Atatürk’ün naaşının Anıtkabir’e yolculuğu sırasında çekilen görüntülerde; cadde ve sokakları, evlerinin balkon ve pencerelerini dolduran vatandaşlar da yer aldı.
‘CENAZE NAMAZI TÜRKÇE KILINDI’
Gürel, Atatürk’ün ölümünün 85’inci yıl dönümünde, Ulu Önder’in vefatının ardından Dolmabahçe Sarayı’ndan Ankara’ya uzanan yolculuğunu anlattı. Gürel, “Mustafa Kemal’i, 10 Kasım 1938 sabahı kaybettik. Ölüm belgesini imzalayanlardan Prof. Mehmet Kamil Berk, Atatürk’ün çenesini ipek mendille bağladı. 9 gün boyunca, Atatürk’ün önünden, İstanbullular hıçkıra hıçkıra geçmişlerdir. On binlerce kişi, Atatürk’ü son kez görmek için Dolmabahçe Sarayı’nı ziyaret etmiştir. 17 Kasım 1938’de sarayda çıkan izdihamda 11 kişi ölmüştür. Cenaze namazı, 19 Kasım sabahı yerel saatle 08.10’da İslam Tetkikleri Enstitüsü Müdürü Ord. Prof. Mehmed Şerafeddin Yaltkaya tarafından Türkçe olarak kılınmıştır. Dini tören sırasında fotoğraf çekimine izin verilmemiştir” dedi.
‘YAHUDİ VATANDAŞLAR DÜĞMELERİNİ KOPARARAK UĞURLADI’
Gürel, Dolmabahçe’den alınan Atatürk’ün naaşının Fındıklı ve Haliç üzerinden Eminönü’ne ulaştırıldığını anımsatarak şunları söyledi:
* İstanbullular, onu son defa uğurlamışlardır. Ülkemizin Yahudi vatandaşları; bu güzel insanı kendi (matem) geleneklerine göre ‘gömleklerinin ceketlerinin düğmelerini kopararak’ uğurlamıştır. Gömleklerin, ceketlerin düğmeleri kopartılarak uğurlamak; ‘senden sonra eksiğim’ demekmiş. Naaş önce Zafer Torpidosu’na alınır ve daha sonra da Yavuz Zırhlısı’na. Yavuz Zırhlısı’nın selam atışına, İngiliz, Sovyet, Alman, Fransız, Rumen ve Yunan gemileri iştirak etmişlerdir.