TİP Genel Başkanı Erkan Baş, bugün TBMM Genel Kurulu'nda söz alarak Hatay Milletvekili Can Atalay'ın tahliye talebinin reddedilmesine ilişkin konuştu.
Baş, şunları söyledi:
Hatay Milletvekilimiz Can Atalay, seçilmiş bir milletvekili olmasına rağmen henüz görevine başlamadı. Konuyla ilgili pek çok girişimde bulunduk. Bunlardan bir tanesi de Yargıtay'ın karar vermesi üzere avukat arkadaşların yaptığı başvuruydu. Dün akşam saatleri itibarıyla, gerçekten akıl çerçevesinde değerlendirmemizin mümkün olmadığı bir karar ile sevgili Can Atalay'ın tahliye talebi reddedilmiş oldu. Ben bir kez daha burada, tüm milletvekili arkadaşlarımızı tüm siyasi parti gruplarını ve kamuoyunu bilgilendirmek, tarih önünde not düşmek, tutanak altına alınmasını sağlamak için bir hatırlatma ile başlayayım.
Can Atalay hepimiz gibi adaylık başvurusunda bulunmuş ve YSK tarafından adaylığı kabul edilmiş bir milletvekili adayı olarak bu sürece ilk adımını attı. Hatay halkı, Can Atalay'ı milletvekili olarak seçti, arkasından mazbatası il seçim kurulu tarafından kendisine verildi. Aldığımız mazbatayı, TBMM Başkanlığı'na teslim ettik ve Can Atalay, Meclis kütüğüne kaydedildi. Ardından hepimizin gözleri önünde, burada, Meclis Başkanlığı'na aday gösterdik. Bu da aslında milletvekilliğinin Meclis tarafından bir kez daha tescil edilmesi anlamına geliyordu bize göre. Ve en önemlisi, bütün TBMM'nin ortak iradesi ile Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyesi olarak seçildi.
"YARGITAY KARARI ANAYASA'YA AYKIRI"
Şu an itibarıyla TBMM üyesi Hatay Milletvekilimiz, Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyemiz Can Atalay hala Silivri Cezaevi'nde tutulmaktadır. Dün Yargıtay'ın 3. Ceza Dairesi bir karar açıkladı. Bu karar Anayasa'ya açıkça aykırı. AYM'nin ve Yargıtay'ın daha önce, burada grubu bulunan neredeyse bütün partilerin milletvekillerine dair verdiği kararlara, içtihatlara kesin olarak aykırı bir biçimde tahliye talebi reddedildi.
Şimdi burada söz alma nedenimiz esas olarak şudur. Asla yürütmenin ya da yasamanın, yargı üzerine vesayet kurması taraftarı değiliz. Her koşulda bunun karşısında durduk ama aynı biçimde yargının da TBMM iradesinin, halk iradesinin üzerine baskı oluşturma hakkı yoktur.
Tarihi bir günde olduğumuzu düşünüyoruz. TBMM'nin önünde tarihi bir görev olduğunu düşünüyoruz. Hep beraber halk iradesine, TBMM iradesine sahip çıkmak durumunda olduğumuzu düşünüyoruz. Buradan tüm siyasi parti gruplarına, Meclis'te temsil edilen tüm siyasi partilere ve milletvekili arkadaşlarımıza açık bir çağrıda bulunuyoruz. Ortak bir tutum almalıdır TBMM. Başta sayın grup başkanvekillerimiz olmak üzere tüm milletvekillerimizi bu konuda görüş bildirmeye ve TBMM'nin ortak tutumunu oluşturmaya çağırıyoruz." (ANKA)