O dönemki ismi 'Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü' olan birimin başında bulunan, halen FETÖ üyeliğinden tutuklu olan ve 17-25 Aralık operasyonlarının da planlayıcıları arasında yer aldığı öne sürülen Nazmi Ardıç yönetimindeki polisler, 2009 yılında, İzmir merkezli, İstanbul, Manisa, Balıkesir, Bingöl, Diyarbakır, Erzurum ve Şırnak'ta eş zamanlı operasyon yaptı. 'Karantina 1' ve 'Karantina 2' isimleri verilen bu operasyonlarda, aralarında dönemin Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi olan Prof. Dr. İbrahim Astarcıoğlu, yine zamanın Buca Belediyesi Meclis üyeleri Ziya Aksu, Abdülcelil Laçin, iş adamları ve kamu kurumlarında memur olanların da bulunduğu 105 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden 59'u tutuklandı. İddianamede sanıkların, ihaleler hakkında istedikleri kişilere detaylı bilgi verdikleri, firmaların kapasitelerine göre ihale şartlarını hazırladıkları, yine ihalelerin yaklaşık maliyetleri hakkında bilgi veren bazı memurların ise ödül olarak düğünlerinden tatil için konaklamalarına, uçak biletinden ev tadilatlarına kadar tüm masraflarının karşılandığı ileri sürüldü. Sanıklar hakkında 'suç işlemek amacıyla örgüt kurma', 'ihaleye fesat karıştırma', 'edimin ifasına fesat karıştırma' ve 'rüşvet' suçlarından dava açıldı. 105 sanıklı davada, yargılama süreci boyunca tutuklu kimse kalmadı.
BERAAT ETTİLER
Toplam 1000 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları istenen 105 sanık hakkında, İzmir 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden davada, 10 yıl sonra karar çıktı. Mahkeme heyeti, sanıklara yüklenen suçların yasal unsurları oluşmadığından ve suçları işledikleri sabit olmadığından, hepsinin beraatine karar verdi.
Sanık avukatlarından Çiler Nazife Koşar, yargılamayla ve kararla ilgili açıklama yaptı. Çiler Nafize Koşar, "2007 yılından bu yana FETÖ/PDY örgütü mensubu emniyet görevlileri tarafından yaşananlar ve yaşatılanlar, hepimizin malumudur. Dönemin operasyon yapan polis müdürleri, savcıları, yargılayan hakimleri şimdi FETÖ'den tutuklu. Müvekkillerim hakkında 2009 yılında yapılan operasyonları takip eden soruşturma süresince de, evrensel hukuk kuralları ve masumiyet karinesi açıkça ayaklar altına alınmış, müvekkillerimin Anayasa güvencesindeki tüm hakları açıkça gasbedilmiştir. Hukuka uygun olmayan delil ve yöntemlerle alınan dinleme, fiziki takip kararlarıyla, bu dosyada kanıtsız, asılsız iddialar düzenlendi. Dönemin FETÖ/PDY terör örgütü mensubu KOM Şube ekibi, müvekkilimin kurduğu sözde örgütün inandırıcı olmasını sağlamak için, İzmir'de ihale sektöründe faaliyet gösteren ne kadar iş adamı varsa teknik takibe aldı. Bu kişilere ilişkin dinleme ve fiziki takip tutanaklarını kullandı, amaca göre soruşturma yapılıp, iddialar oluşturuldu. Bunlar da dönemin FETÖ/PDY mensubu emniyet görevlilerinin elinde 'suç' ve 'suçlu' imal etmenin malzemeleri olarak kullanıldı" diye konuştu.