Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Erdoğan'dan; 'İdlib', '15 Temmuz', 'FETÖ'nün siyasi ayağı', 'İlker Başbuğ', 'İş Bankası' açıklamaları

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rejim güçlerinin bizim bu gözlem noktalarını kuşatmaya başladığını görüyoruz. Onların kuşatması karşısında sessiz kalmamız mümkün değil. Onlara karşı da biz gereğini yapıyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan ziyaretinin ardından Türkiye'ye dönerken uçakta gazetecilere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Erdoğan, James Jeffrey'nin burada 'şehidimiz' demesi bizim için inandırıcı şeyler değil. Jeffrey’nin hakkımızı teslim etmesinden öte, Sayın Trump'ın hakkımızı teslim etmesi çok önemli. Sayın Trump da eğer bizim hakkımızı teslim edecekse onun bir anlamı olur" ifadelerini kullandı.

Fedarasyonun taraflı davrandığına ihtimal vermediğini söyleyen Erdoğan, ''Herhangi bir Bakanımız hakkında filanca kulübü şöyle destekliyor, bir kulübe şöyle tavrı var gibi yaklaşımları kabullenmemiz mümkün değil'' dedi.

Erdoğan son dönemde Fenerbahçe taraftarının tepki gösterdiği, damadı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'a sahip çıktı. "Bir defa bu ülkeye hizmet veren bakan arkadaşlarımızı kalkıp da bu işin içine bulaştırmak çok ciddi bir yanlıştır. Kulüplerimizin yöneticilerinin bu konuda bir defa çok dikkatli olmaları, tribünlerdeki gelişmelere sahip olmaları lazım" diyen Erdoğan'ın, "Sosyal medyada da bunların bedelini ödetmeden bu işi bırakmayız" sözleri dikkat çekti.

“BUNLARIN BEDELİNİ ÖDETMEDEN BU İŞİ BIRAKMAYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

“Ben bir Fenerbahçeliyim, aynı zamanda Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Yüksek Divan Kurulu üyesiyim ama özellikle arkadaşlarıma yönelik sarf edilen hakaretamiz ifadeler yenir yutulur şeyler değildir. Bir defa bu ülkeye hizmet veren bakan arkadaşlarımızı kalkıp da bu işin içine bulaştırmak çok ciddi bir yanlıştır. Kulüplerimizin yöneticilerinin bu konuda bir defa çok dikkatli olmaları, tribünlerdeki gelişmelere sahip olmaları lazım. Biliyorsunuz zaten sosyal medyada da bu tür hakaretlerin, iftiraların cezalandırılmasına yönelik bazı kararlar var. Sosyal medyada da bunların bedelini ödetmeden bu işi bırakmayız.

Kalkıp bilip bilmeden, herhangi bir bakanımız hakkında ‘filanca kulübü şöyle destekliyor, herhangi bir kulübe karşı şöyle bir tavrı var’ gibi yaklaşımları bizim kabullenmemiz mümkün değil. Ben bir ay kadar önce Kulüpler Birliği toplantısında bütün başkanlar oradayken söyledim, ‘arkadaşlar sizden bir ricam var; lütfen siyaseti bu işe karıştırmayın ve bizi bu işlerin içerisine bulaştırmayın’ dedim. Biz bütün başkanlara orada bunu demişken, buna rağmen kalkıp da bu tür açıklamaların yapılması bizi ciddi manada üzer ve buna karşı da biz sessiz kalamayız. Şampiyonluk kimsenin tekelinde değil. Bu sene sen olursun, bir sonraki sene başkası olur.

