2019-2020 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni'nde konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"En büyük adaletsizlik, eğitim adaletsizliğidir. Göreve geldiğimizden beri tüm evlatlarımıza mümkün olan en iyi imkânları sağlamanın gayretinde olduk."
"En büyük adaletsizlik, eğitim adaletsizliğidir."
"Almanya'da yüksek öğrenim öğrenci sayısı 3 milyon, bizde 8 milyon. Almanya'nın nüfusu bizimle hemen hemen aynı. Merkel bunu öğrenince 'Bunu bilmiyordum' dedi. Ancak nitelik noktasında aşmamız gereken bir mesafe var."
"Efendim işsizlik var'; olabilir. Her üniversite bitirenin iş sahibi olması diye bir şey yok."
"Şırnak'tan ilk derecede öğrenci çıkabiliyor. İmkânlar hazırlanırsa Şırnak'tan Hakkari'den de çıkar. İstanbul Ankara ile yarış edebilen öğrencileri buralardan da çıkarabildiğimizi görmek bizi mutlu ediyor. Burada bir şeyi ayrıca ifade edeceğim, bu vesileyle yeni kurulan üniversitelerin yöneticilerine üstlendikleri görevin ağırlığını hatırlatmak istiyorum, her bir yönetici başarısını 4 yılda çeyrek asır ileriye taşıyabilir. Bu şekilde gerçekten takdire şayan üniversitelerimiz olduğunu da biliyorum Ancak bazı üniversitelerimiz hâlâ kendilerinden beklediğimiz yere ulaşamamış durumda. Rektörlerimizden özellikle üniversitelerle şehri bütünleşme konusunda çok daha fazla gayret göstermesini bekliyorum. Önümüzdeki dönemde rektör atamalarımızın kriterlerini çok daha yükseğe çıkaracağımızı ve adayları akademik ve idari bakımdan çok sıkı bir inceleme sürecinden geçireceğimizi belirtmek istiyorum."
"Üniversite öğrencilerin aldığı burslara zam gelecek. Yüksek lisans öğrencilerimize bin lira veriyoruz. Bu imkândan faydalanan öğrenci sayısı 1 milyon 613 bindir."
"Üniversitelerimizin araştırma alt yapılarına mükerrer yatırımlar yaparak kaynak israfının önüne geçmek için de hemen bir envanter çıkarmalı. Verimlilik esasına dayalı bir eylem planı hazırlamalıyız. Vakıf üniversitelerimizin üzerine giderek daha çok yapışan ticari kurum algısının önüne geçmek için bilimsel araştırmalarına daha çok yönelmelerini sağlamalıyız. Bil hassa kalite odaklı gelişmiş adı vakıf ama vakıf olmaktan çıkmışlar, tamamen ticari çalışıyorlar. Vakıf dediğimiz zaman farklı şeyler anlıyoruz. Öğrencisinin cebinden ne çıkacak o değil. Tam aksine vakıfta ecdat nasıl tanımlıyor; cebi hümayunundan ödemek suretiyle diyor. Şimdi de bizim vakıf üniversitelerinin patronları kendi cebi hümayunlarından değil orayı doldurmak için gayret ediyorlar."