İnönü’de bugün her açıdan ilginç bir maç olacağı belliydi.
İkinci hafta maçının orta yerinde hem Nsakala ́nın ödleri kopartan rahatsızlığı ve hem de buna bağlı “Yerli - yabancı değişimi krizi” yüzünden istediği oyunu bir türlü kuramayıp deplasmanda 1 puana razı olan Beşiktaş, Karagümrük karşısına “işi sağlama almacasına” bir dizilişle çıktı.
Sergen Hoca, ofans hattına, elindeki tüm füzelerini, tankını, topunu, uçağını adeta yığarak başladı maça.
En ileride Batshuayi arkasındaki Larin - Alex - Ghezzal üçlüsüne sürekli “Gelin dörtlü oynayalım” diyordu el hareketleri ile.
Bununla da yetinmedi Sergen. Maçın ilk 7-8 dakikası, sahalarda ender görülen bir presle oynandı. Beşiktaş hücum hattı, Karagümrük defansı ile neredeyse ceza sahası yayı hizasında “sıfır” aralıkla, topu çıkarttırmamak için mücadele etti. Baskı sonuç da verdi. Batshuayi Beşiktaş forması ile ilk şutunu altı pastan dışarı yolladı.
Dakikalar 18’i gösterdiğinde bu adam adama ve tam saha pres oyunu (mesela Batshuayi tek başına 2-3 adama birden basıyor) , tribünlerine “Bu ateşe kar dayanmaz” dedirtmeye başladı. Tabii ki bu baskının beklenen muhtemel bir ikinci sonucu olacaktı. O da Karagümrük kontrataklarıydı. Yorulan Beşiktaş’ı geride bir değil tam iki kez (birinde kaleci ile karşı karşıya) yakaladılar.
Ama pres “Ateş”i, 31’nci dakikada “Kar”ı eritti sonunda.
Organize atakta, Kartal’ın yeni golcüsü Alex, topu adeta ölçüp biçip cetvel gibi bir mühendislik hesabıyla ceza sahası dışından Karagümrük ağlarına “bırakıverdi”.
Atmadı, istediği yere adeta “bıraktı” topu.
İkinci yarı yine geçen haftaki gibi senaryoyu değiştiren “zorlama” bir oyuncu değişikliği ile başladı denilebilir. Salih’in 48’de ikinci sarıdan kırmızı görmesi, ileriden bir yabancının, Alex’in çıkarılıp orta sahaya Necip'in alınması gereğini dayattı 10 kişilik Beşiktaş’a. Burada, Cüneyt Çakır’ın “cömertliği”nden de söz edebiliriz. Maç içinde nice bariz sarıları atlayan Cüneyt Hoca, Salih'e “cart” diye gösterince ikinciyi ve kırmızıyı, yine Kartal’ın evdeki hesaplarını alt üst etti.
10 kişi kalan Beşiktaş karşısında Karagümrük, tabii ki daha cesur gelmeye başladı. Bu kez kontrataklardan medet ummaya çalışan Beşiktaş, rakip alanda baskı kuran Karagümrük oldu. İlk yarının presi ile yorulan ev sahibi takım, bir kişi de eksik oynarken, taraftarına “tırnak yedirmeye” başladı.
Buna rağmen Vida altı pasta önüne düşen topa iyi vursa, belki de maç da, kriz de oracıkta bitecekti.
Sergen Hoca son hamlelerini 82’de yaptı. Sakatlanan Rıdvan’ın yerine Mehmet Topal ve Souza’nın yerine emektar Atiba’yı alarak, “son perde”ye böyle girmek istedi.
Maç bitiminde Beşiktaşlı oyuncuların kendilerini “harap ve bitap” yere atması her şeyi güzel anlatıyordu.
İlk yarı harcanan olağanüstü efor, ikinci yarıda bir eksikle Kartal’a ağır bir fatura ödetebilirdi.
Yine de, sakar Salih ve cömert Cüneyt Çakır ikilisi “senaryoyu” değiştirmese, skor bambaşka olabilirdi.
Bugün Beşiktaş çok zor bir takımı değil ama zor bir maç engelini 1-0’la akıllı hamlelerle geçti diyebiliriz.