Avcılar Belediyesi eski Belediye Başkanı Orhan Tıraşoğlu, tartışmalı bir şekilde teslim olduğu cezaevinden Covid-19 tedbirleri kapsamında tahliye edildi.
Gazeteci Barış Terkoğlu Cumhuriyet’teki köşesinde “Önümde, hikâyesi 21 yıl önceye uzanan ve bugün nihayete eren bir dosya var. Hem de günlerce, ‘FETÖ’nün ilk kumpası’ diye gazetelerde yalandan yer bulan bir hikâye. Şöyle anlatayım...” diyerek, Tıraşoğlu’nun yolsuzluktan yargılanmasını ve yargılanmaktan kurtulmak için anlattığı FETÖ hikayesini yazdı.
Terkoğlu, zaman içerisinde iktidarla yakın ilişkiler kuran eski ANAP’lı Orhan Tıraşoğlu’nu şöyle anlattı:
İstanbul’un Beylikdüzü (eski adı Kavaklı) ilçesinde, ANAP’lı Orhan Tıraşoğlu, 1994 yılından itibaren, iki dönem belediye başkanlığı yaptı. Belediye, yolsuzlukla anılıyordu. Orhan Tıraşoğlu da suçlamaların hedefindeydi.
2002 yılının ekim ayında, ilk operasyon yapıldı. Kasım ayında operasyon genişledi, başkan Tıraşoğlu gözaltına alınıp tutuklandı.
Operasyonu, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı yapmıştı. “Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak”, “ihaleye fesat karıştırmak” gibi çeşitli suçlamalarla Tıraşoğlu yargı önüne çıktı. Tam 12 yıl sonra, Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi Tıraşoğlu’na yolsuzluklar nedeniyle 12 yıl 6 ay hapis cezası verdi.
KURTULMAK İÇİN ‘KUMPAS’ DEDİ
Tıraşoğlu hapse girecek derken...
AKP-FETÖ kavgası başladı. Tıraşoğlu ortaya çıktı. 12 yıl önce, kendisine aslında FETÖ’nün kumpas kurduğunu söyledi. Anlattığına göre, 1998 yılında, Fethullahçı Şerif Ali Tekalan, belediyeden okul için arazi istemişti. Hani Neşeli Günler filminde Münir Özkul “Ziyaaa” diyor ya... Tıraşoğlu, söylediğine göre, “Ben Fethullah cemaati filan tanımam” diyerek ters yanıt vermiş, arsa isteyenleri kovmaktan beter etmişti. Fethullah Gülen ile buluştuğunda ayağa bile kalkmadığını anlatan Tıraşoğlu’na “Sen görürsün” diyen Fethullahçılar, 4 yıl sonra kumpas kurmuş, tutuklamıştı.
Hani “17-25 Aralık 2013 milat” diyorlar ya...
Zaman içinde iktidarla iyi ilişki kuran Tıraşoğlu, yıllar önce kendisine yapılan operasyonu, “kumpas” diyerek savcılığa şikâyet etti. Elde Tıraşoğlu’nun anlattığı hikâyeden başka delil yoktu. Buna rağmen 2002’de İstanbul İl Jandarma komutanı olan emekli Albay Hami Çakır’ın da aralarında olduğu askerler sabaha karşı gözaltına alındı. Çakır, uzun yıllar Güneydoğu’da görev yapmış, terörle ve yolsuzluklarla mücadelesiyle adını duyurmuş bir komutandı. FETÖ aracılığıyla yükselmek şöyle dursun, terfi beklerken 2006’da emekli edilmişti. Yolsuzluk operasyonundan kurtulmak isteyen eski belediye başkanının suçlamaları nedeniyle, FETÖ’cü ithamıyla yargılandı.
Nedeni, elbette Tıraşoğlu’nu kurtarmaktı. Tıraşoğlu, “Bakın bana operasyon yapanlar FETÖ’den yargılanıyor” diyerek hakkındaki 12.5 yıllık hapis cezasının durdurulmasını istedi. Talebi de kabul edildi. Mahkeme, askerleri yargılayacak, sonucuna göre Tıraşoğlu hakkında karar verilecekti. Tıraşoğlu, bazı yargılamalarını da aynı gerekçeyle uzattı.
HAPİSTEN ‘SEHVEN’ KAÇIRDILAR
Sabah-akşam FETÖ ile yatıyor, FETÖ ile kalkıyoruz da... Kimse o yargılamanın sonucuna bakmadı.
2002’de belediye başkanına yolsuzluk operasyonu yapan, aralarında Albay Çakır’ın da olduğu askerler, beraat etti. Ortada kumpas filan yoktu, gerçekten de yolsuzluk vardı. İşin ilginci, askerlere operasyon yapan ve belediye başkanını kurtaran savcı G.K. de bu süreçte, hakkındaki kimi usulsüzlük iddiaları gerekçe gösterilip İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’ndan gönderilmişti.
Yargı oyunlarıyla yıllar geçmişti. Bu süreçte, Tıraşoğlu’nun davalarından bazıları zaman aşımından düştü. Ancak 12.5 yıllık cezası ortada duruyordu. İnfazın durdurulma gerekçesi de askerlerin beraatı ile ortadan kalkmıştı.
Orhan Tıraşoğlu’na “mecburen” hapis yolu göründü. Tıraşoğlu’nun koşullu salıverilme tarihi 16 Mayıs 2030 görünüyordu. Gelgelelim, tuhaf işler olmaya devam etti. Tıraşoğlu, geçen hafta teslim olduğu gün, 7 Haziran’da, açık cezaevlerindeki Covid izni sebebiyle, Kartal Açık Cezaevi’nden serbest bırakıldı. Ancak olayı fark edenlerin itirazının ardından sehven bırakıldığı anlaşıldı. Tıraşoğlu’nun kapalı cezaevine girmesi gerekiyordu. Yeni bir müddetname düzenlenerek yeniden cezaevine çağrıldı. Siz bu yazıyı okurken yargıda Tıraşoğlu’nun hapisten kaçırılma tartışması sürüyordu.
İşte hikâye böyle...
Bir yanda “Suç olmasa da bulunur” denilerek peşinden koşulanlar. Öbür yanda, suç işlediği halde, yargı eliyle hapisten kaçırılan belediye başkanı.
Adalet, kursağa takılan kanlı bir olta olmaktan çıktığı gün, bütün denizler temiz olacak.