Bir de şu var onu da söyleyeyim. Kalkıp da benim arkadaşlarım ‘bu sene filanca kulüp şampiyon olacaktır, ya da olmalıdır veya temenni ediyorum’ diye asla söylememelidir. Bizim tarafsızlığımız burada büyük önem arz ediyor. Biz tarafsızlığımızı korumalıyız. Biz bu ülkeyi yönetenler olarak tarafsızlığımızı korumalıyız. Ben mesela lig maçlarına asla gitmem. Söz konusu değildir. Ama diyelim ki Fenerbahçe, Trabzonspor, Başakşehir ya da diğer takımlarımız… Bunların uluslararası herhangi bir müsabakası olduğu zaman oralara gitmeyi de milli bir görev telakki ederim. Bu konudaki hassasiyetimiz önceliklidir. Sporda bunlara dikkat etmemiz lazım. Ligin de artık son virajında kim şampiyon olursa olsun, hep beraber alkışlamamız lazım. Ondan sonra da inşallah hepsine uluslararası müsabakalarda destek vermemiz lazım.”

CHP'nin İş Bankası'nda bulunan hisselerinin Hazine'ye devri için talimat veren AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Zannediyorum birkaç hafta içerisinde onun neticesini de kendilerinden alacağız. Fazla geciktirmeye niyetimiz yok. Vakit kaybına tahammülümüz yok." diye konuştu.

İŞ BANKASI

Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde:

-(İş Bankası’ndaki CHP hisseleri ile alakalı olarak son dönemde çalışma gündemde. Bu çalışma ne durumda?)

Bu konu ile ilgili şu anda çalışmaları birinci derecede Nurettin Canikli Bey yürüyor. Bu hafta MKYK toplantısında bizlere bir sunum da yaptı. Dedik ki bu işi biraz daha olgunlaştıralım ve olgunlaştırmanın ötesinde bir de hukuki işlerle ilgili bir kurul kuralım. Hukukçu arkadaşlarımızla beraber de bu çalışmayı tam manası ile hukuki bir zemine oturtalım dedik. Zannediyorum birkaç hafta içerisinde onun neticesini de kendilerinden alacağız. Fazla geciktirmeye niyetimiz yok. Vakit kaybına tahammülümüz yok.

Erdoğan, yaptığı açıklamada 'FETÖ'nün siyasi ayağı' tartışmalarına ilişkin şu mesajları verdi:

-(15 Temmuz sonrası CHP’nin temizlik sürecinde verdiği bir destek oldu mu? Kılıçdaroğlu soru sormaya devam ediyor. “Darbe olsaydı kimin hangi görevde olacağı belli değil miydi” diye soruyor. Ne söylersiniz?)

Öncelikle onların bugüne kadar yaptıkları tek şey FETÖ ile mücadeleyi hep sulandırmak olmuştur. Bay Kemal’in ciddi bir karşı duruşunu gördünüz mü? Onun o gece Atatürk Havalimanı’nda tankların eşliğinde kaçışını unutabilir miyiz? Orada tankların arasından kaçtı. Gittiği yer neresi? Bakırköy Belediye Başkanını evi. Enteresan olan bir şey daha var: o dönemlerde basın sorduğu zaman verdiği cevap “O akşam oteller doluydu. Oteller dolu olduğu için Bakırköy Belediye Başkanının evine gelmek zorunda kaldım.” 3-5 kişiye o civarda yer bulunamamış.

Listeye bakınca, “eğer o liste kimdedir?” diye sorulursa, o listenin kimde olduğu cevabını kendisinin vermesi lazım. Niye? Zaten o listeyi beraber hareket ettikleri kişiler hazırladılar. Bunlar, malum zat, emekli genelkurmay başkanı, rahat rahat listeyi bulur çıkarır. Bu listeyi bizim düzenlediğimizi söylemek kadar süreci sulandıran bir yalan olamaz. Bunu az önce ifade ettiğim gibi, mütekait olan genelkurmay başkanı, kara kuvvetleri komutanına sorarsa gereken cevabı zaten alması lazım.

