ın “zarar gördüğü” iddiasıyla yaptığı katılma talebini kabul etti.

FETÖ’DEN İHRAÇ EDİLEN BAŞKOMSER GEZİ DAVASINDA TANIK OLDU

Duruşmada, Ercan Orhan Aydın tanık olarak dinlendi. Eylemler sırasında baş komiser olduğunu belirten Aydın, FETÖ soruşturması kapmasında ihraç edildiğini kaydetti. Aydın, "Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde ekipler amiri olarak görev yapıyordum. Gezi olaylarında ideolojik olarak bir karmaşıklık vardı, kimseyle de konuşamıyorduk. Bu grubun eylemi daha fazla yere taşımak istediğini somut olarak gördük. Sağlam bir organizasyon vardı" dedi.

Mahkeme başkanı, "Eylemi organize edenler kimdi, kimin finans ettiğine dair bir toplantı yaptınız mı?" şeklinde soru yöneltince Aydın, "Benim böyle bir toplantıdan haberim yok. Osman Kavala işin neresindedir, Gezi'yi kim finanse etmiştir ben bilmiyorum. Sadece eylemcilerin Divan Otel'de kaldıklarına ve Divan Otel'in gaz maskesi verdiğine dair söylentiler vardı" ifadesini kullandı.

“ŞİDDET OLAYLARININ HİÇBİRİNDE OSMAN KAVALA'YI GÖRMEDİM”

Olay sırasında İstanbul Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde görev yaptığını belirten Hasan Gül ise, "Çalışmış olduğum birim bu olayları kimin finanse ettiğini bilecek bir birim değil. Arka planda bir çalışma varsa bunu güvenlik şube olarak bilmemiz mümkün değil. Güvenlik Şube sadece toplumsal olayların gözle görülür kısmıyla ilgilenir. Şiddete dönüşürse olaylar çevik kuvveti müdahale etmesi için takip eder. Sanıkları sadece iddianameden biliyorum" diye konuştu.

Tanık Gül, "Kavala ismini toplumsal olaylardan ziyade, kamuoyundan bilirim. Kendisini sivil toplum kuruluşlarından bilirim. Şiddet olaylarının hiçbirinde Osman Kavala'yı görmedim. Üzerinden de uzun zaman geçti hatırlamıyorum" dedi. Tanık Gül, beyanında "Ben kurumsal bir destek görmedim, sadece bir pizzacı eylemcilere çok fazla pizza götürüyordu. 'Bunu kim aldı' dedik. O da yurtdışından parası ödendiğini ve kimin aldığını bilmediğini söyledi" dedi.

KAVALA'YA SÖZ VERİLDİ

Tanıkların dinlenmesinin ardından söz verilen davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala, "Tanıklar benim herhangi bir şiddet eylemine katıldığıma ve şiddet eylemlerini yönlendirmiş olduğuma dair de bilgi vermediler. Diyeceğim bir şey yok" dedi.

Diğer tutuksuz sanıklara da tanık beyanlarına karşı söz verilmesinin ardından Osman Kavala, tekrar söz alarak "MASAK raporunda belirtildiği gibi benim üzerimden Gezi olaylarına herhangi bir kaynak aktarımı söz konusu olmamıştır. Dinlemelerin hukuka aykırı olduğu ortadadır. Çalışmaların Gülencilikle suçlanmış görevlilerce yapıldığı ortadadır. 650 sayfalık iddianamedeki tüm faaliyetler şiddet içermeyen eylemlerdir. İddianamedeki deliller suç unsuru taşımamaktadır ve benimle hiçbir mantıksal ve olgusal bağlantısı yoktur. Burada bulunan herkesin bildiği gibi özgürlüğün değeri evrensel normlara dayanır. İki yıla aşkın süredir en temel hakkım olan özgürlükten mahrum bırakılmam konusunun giderilmesini talep ediyorum" şeklinde konuştu.

Kavala'nın ardından, söz alan Hazine ve Maliye Bakanlığı avukatı söz alarak, davaya katılma talebine bulundu. Sanık avukatları ise katılma talebinin reddine karar verilmesini, ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Kavala hakkında verdiği hak ihlali kararına uyularak tahliye kararı verilmesini istedi.

KAVALA'NIN TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, AİHM'in Kavala hakkında tahliye vermesine dair Adalet Bakanlığı'ndan yazı beklenmesine karar verdi. Mahkeme, AİHM'in kesinleşmiş kararının tarafları bağladığını ve Kavala hakkında kuvvetli suç şüphesi olduğu gerekçesiyle Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Heyet, ayrıca tutuksuz yargılanan sanıkların beraat talebini de reddederek, duruşmayı 28 Ocak 2020 tarihine erteledi.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 657 sayfalık iddianamede, Osman Kavala, Memet Ali Alabora, Ayşe Mücella Yapıcı ve Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu 16 sanık ve 746 müşteki bulunuyor.

Sanıkların 2013'te meydana gelen olayların ve eylemlerin finansmanı ile koordinasyonunun sağladığı iddia ediliyor. Tüm sanıklar hakkında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilen iddianamede, bazı sanıkların "mala zarar verme", "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması", "ibadethane ve mezarlıklara zarar verme", "Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet", "nitelikli yağma" ve "nitelikli yaralama" gibi suçlardan değişen oranlarda hapisle cezalandırılması isteniyor.

İddianamede, Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Osman Kavala'nın, "mala zarar verme, nitelikli mala zarar verme, ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi, kasten yaralama, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet, Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet" ve "nitelikli yağma" suçlarından 612 yıldan 3 bin 158 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.


İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER