Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e düşmanlığı ile bilinen, Kurtuluş Savaşı ile ilgili olarak sarf ettiği "Keşke Yunan galip gelseydi" ve “Türkçüler, Ziya Gökalp'i adam zanneder, bir Yahudi'nin sistemini Türkiye'ye adapte etmiştir” ifadeleriyle tepkileri üzerine çeken Kadir Mısıroğlu 86 yaşında hayatını kaybetmişti. Mısıroğlu'nun 10 milyon dolarlık mirası kavgaya neden oldu.
OdaTV’den Hikmet Çiçek, Kadir Mısıroğlu’nun Boğaz'da 10 milyon dolarlık restoranı olduğunu belirtti. Mirasın varisler arasında kavgaya neden olduğunu açıkladı.
İşte Hikmet Çiçek’in yazısının ilgili kısmı;
1964'te Sebil adlı yayınevini kuran ve Sebil dergisini çıkaran, Şeriatçı kesimin önde gelen isimlerinden. Kurtuluş Savaşı hakkında “Beni tefe koyarlar ama keşke Yunan galip gelseydi. Ne hilafet yıkılırdı. Ne şeriat yıkılırdı. Ne medreseler lağvedilirdi. Ne hocalar asılırdı. Hiç biri olmazdı” demesiyle ünlü.
Şeyh Sait'ten "Milletin imanını kurtaran kahraman" diye söz eden, “Şeyh Said Kürt, Cumhuriyet tarihinin en büyük adamı, en saygı duyduğum adam. Çünkü Allah nizam-ı namına karşı, küfre karşı yiğitçe çıkmış” diyen kişi.
İstiklâl Marşı'nın kabulü haftasında verdiği konferansta Mehmet Akif Ersoy hakkında “P.....k” diyen, tepkiler üzerine konferansı terk etmek zorunda kalan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın “Hocam” diye hitap ettiği ve TBMM eski Başkanı İsmail Kahraman gibi isimler tarafından hastanede ziyaret edilen Kadir Mısıroğlu, tedavi gördüğü Acıbadem Hastanesi’nde 6 Mayıs 2019 günü öldü.
Kadir Mısıroğlu'nun Boğaz'da 10 milyon dolarlık restoranı, takipçileri ve manevi torunu Nurullah Mısıroğlu arasında miras kavgasına neden oldu.
Kadir Mısıroğlu’nun resmi sayfasında şöyle bir açıklama yapıldı:
“Kıymetli tâkipçilerimiz, bir süredir bazı şahsiyetsizlerin Üstad Kadir Mısıroğlu'nun adını kullanarak bazı kimselerle/yerlerle işlerini hallettirme gayreti içerisinde olduklarını, sosyal medyada üstadla fotoğraflar, üstad hakkında doğru/yanlış bilgiler paylaşarak prim yapma gayreti içerisinde olduklarını müşâhede ettik. Öncelikle şunu belirtelim, Üstadımızın dâvâsını davâlanan, onun eserlerini okuyup hakîkat tellallığına soyunan herkes Üstadımızın talebesidir, yalnız Üstadımızın bütün (husûsi/umûmi) işlerine koşturan, onun yaklaşık 15 yıldan beri hizmetini gören Nurullah Mısıroğlu ve Ali İhsan Bahadır'dır. Bu iki kişinin dışında Üstad namına herhangi bir meseleyle ilgili birileri bir şey isterse kesinlikle itibar etmeyiniz.
“Bu saçmalıklar devam ederse eğer, tespit ettiğimiz isimleri ilân edecek ve hukuki mücadelemizi başlatacağız.”