Karar gazetesi yazarı Elif Çakır, eski Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur’un tutuklu yargılandığı davada tanık olarak dinlenen dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in ifadesini köşesine taşıdı.
Çakır’ın aktardığına göre mahkemede 11 başlık altında iki saat ifade veren Sadullah Ergin, özetle şunları söyledi:
7 Şubat 2012’de MİT yöneticilerinin ifadeye çağrılması olayında, benimle birlikte İstanbul’a gelmiş ve soruşturmanın bağlı olduğu Başsavcı Vekili ile yapılan görüşmelerde, ‘Soruşturma savcılarının hukuka aykırı uygulamaları’ tek tek önlerine konulmuş ve MİT Yasası ile CMK’ya uygun davranmalarını temin etmek için gayret sarf etmiştir.
Bu çalışmaya rağmen Soruşturma Savcıları, Ankara Başsavcılığına talimat yazarak MİT Yöneticilerinin ifadesini almak istemiştir. Bunun üzerine TBMM’ye MİT Yasasını değiştiren teklif sunulmuştur. Bu teklif yasalaşıp Resmi Gazetede yayınlanıncaya kadar, Ankara Başsavcılığındaki talimatın bekletilmesini İbrahim Okur sağlamıştır.
Ergin, 2010’daki anayasa değişikliği referandumu için Okur’un tavrının şu şekilde olduğunu anlattı:
Okur, 2010 Anayasa Değişikliği sürecinde HSYK’da çoğulculuğun sağlanması amacıyla seçimlerin ‘tek-oy’ esasına göre yapılması için gayret göstermiştir.
Anayasa Mahkemesi’ne açılan iptal davası sırasında da, İbrahim Okur, teması bulunan Anayasa Mahkemesi üyelerine ‘tek oy’un gerekliğini anlatmış ve onları ikna etmeye çalışmıştır. Ama maalesef ‘tek -oy’ düzenlemesi iptal edilmiştir.
Ergin’in ifadesinin devamı şöyle:
2013 yılı Mayıs ayında Yaz Kararnamesi sırasında Ankara, İstanbul başsavcılarının bu illerden alınması için İbrahim Okur ciddi mücadele sunmuş, hükümetin yanında yer almıştır.
2013 yılında 17-25 Aralık’tan aylar önce Yargıtay ve Danıştay üyelerinden, örgüt mensubu olmadığını düşündüğümüz isimlerle, Müsteşarımız Birol Erdem ve İbrahim Okur örgüt mensuplarına karşı güç birliği oluşturma toplantıları yaptılar. Toplantıların tek gündemi ‘bu örgütü etkisiz hale getirmek için’ gerekli olan yasal değişikliklerin neler olacağı ve mücadele yönteminin ne olması gerektiği idi.
Okur, İstanbul Alay Komutanı Hüseyin Kurtoğlu hakkında yerel mahkeme tarafından verilen ve Yargıtay’ın ilgili dairesinde onanan mahkumiyetin açık haksızlığının üzerine gitmiştir. Kararın düzeltilmesi aşamasında kararın bozulması ve haksızlığın giderilmesine katkı sunmuştur.
17-25 Aralık soruşturmaları esnasında, Soruşturma Savcılarının hukuksuz uygulamalarını önlemek için Başsavcı Turan Çolakkadı’yı teşvik edip destek vermiştir. Turan Çolakkadı’nın önleyici adımlarında Okur’un ciddi desteği oldu. İzmir Merkezli Casusluk Soruşturmasında savcıların usul yasaları çerçevesinde kalmaları için Okur devreye girmiştir. Donanma Komutanı Veysel Kösele’nin tahliyesi için çaba sarf etmiş ve bu çabaları sonucu tahliye edilmiştir.
Ergin ayrıca 25 Eylül'deki duruşma tarihinden bir hafta önce ifade vermesini de geçireceği ameliyat dolayısıyla mazeret bildirmemek için yaptığını vurguladı.
15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan Okur, üç yıldır tutuklu. Okur'un davası 23 Temmuz 2018’de başladı.