BIST 100 9.640 DOLAR 34,70 EURO 36,70 ALTIN 2.968,08
7° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Ev gibi kütüphane...

Ev gibi kütüphane...

Odunpazarı Belediyesi tarafından oluşturulan kütüphanede, yazar-şair Ataol Behramoğlu’nun bağışladığı kitapların yanı sıra, el yazısı notları, şiir eskizleri, mektupları, ilk kitabının ilk basımı, çevirileri de yer alıyor. Duvarları şiirlerinden dizeler, fotoğraflar, afişler süslüyor. Konağın seyir terası ise kitap yazmak isteyenler, bilimsel, edebi uğraş içinde olanlar için çalışma odasına dönüştü

Eskişehir Odunpazarı’nda, Ataol Behramoğlu adına kurulan kütüphane, 1 Eylül’de kapılarını açtı. Açılışa Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Behramoğlu’nun 65 yıllık dostu Abdullah Nefes, Mihai Eminescu Akademisi Başkanı şair Prof. İon Deaconescu ve pek çok sanatçı dostu, okurlar buluştu. Konağın önündeki alan doldu taştı. Şiirler okundu, Behramoğlu’nun dizelerinden bestelenen şarkılar söylendi. Odunpazarı Belediyesi Başkanı avukat Kazım Kurt’un fikri üzerine kurulan Ataol Behramoğlu Kitaplığı, belediye ekiplerinin restore ettiği üç katlı Yağcızade Konağı’nda. Ev sıcaklığında bir kitaplık. İçeri girdiğiniz anda sarıp sarmalayan bir atmosferi var.

Behramoğlu, kitapları tek tek elleriyle yerleştirdi raflara. 100’den fazla kolide 7 bin kitap vardı. Behramoğlu, açılışın hemen ardından duygularını, “Sanatçı arkadaşlarımın gönülden koşup gelmeleri, belediyemizin elbirliği ile çalışması, şehirdeki üniversite öğrencilerinin, genç öğretim üyelerinin gelip kitapların düzenlenmesinde bana yardımcı olmaları gerçekten çok duygulandırıcı, çok gönendirici” şeklinde dile getirdi.

İşte Behramoğlu'nun sorulara verdiği yanıtlar:

-Çok güzel bir açılış oldu. Neler söylersiniz?

Kitaplığımın kitapları... Herhalde, tümünü okumadım ama hepsi hakkında bir hatıram var. Hepsine dokunmuşluğum, sayfalarını çevirmişliğim var. 20’li yaşlarımdan bugünlere kadar, yarım yüzyıldır siyaset, edebiyat, felsefe, toplumbilim, sanat tarihi, edebiyat kuramı dahil çok çeşitli alanlardan çok sayıda kitap... Herhangi bir disiplin alanında yüksek lisans yapacak ya da zevk için, meraktan bir kitap okuyacak kişiye olanaklar sağlayacak, bilgiler verecek pek çok kitap var. Yani zengin bir kütüphane.

-Size özel belgeler de var.

Çalışma notlarım, defterlerim, müsveddeler, fotoğraflar, mektuplar var. Bir anlamda edebiyat müzesinin unsurları... Çok özgün bir yer oldu. “Edebiyat müzesi kütüphane” gibi, benzersiz gerçekten. Dünyanın pek çok ülkesinde edebiyat müzelerini, yazarların müzeye dönüştürülmüş evlerini gezdim. Kitaplı ve yazarın çalışmalarını da içeren böyle bir yer görmedim. 19. yüzyılın bir konağında zevkli, sanatsal, ilgiye övgüye değer bir yapı çıktı ortaya. Çok mutluyum. Tabii ki ben kişisel olarak onur duydum, zevk aldım ama bu mutluluk Eskişehir için ve ülkem için. Bir kazanım ve örnek olduğunu düşünüyorum. Öğrencilerin gelip bir yazarın el yazmalarını, bir şiirin nereden nereye nasıl oluştuğunu görmelerinin çok yararlı olacağını düşünüyorum, ilkokuldan üniversiteye kadar.

-Duvarlardaki şiirlerinizden alıntılara bayıldım... Siz mi seçtiniz şiirleri?

Oralara sözleri koyma fikri arkadaşlardan çıktı. Şiirleri ben seçtim. 4 şiirimden dizeler var. Türkiye, Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum; bir vatanseverlik şiiridir. Şovence bir sevgi değil de ülkenin mutluluğunu isteyen eşitsizliği, haksızlıkları da vurgulayan, bir bilinç olması gerektiğini gösteren bir şiirdir. Bebeklerin Ulusu Yok; evrensel barış mesajıdır. Aşk İki Kişiliktir; aşk üzerine gerçekten yenililikleri olan bir felsefenin şiiridir. Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir şey Var ise en çok bilinen şiirim. Bir hayat felsefesini anlatıyor, hayatın her şeye rağmen değerli olduğunu, esas olan şeyin de hayat olduğunu...

-Babanız Haydar Behramoğlu’nun kitabı da burada... Onu da andınız konuşmanızda...

Babam ziraat mühendisiydi. Alanında yazdığı tek bir kitabı var. Hep benimleydi o kitap. Benim için kıymetli bir armağandır, babamdan kalan bir anı olarak... Onu da camekâna koyduk, çok da güzel oldu. Şöyle de bir anım var: Birkaç yıl önce Manisa Halk Kütüphanesi’nin önünden geçerken, ‘bakayım benim ya da kardeşimin bir kitabı var mı’ diye içeri girdim. Behramoğlu diye baktım karşıma babamın o kitabı çıktı: Cevizin Yetiştirilmesi ve Ekonomik Önemi. O gün onun ölüm yıldönümüydü...

İSTANBUL YORGUNLARINA ÇAĞRI

Odunpazarı Belediye Başkanı Avukat Kazım Kurt ise “Sanata ve sanatçıya sahip çıktığımız için mutluyuz. Binadaki restorasyon dahil işlerin yüzde 90’ını kendi işçilerimizle yaptık. Bu da kendimize olan güvenimizi artırdı. Açılışa katılım yoğun oldu. Eskişehirlilerin de sanata ve sanatçıya sahip çıktıklarını gördük. Bu nedenle de çok memnunuz. Temel amacımız ilçemizi İstanbul’un alternatif sanat merkezi haline dönüştürmek. İstanbul’da yaşamak çok zor. O kalabalıkta, stres içerisinde sanatçıların üretmesi de zor. Biz onları Eskişehir’e çağırıyoruz. Yakında Devrim Erbil Müzesi’ni de yapıp Türk sanatına armağan edeceğiz. Çalışmaya yılbaşında başlamayı planlıyoruz... İstanbul yorgunlarını bölgeye çekme çabamız sürecek” diyor