Biz yaptığımız bazı değişikliklerle Yüksek Askeri Şura’da sivillerin ağırlığını öne çıkardık. Şimdi Sayın Başbuğ soruyor. Ben de Sayın Başbuğ’a soruyorum. Muhatap almak istemem ama sormak zorundayım. Çünkü halkımın bilmesi lazım. Dürüst davranmıyor. İnandıklarını sonuna kadar savunacakmış. Ya sen inandıklarını savun da ama dürüst savun. Bir tane boruyu göstermek suretiyle milleti aldatamazsın. Önce şunu anlatman lazım. Senin Kara Kuvvetleri Komutanlığın döneminde, Genelkurmay Başkanlığın döneminde acaba kaç FETÖ’cüyü ihraç ettiniz? Önce bunu anlatması lazım. Söyle, “Şu kadar kişiyi ihraç ettik” de. Aynı şekilde -tabi şu anda rahmetli oldu- Yaşar Paşa döneminde kaç kişiyi ihraç ettiniz? Söyleyin, öyle bir şey yok.

Geleyim başka yere. Askeri Mahkeme olayı çok önemli. Buradan eleştiri yapıyor. Askeri mahkemelerin hayatta olması halinde bu askeri mahkeme kalkıp da İlker Başbuğ’u yargılayabilir miydi veya Yaşar Paşa’yı yargılayabilir miydi? Birisi albay, birisi general, orgeneral, korgeneral. Şu anda FETÖ'den dolayı mahkum olanlara aldıkları cezaları askeri mahkeme verebilir miydi? Bugüne kadar benim bildiğim bir İlhami Erdil Paşa, kuzey deniz saha komutanıydı- yargılanmış, ağır bir ceza almış ve bütün apoletleri sökülmüştü. Bir onu bilirim. Onun dışında, üst düzey bir komutanın askeri mahkemede albay vesaire bunlar tarafından yargılandığı ve böyle ceza aldığını görmedim.

-(Askeri mahkemeler kaldırılmasaydı 15 Temmuz gecesi “darbecileri tutuklayın” diye emir verebilirler miydi?)

Mümkün değil, çünkü emrinde olduğu bir makam. Ayrıca o listelere baktığınız zaman kimi görüyorsunuz? İşte o talimatı verenleri görüyorsunuz. Onların şimdi bir kısmı içeride, bir kısmı öyle veya böyle zannediyorum çıkanlar var. Tablo bu. Ama tek soru; bir mahkeme başkanı albay acaba kalkıp da Sayın Başbuğ'u yargılayabilir mi? Veya ona ceza verebilir mi?

Şimdi biri de diyor ki “ben şu anda onun adına konuşuyorum.” Diyen kim? Bakıyorsunuz CHP’nin grup başkanvekili. Sen ne zamandan beri Başbuğ'un avukatı oldun? Onun adına konuşuyorlar. Bırak da varsa avukatı konuşsun. Ve bu kişi parlamentoda. Aynı şekilde zaten Bay Kemal de konuşuyor. İstikamet aynı. Nasıl çıkacaklar buna bakıyorlar. Ben de çok açık net söylüyorum; buradan çıkamayacaklar. Tek güvenceleri şu anda bunlarla ilgili olan yasalar. Şimdi onlar bu yasalara güveniyor. Onu da söyleyeyim, bu yasaları da biz çıkardık kusura bakmasınlar.

-( Farklı bir atmosfer var sanki. FETÖ üzerinden farklı argümanlarla geliyorlar. Kontrollü darbe argümanı vardı. Bu son dönemde yeni bir şey mi deneniyor? Ne dersiniz?)

Ben şunu çok merak ediyorum; bunlar kontrollü darbe ile acaba ne dediklerini önce kendileri anlamışlar mı? Ben bunların kontrollü darbe ile ne dediğini anlamış değilim. Çünkü ben Kılıçdaroğlu'nun kontrollü darbe ile ne dediğini anladığını zannetmiyorum. Çıkıp bunu izah etmesi lazım.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER