Eski AKP milletvekili ve Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, Halkbank'ın eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kurucusu olduğu Bilim ve Sanat Vakfı’na ait Şehir Üniversitesi’nin malvarlıklarına tedbir koydurmasını köşesine taşıdı.
Çocuklarının bu üniversitede okuduğunu söyleyen Ocaktan "Yakın zamanlarda sormaya başladılar" dedi ve şunları yazdı:
“Baba, bizim okula bir şey yaparlar mı?”
Bu sorunun sorulmasına sebep olmak ayıptır.
“Yapabilirler oğlum. Kulağıma geliyor. Devletin içinden bazı zevat kurcalıyor.”
28 Şubat falan bitti halbuki.
Şehir Üniversitesi’nin huzurla, güvenle eğitimine devam etmesine bir mani olmaması lazım.
Fakat maalesef, Şehir Üniversitesi’ni eğitim yapamaz hale getirmek için gerekli adımlar atılmaya başlandı.
Nitelikli olan, seviyeli olan, nezih olan her şeye birilerinin musallat olması gerekiyor demek ki.
Bir şekilde, Dragos’taki kampüs arazisinin bir parselinin Şehir Üniversitesi’ne tahsisi kaldırılmış.
Yargı yoluyla mı?
Evet yargı yoluyla.
Yargı da malum, bağımsız ve tarafsız.
Yani yargı, bağımsız ve tarafsız bir şekilde tahsisi kaldırmış.
(Bağımlı ve taraflı olsa ne yapardı kim bilir.)
Halk Bankası da vaktiyle verdiğimiz kredinin teminatı ortadan kalktı iddiasıyla Şehir Üniversitesi’nin hesaplarına tedbir koymuş.
Ne olur böyle yapınca?
Üniversite, giderlerini karşılayamaz hale gelebilir.
Sonunda da kayyım atanır.
Üniversite açıklama yapıyor, başka teminatlar gösteriyor, bankaya olan borcunun bir kaç katı kadar gayrı menkul teminatı.
Üstelik, üniversitenin geliri giderlerinden fazla. Yani yeniden yapılandırılsa borcunu döndürebilir.
Anlaşılan banka da yargı kadar bağımsız ve tarafsız.
Henüz bir netice elde edilememiş.
Edilir inşallah. Ümidim var, aklı selim galip gelir.
Gelmezse?
Gelmezse Şehir Üniversitesi bütün taraflar için üzücü bir hatıra olur.