T24 yazarı Bekir Ağırdır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'düşük faiz' politikasının önemli ölçüde etkili olduğu ekonomik krizin seçmenlere yansımasını kaleme aldı.
Bu ülkenin insanlarının en önemli davranış biçimlerinden birinin bireysel hayat ile ortak hayatı iki ayrı evrende yaşaması olduğunu söyleyen yazar, "Bu ayrışma sokaktaki gerilimleri evin içine taşımamak gibi bir savunma stratejisi de aynı zamanda. Hanenin dirlik düzenliği öncelikli elbette. Ve şimdi hanenin dirlik, düzenliği, geçimi risk altında. Adeta fil evin içinde" dedi.
Ağırdır, toplumun tıpkı 1997-2001 arasındaki gibi duygusal bir kopuş yaşadığını belirterek şunları kaydetti:
"Üstelik kendi hanesinin dirlik, düzenliğini sürdüremeyeceğine dair müthiş bir kaygı hâkim. Kaygı geleceğe güveni de ülkeye güveni de eksiltir hale dönüşmüş durumda.
Ekonomik gerçeklik, yoksullaşmanın ve adaletsizliğin kalıcılaşması yurttaşı afallatmış durumda. Üstelik 7 yıldır düzenli olarak ekonomik gerileme Cumhuriyet tarihinde de ilk kez yaşanıyor.
'DERİN YOKSULLAŞMAYI YOK SAYAN İKTİDAR SÖYLEMİ, BÜYÜK BİR KOPUŞ ÜRETİYOR'
Özellikle gençler yalnızca bugünkü işsizlik ve enflasyondan etkilenmekle kalmıyor, gelecek umutları, ülkenin geleceği içinde kendilerini var hissedebilme duyguları da kayboluyor. İster seküler ister muhafazakâr ailede büyümüş, değerleri öyle biçimlenmiş olsun, geleceğe dair umutsuzluğun faturasını iktidara kesecekler. Mesele yalnızca bugün ceplerinde ne olduğu değil derin yoksullaşmayı yok sayan iktidar söylemi büyük bir duygusal kopuş üretiyor.
'FİL DE SÜRTÜK DE HANENİN İÇİNDE'
Hele şimdiki sürtük söylemi gençleri daha da öfkelendiriyor. Bir bakıma fil de sürtük de hanenin içinde. Hiç kuşku yok ki bu durum yalnızca gençlerin kızgınlığını değil ailenin duygusal iklimini de geriyor. Unutmayalım ki hâlâ 20 milyon civarı 30 yaş altı seçmenin dörtte üçü aileden alabildiği harçlıkla yaşıyor. Bu gençler mahallelerinden, evlerinden bile çıkabilme imkanına sahip değiller.
'BU HARARET İKTİDARI YAKACAK'
İktidarın tercih ettiği dil yine ve hâlâ seçmenin kimliğinden hareket etmesi. Ama bu ekonomik tufan kimliklerin soyut anlatısından daha çok ve gerçek bir hararet üretiyor. Bu hararet de iktidarı yakacak."