Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, dün Cumhuriyet’in başkentinde demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçecek son derece müessif bir olayın yaşandığını belirtti.
Şehit Yener Kırıkcı’nın cenaze merasiminde yaşananların kabul edilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Öztark, yapılanların, şehidin cenazesine ve ailesine büyük saygısızlık olduğunun altını çizdi.
“ADINA GAZETE DENEN PAÇAVRALAR…”
Bu olayı, sıradan bir protesto, basit bir tepki olarak görmenin mümkün olmadığını ifade eden Öztrak, “Adına ‘gazete’ denen paçavralar bugün hala daha milleti bölüp parçalamak amacıyla atılan manşetleri görmek hepimizi çok büyük üzüntüye boğmaktadır. Çok tehlikeli gelişmelerdir bunlar.” diye konuştu.
“İÇİŞLERİ BAKANI, YAŞANANLARIN ZEMİNİNİ 9 AY ÖNCEDEN HAZIRLAMIŞTIR”
Öztrak, tüm seçim kampanyası boyunca milletin arasına ekilen kin ve nefret tohumlarını, seçimin siyasi bir tortusu olarak görmenin mümkün olmadığının altını çizerek şöyle devam etti:
“9 ay önce ‘CHP’lilerin şehit cenazelerine alınmaması talimatını verdim’ diyerek aslında dün yaşanan bu müessif olaya zemin hazırlayan İçişleri Bakanı, şimdi seçim tortusunun arkasına saklanarak sorumluluktan kurtulmaz. Atanmış İçişleri Bakanının görevleri vardır. Birinci görevi, bu olayı önlemektir ama bunu becerememiştir, başaramamıştır. İkinci görevi, bu olayı tarafsız bir şekilde soruşturmak, sorumluları yargıya teslim etmektir. Ama İçişleri Bakanı bunu yapmak yerine hala seçim öncesindeki ayrıştırıcı dili kullanmaya devam etmektedir. Partimizi hilafı hakikat, ipe sapa gelmez suçlamalarla hedef göstermektedir. Anlaşılan ilk görevini yerine getiremeyen İçişleri Bakanı, ikinci görevini de yerine getiremeyecektir. İçişleri Bakanı bugün bu müessif olayı basite indirgemeye, seçim öncesi tortuları gerekçe göstererek köylülerin bireysel, basit bir eylemi olarak göstermeye çabalamaktadır. Burada ciddi linç girişimi olduğunu görmemek, olsa olsa sorumluluk sahibinin bu sorumluluktan kaçma çabası olabilir.”
“DEVLET BAŞKENTİN BİR MAHALLESİNDE ORTADAN YOK OLMUŞTUR”
Faik Öztrak, dün Türkiye’nin başkentinde, bu ülkenin kurucu partisinin Genel Başkan’ına organize bir linç girişiminde bulunulduğunu belirterek, “Sayın Genel Başkan’ımız bir evde 1,5 saat mahsur kalmış, devlet başkentte, başkentin bir mahallesinde ortadan yok olmuştur. O 1,5 saat boyunca Akkuzu köyünde devlet ricali vardır ama devlet ortada yoktur. Şehidimizin cenazesinde güvenliği sağlamakla görevli Vali ve İçişleri Bakanı görevlerini yapamamışlardır. Dün görevini yerine getiremeyen İçişleri Bakanı, bugün işini yapmak yerine kamuoyunu yanıltmaya devam etmektedir.” ifadesini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Kılıçdaroğlu’nun güvenlik biriminden, cenazeye katılım konusunda bilgi verilmediğini” aktardığına işaret eden Öztrak, “Bu doğru değildir, Genel Başkan’ımızın koruma birimi devletin güvenlik protokollerine harfiyen riayet etmiştir. Pazar sabahı saat 10.03’te Ankara Koruma Şube Nöbetçi Amirliğine Sayın Genel Başkan’ımızın şehidimizin cenazesine katılacağı konusunda bilgi verilmiştir. Bu bilgiye dayanak da Çubuk Kaymakamı, Sayın Genel Başkan’ımızı Akkuzu köyünün girişinde karşılamıştır” dedi.
“‘KILIÇDAROĞLU’NUN KATILIMI KONUSUNDA BİLGİ SAHİBİ DEĞİLDİK’ DİYEREK GERÇEKLERİ SAKLAMAKTADIR”
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın korumalarına da “Kılıçdaroğlu’nun törene katılacağı” bilgisinin verildiğini anlatan Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dolasıyla İçişleri Bakanı, ‘Genel Başkan’ımızın katılımı konusunda bilgi sahibi değildik’ diyerek bu konudaki gerçekleri saklamaktadır. Sorumluluktan kaçmaya çalışmaktadır. Kaldı ki Sayın Genel Başkan’ımızın çalışma odasına ‘geçmiş olsun’ ziyaretinde bulunanları bugün yaptığı basın açıklamasında anbean takip ettiği anlaşılan bir İçişleri Bakanının bu ülkenin anamuhalefet partisi Genel Başkan’ının ‘şehit cenazesine katılıp katılmayacağı konusunda bilgim yoktu’ demesi, gerçekten çok ciddi bir sıkıntı yaratmaktadır. Buna inanmak, bunu kabullenmek mümkün değildir.”
“AYRIŞTIRICI DİLİ HALEN KULLANAN İÇİŞLERİ BAKANINA GÜVEN DUYMUYORUZ”
Bu meseleden, siyasi rant devşirme peşinde olmadıklarının altını çizen Öztrak, “Biz, siyasete malzeme edilmeyecek kadar ciddi bir konuyla karşı karşıya olduğumuzu düşünmekteyiz. Devlet adamı olan herkes bunu bilir, bunun bilincindedir. Söz konusu olan devletin kurucu partisi olan CHP’nin Genel Başkan’ının can güvenliğidir. Toplumumuzu ayrıştıran, bölen, parçalayan zehirli bir dil, devletimizin, milletimizin bekası için ciddi bir tehdit haline gelmiştir. Seçim öncesi kullandığı bu ayrıştırıcı dili halen kullanan bir İçişleri Bakanına bizlerin güven duymasını kimse beklemesin.” değerlendirmesinde bulundu.
“İSTİFA ETMELİ YA DA GÖREVDEN ALINMALIDIR”
Faik Öztrak, bu İçişleri Bakanı’nın, güvenlik güçlerinin yapacağı soruşturma karşısında tarafsız kalacağına inanmalarını kimsenin beklememesi gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Bu çerçevede İçişleri Bakanı ya sorumluluğunu, yapmış olduğu hataların kendisini getirdiği bu noktayı idrak ederek istifa etmeli ya da onu oraya atayan makam onu derhal bu görevden almalıdır. Demiri soğutmak herkesten önce ülkeyi yönetmek sorumlulu taşıyanlara düşer. Bu da sözle değil, ancak eylemle gerçekleşebilir. Kimse bizleri şehitlerimizin cenazelerine katılmaktan alıkoyamaz. Bayrak, vatan, şehitlerimiz hepimizindir. Asker ocağının ve şehitlerimizin siyasi partisi olmaz. Terörist kurşunu şehitlerimize parti sormaz. Eğer iktidardakiler bu devletin kurucu partisinin Genel Başkan’ını koruyamıyorsa, biz, Genel Başkan’ımızı korumasını biliriz. Bundan kimsenin en ufak bir şüphesi olmamalıdır. Unutulmasın ki biz Kurtuluş Savaşı meydanlarında kurulmuş, Kuvayımilliye’nin partisiyiz.”