Felaket göz göre göre gelmiş: Uydu görüntülerinde ortaya çıktı

Türkiye yangın felaketinin ardından şimdi de sel felaketi ile mücadele ediyor. Batı Karadeniz yaklaşık 2 gündür sel ve heyelanlar nedeniyle kabusu yaşıyor. Kastamonu ve Sinop'ta şu ana kadar 27 kişi hayatını kaybetti. Kayıp başvuru sayısının da 100'ün üzerinde olduğu bildirildi. Çok sayıda ev, araç ve iş yeri kullanılamaz hale geldi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Karadeniz Bölgesi'nde yaşanan felaketlerin "yoğun yağıştan" kaynaklandığını belirtti. Ancak uzmanlar açıklamalarında dere yataklarınki betanlaşmaya ve yanlış şehir planlamasına dikkati çekti.

Ekiplerin arama ve kurtarma çalışmaları devam ederken dere yataklarına yapılan binalar ve yanlış şehir planlaması tartışma yarattı.

Deprem Bilimci ve Jeoloji Yüksek Mühendisi Ramazan Demirtaş, Kastamonu'nun Bozkurt ilçesindeki yıkımı ilçeden geçen deredeki ıslah çalışmalarına bağladı. 400 metrelik dere yatağının yıllar içinde 15 metreye düşürüldüğünü söyleyen Demirtaş, "Yapılan binalarla yapay bir baraj oluştu ve sağanak yağışla gelen sel bu baraja takıldı" dedi. Demirtaş'a göre ilçe mutlaka farklı bir yere kurulmalı.

Demirtaş yaşanan felaketi şöyle açıkladı:

"Yani anlayacağınız suçu boş boşuna metrekareye düşen 300-400 kg yağışa, aşırı yağışa, tarihte görülmemiş yağış gibi bahaneye atmayalım... Suçlu doğrudan dere yatağını 400 metreden 15 metreye daraltan ve dere yatağını imara ve yapılaşmaya açan insanoğlunun taa kendisi." dedi.

Kastamunu'nun Bozkurt ilçesinde yaşanan felaketin ardından yıllar içinde artan yapılaşmaya bakıldığında da Demirtaş'ın açıkladığı felaketin nedeni apaçık görülüyor.

Bozkurt ilçesinin yıllar içinde betonlaşması uydu görüntülerine de yansıdı.

ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Duygu Cihanger Riberio'nun Bozkurt yerleşim bölgesiyle ilgili Twitter'dan paylaştığı görüntüler felaketin birçok kez olduğu gibi göz göre göre geldiğini gösteriyor.

1984'ten itibaren verilen uydu görüntülerinde 2000'ler sonrasına kadar alanda neredeyse yerleşim olmadığı görülüyor.

Görüntüler eğime, topografyaya veya diğer coğrafi özelliklerine dikkat edilmeden Karadeniz kıyısına 'döşenmiş' ızgara düzenden anlaşılıyor.