AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı sonra AKP'li vekillerin şikayeti sonrası Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ hakkında soruşturma açılmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ’nün siyasi ayağına ilişkin yaptığı açıklamalar nedeniyle hakkında ‘hakaret’ suçundan soruşturma başlatılan Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, Kartal’daki Anadolu Adliyesi’nde ifade verdi.
İlker Başbuğ ifadesinin ardından adliyenin önünde kısa bir açıklama yaptı.
Başbuğ açıklamasında "Sevgili basın mensupları hepinize iyi günler diliyorum. Biliyorsunuz koronavirüs nedeniyle, aylarca içerdeydik. Bugün ilk defa sokağa çıktım. Aylar sonra ilk defa sokağa çıktım. Nedenide adliyede bugün ifade vermek için geldim. Bu konuya göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür ederim. Size yapacağım açıklamayı yazılı olarak hazırladım. Avukatım size açıklamımızı verecek" dedi.
İlker Başbuğ’un yazılı açıklaması şöyle:
“28 Ağustos 2008’de, Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. Genelkurmay Başkanı olarak göreve başladım.
O gün yapılan Genelkurmay Başkanlığı Devir ve Teslim Töreni’nde yaptığım konuşmada şunu söylemiştim:
‘Giderek güçlenen bazı cemaatler, ekonomiyi yönlendirmeye, sosyal ve politik yaşamı biçimlendirmeye ve dine bağlı bir yaşam tarzı olarak sosyal kimliklerini ortaya koymaya çalışmaktadırlar.’
Bu konuşmadan kısa bir süre sonra, Enver Altaylı F. Gülen’e yazdığı mektupta şunu söylüyordu:
‘Yeni Gnkur. Bşk.’nın zat-ı alinize ve yapılan hizmetlere bakışı son derece menfidir [olumsuzdur]’
30 Ağustos 2010 tarihinde emekli oldum.
6 Ocak 2012 tarihinde tutuklandım.
5 Ağustos 2013’te FETÖ mahkemesi tarafından müebbet hapis cezasına çarptırıldım. Eğer o gün, Türkiye’de idam cezası kalkmamış olsaydı, bugün aranızda, hayatta olmayabilirdim. Yargıtay’ın kararı ve yeniden yargılanma neticesinde iddia edilen “Ergenekon Davası” tarihin çöplüğüne atıldı.
26 ay Silivri’de cezaevinde tutuldum, hürriyetim elimden gasp edildi.
Genelkurmay Başkanlığı görevim süresince, cezaevinde bulunduğum ve cezaevinden çıktığım günden bugüne kadar, TSK’ya karşı yürütülen komplolar ile mücadele ettim. Bu mücadeleyi bir görev ve sorumluluk olarak kabul ediyorum. Bu mücadele “Ergenekon’dan Çıkış” isimli kitabımda detaylı olarak anlatılmaktadır. Verilen bu mücadeleyi bazıları hayal bile edemez.
Bugün haksız ve anlamsız bir hakaret iddiası ile “şüpheli” sıfatıyla ifade vermeye çağrıldım.
Bu anı tarihe bir not olarak düşmek istiyorum.
Elli yıl bilfiil TSK’da görev yapan ve Türk Ordusu’nun en üst makamına gelen, geçmişten bugüne kadar yaptıkları ve davranışları herkes tarafından net olan birisi olarak, TBMM’nin manevi şahsiyetini hedef alan bir konuşma veya davranışımız söz konusu olamaz.
26 Haziran 2009 günü TBMM’ye getirilen yasa değişikliklerinden birisi Anayasa’ya aykırıdır. Bu yasa değişikliği Anayasa Mahkemesi tarafından 21 Ocak 2010’da iptal edilmiştir. Burada üzerinde durulan noktalar; Anayasa’ya aykırı bu yasa değişikliğinin kimler tarafından hazırlandığının ve bu yasa değişikliklerinden kimlerin faydalandığının, neden-sonuç ilişkileri çerçevesinde değerlendirilmesi ve sorgulanmasıdır.
Takdir, Yüce Türk Milletinindir.”
NE OLMUŞTU?
Genelkurmay eski başkanı İlker Başbuğ katıldığı bir programda ve eski CHP Milletvekili Dursun Çiçek de yaptığı açıklamalarda, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan yasa değişikliğinin arkasında FETÖ'nün olduğunu açıklamıştı.
Başbuğ FETÖ'nün siyasi ayağı imasında bulunarak "26 Haziran 2009'da bu kanun teklifini kim hazırladı? Ben bilmiyorum. 'Araştırsınlar' diyorum. Ben bir ipucu veriyorum. Bu kanun teklifinin FETÖ'nün emriyle, direktifiyle hazırlandığını düşünüyorum. Çünkü ikisinde de FETÖ komplolarıyla bağlantılı bir olayla karşı karşıyayız" ifadelerini kullanmıştı.
Başbuğ'un bu sözlerinin ardından AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip'in talimatı sonrası AKP'li milletvekilleri Mustafa Elitaş, Bekir Bozdağ, Ahmet Aydın ile eski AKP'li milletvekilleri, Mehmet Ceylan, Ahmet Müfit Doğan ve Yahya Doğan'ın şikayeti üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İlker Başbuğ hakkında, "Hakaret" suçundan soruşturma başlatılmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul'da yaşayan İlker Başbuğ'un ifadesinin alınabilmesi için talimat yazdığı İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Başbuğ'a davet göndererek ifadeye çağırmıştı.
Adliyede Avukatı İlkay Sezer ile buluşan Başbuğ, Anayasal Suçlar Bürosu'nda SEGBİS sistemi ile ifade verdi.
Başbuğ ifadenin ardından adliye çıkışında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.