BM Özel Raportörü Rajagopal, X'teki mesajında "Gazze'de yaşananlar benim 'kurumsallaşmış cezasızlık' olarak adlandırdığım durumun bir neticesidir. İşgal için, imha savaşı için, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım için cezasızlık. Eğer UCM çok kısa sürede harekete geçmezse Gazze için özel bir (uluslararası) mahkemeye ve devletlerin harekete geçmesine ihtiyaç duyacağız." ifadesini kullandı.
Rajagopal, diğer bir X mesajında, İsrail'in Gazze'de bombalayarak kısmen yıktığı konutları buldozerlerle tamamen yıkma görüntüsünü alıntılayarak evleri yıkmanın soykırım olduğunu vurguladı.
BM raportörleri ve insan hakları kuruluşları İsrail'in Gazze'de sivilleri hedef alan saldırılarını ve toplu cezalandırma eylemlerini soykırım olarak nitelendirirken, UCM Başsavcısı Karim Han'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu başta olmak üzere sorumlular hakkında tutuklama kararı çıkarmak gibi önleyici bir adım atmaması eleştiriliyor.
NE OLMUŞTU?
Başsavcı Han, son olarak 7 Aralık'ta yaptığı açıklamada, Gazze’de sivillere yardım malzemeleri ulaştırılmasını kasten engellemenin savaş suçu olarak değerlendirilebileceği uyarısında bulunmuştu. Buna rağmen İsrail Gazze'ye insani yardımların girişlerini sınırlandırmaya devam etmiş, BM Dünya Gıda Programı (WFP) 20 Aralık'ta yaptığı açıklamada, Gazze'de her dört kişiden birinin felaket düzeyinde açlık çektiğini bildirmişti. Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam, Gazze'de gerçekte bu oranın yüzde 90'ın üzerinde olduğu uyarısında bulunmuştu.
Karim Han'ın, İsrail'in Gazze'ye yönelik ayrım gözetmeyen saldırıları tüm şiddetiyle sürerken, kasımda İsrail'i ve ardından Ramallah’ta Filistin hükümetini ziyaret etmesi fakat Filistinlilere yönelik İsrail soykırımının devam ettiği Gazze'ye gitmemesi eleştirilmişti.
Han, Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşın başlamasından 50 gün sonra Kiev yakınlarında yer alan Buça şehrinde incelemelerde bulunmuş ve Ukrayna davasında 1 yıl gibi bir sürede Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında yakalama kararı talep etmişti. UCM Savcılığının, Filistin'de işlenen suçlar için 8 yıldır devam eden soruşturmaya rağmen henüz bir yakalama kararı çıkarmaması "çifte standart" eleştirilerini beraberinde getiriyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarında 142 çalışanının öldürüldüğünü duyurdu.
UNRWA'nın X hesabından yapılan açıklamada, İsrail'in yoğun saldırıları altındaki Gazze'deki kayıplara ilişkin bilgi verildi.
Gazze'de öldürülen BM çalışanı sayısının 142'ye ulaştığı belirtilen açıklamada, çoğunluğunun aileleriyle birlikte hayatını kaybettiği kaydedildi.
Açıklamada, keder ve yıkımın sürdüğü bu felaket zamanlarında Noel kutlayanlara "Mutlu Noeller" demenin zor olduğu ifade edildi.
Cenevre merkezli Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü (Euro-Med), yaptığı yazılı açıklamada, İsrail güçlerinin okullarda işlediği suçlara ilişkin bilgi verdi.
Açıklamada, İsrail güçlerinin, çoğunluğu Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) ait ve BM logosu bulunan barınma merkezlerini savaşın başladığı ilk günden beri hedef haline getirdiği kaydedildi.
Okullarda sivillere yönelik fiziki tasfiye, alıkoyma, taciz ve korkutma dahil ciddi ihlaller işlendiği ifade edilen açıklamada, bugün İsrail askerlerinin, Cibaliya'da Er-Rafii Okulu'nu bastığı ve 15 yaş ve üstündeki erkekleri soyunmaya zorlayıp bilinmeyen bir yere götürdüğü, kadınları da zorla dışarı çıkarıp ateş açtığı belirtildi.
İsrail'in okullarda işlediği ihlallerin aşamalara ayrılarak aktarıldığı açıklamaya göre birinci aşamada; barınma merkezlerine pek çok kez hava saldırısı düzenlendi. Bu saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı. Bunun örnekleri Gazze'nin kuzeyi, güneyi ve orta kesiminde pek çok okulda yaşandı.
İkinci aşamada; kara harekatının başlamasıyla birlikte İsrail güçleri, okulların duvarlarını, ana kapılarını tanklarla yıktı ve yoğun ateş altında okulları bastı. Bu aşamada okullarda pek çok kişi infaz edildi. Bunun yanı sıra genç erkekler soyunmaya zorlandı ve işkence gördü, kadınlar ise sorguya çekildi.
Üçüncü aşamada; bu okullar ve barınaklar, askeri araçlar için bir kışlaya, askerler için geçici karargaha ve halkın sorgulandığı ve kötü muameleye tabi tutulduğu merkezlere dönüştürüldü.
Dördüncü aşamada ise bu okullar, patlayıcı yerleştirilerek kısmen ya da tamamen yıkıldı. Üstelik İsrail güçleri, okulların nasıl yıkıldığını gösteren görüntüleri de yayımladı.
Euro-Med'in açıklamasında, devam eden cinayetlerin, fiziki tasfiyelerin, bina ve tesislerin sistematik olarak tahrip edilmesinin "sivillere yönelik sistematik intikam operasyonlarının" parçası olmaktan başka hiçbir açıklaması veya gerekçesi olmadığı vurgulandı.
GAZZE'DE SON DURUM!
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme" gerekçesiyle İsrail'e 7 Ekim'de kapsamlı saldırı düzenledi.
İsrail, 7 Ekim'deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarında en az 8 bin 200'ü çocuk, 6 bin 200'ü kadın olmak üzere, 20 bin 424 Filistinli öldürüldü, 54 bin 36 kişi de yaralandı. Enkaz altında binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı tahrip ediliyor.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ne saldırılarının başladığı 7 Ekim'den bu yana 153’ü karadan işgal sürecinde olmak üzere 486 askerinin öldürüldüğünü duyurdu.
Çatışmalara 24 Kasım'da 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan "insani arada" 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'te de İsrail güçleri ve yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 303 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim'den bu yana sınırda devam eden çatışmalarda 26 Lübnanlı sivil, 124 Hizbullah mensubu ile 5 İsrailli sivil ve 7 İsrail askeri öldü. (AA)