Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı canlı yayında soruları yanıtlıyor.
DEPREM SORUŞTURMALARINDA SON DURUM
Erdoğan, şunları söyledi:
Depremde yıkılan binalarda sorumlulukları olanlar soruşturmada. Bu arada 302 şüpheli tutuklandı. 312 şüpheli hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Şüphelilerden 4’ünün yurt dışında olduğu, 64’ünün de öldüğü tespit edildi. 106 müteahhit, 163 yapı sorumlusu, 18 şüpheli de binada değişiklik yapan kişi.
Adli kontroldeki 466 şüpheliden 85’i müteahhit, 56’sı yapı sahibi, 34’ü binada değişiklik yapan kişiler. Adli süreçler devam ediyor. İddianameler de mahkemelere gönderilecek. Milletime bu acıları yaşatan, sorumluluklarını yerine getirmeyen adalet önünde bunun hesabını verecek.
Bu işte çırak değiliz, kalfalığı geçtik, ustalığı da yakaladık. Artık sulak zeminler değil, sert zeminlerde kalıcı konutların yapılması çalışmalarını sürdürüyoruz. Toplam 40 bin 104 afet konutunun ihalesi yapıldı. 6 bin 223 köy evinin de ihalesi yapıldı. Böylelikle afet bölgelerinde toplamda 46 bin 327 afet konutu ve köy evinin yapım süreci başladı. Bir yıl içerisinde 11 ilde toplamda 650 bin konut inşa ederek hak sahiplerine teslim edeceğiz.
'İSTANBUL'A VİZE'
Yaklaşık 5 yıl İBB Başkanlığını yaptım. İstanbul’u iyi tanıyorum. Aşırı derecede iddialı olmak yalan yanlış olur. Depremin tehdit etmeyeceği diyebilirim ki hiçbir şehir olamaz. Buna Ankara’da dahil. Deprem felaket tellallığı yapmayı doğru bulmuyorum. Bu o şehirde yaşayan insanların o şehirlerde yaşama noktasında onları adeta tehdit altına almayı getirir. İstanbul Belediye Başkanı iken İstanbul’a girişi vizeye tabi tutma gibi tezim vardı. İstanbul’a her gelen rahatlıkla girsin, bu olamaz. İstanbul’a girmenin bir bedelinin olması lazım. Londra’ya giremezsiniz, belli kuralları var.
Bunun sebebi nedir? Trafiktir. Oralarda araç otoparklar şunlarla ilgili olarak yasaklar konulmuştur. İstanbul’da 8 milyondu nüfus. Şu anda 15 milyonu geçti. Bir de tabii planlama noktasında İstanbul maalesef zannedildiği gibi planlanmadı, uygulamaya konulmadı. Kimse o planlara uymuyor. Bu zamana kadar iddiamız vardı. Kentsel dönüşüm dedik. Muhalefet kentsel dönüşümü rantsal dönüşümü rantsal dönüşüm diye tanımlamaya başladı. Rant toplama işi muhalefete ait. Bu işi iyi beceriyor.
ÜNİVERSİTELERDE YÜZ YÜZE EĞİTİM
YÖK’e gerekli talimatları verdik. YÖK’te yüz yüze eğitimle alakalı nasıl Covid’de 2 sene sürdü. Online sistemle işi götürdük. İnşallah uzun süre olmayacak ama şu anda online sistemle biraz devam edelim. Şu anda KYK çok işimizi görüyor.
Yurtlarda bir güven var. Osmaniye’de yurda gittim, baktım vatandaşlarım yerleşmişler. Yemek her şey orada çıkıyor. Çocuklar için abur cubur da var. Onlarla oturduk yemeğimizi yedik. Vatandaşla sohbetimde baktım güven var.
Şartlar elverişli olursa uzaktan eğitimle yüz yüze harmanlandığı hibrit öğretim seçeneği tabii ki değerlendirecektir. Gereken adımların atılmasını sağlayacağız. Yüz yüze ile online mukayese edilemez.
'ŞEHİR HASTANELERİ OLMASAYDI COVID’DE NE YAPARDIK?'
İlkokulda kitabımızı bulamazdık. Kırtasiyeciye gittiğimizde 1 hafta 10 gün sonraya gün verirlerdi. Bugünler CHP’nin günleriydi. Onlar bize bunu yaşattı. Şimdi sıraların üzerine bu kitapları koyuyoruz. Çocuklarımız kitaplarını önlerinde buluyor.
Hastaneler noktasında, sağlıkta bizler sayın Kılıçdaroğlu’nun bay bay Kemal’in SSK’nın genel müdürü olduğu dönemleri biliyoruz. Rahmetli Savaş Ay’ın programında beyefendiyi gayet iyi anlatıyordu. Okmeydanı SSK’da af ederseniz ölüp de rehine alınanları anlatıyordu. Bunları yaşadık. Şimdi orası Prof. Dr. Cemil Taşçı Şehir Hastanesi oldu, biz yaptık.
Biz şehir hastanelerinden bahsediyoruz, çıkıyor bay bay Kemal ‘Biz şehir hastaneleri yapamayacağız’ diyor. Ankara’da, İstanbul’da şehir hastaneler olmasaydı biz COVID’de ne yapardık? Biz büyükşehirlerin tamamına bu şehir hastanelerini yapacağız. Sağlıkta başarılı olmaya mecburuz. Sağlıklı ülke olmadıktan sonra bir yere varmanız mümkün değil.
'DAĞIT SANDALYELERİ AL CUMHURBAŞKANLIĞINI HAVALARINDA'
Şu anda o masanın ortaya çıkardığı aday, biz Cumhurbaşkanı olduğumuz zaman bir cumhurbaşkanı yardımcımızı çıkardık diye bizimle alay ediyordu. Şu anda bay bay Kemal, ‘Cumhurbaşkanına böyle bir soru sorulamaz, bu 15 de olur’ diyor. Böyle bir devlet yönetimi olabilir mi? Şu anda Ankara ve İstanbul Belediye Başkanlarını Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak taltif ettiğini söylüyor.
Terör örgütünün siyasi uzantısını da masaya koydu. Devlet yönetiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bir kabile devleti değildir. Öyle lafla sadece ‘ben buradan Cumhurbaşkanlığı kaparsam, herkese sandayeler dağıtırsam Cumhurbaşkanlığını alırım’ diye ülke yönetilemez. Tam anlamıyla eski Türkiye’deki koalisyon mantığı ile çalışıyorlar. Dağıt sandalyeleri al Cumhurbaşkanlığı havalarında, bu kadar basit.
'HDP MASANIN ALTINDAN ÜSTÜNE ÇIKTI'
HDP en başından beri bu masanın yedinci ortağı idi. Biz masanın altında demiştik. Şimdi masanın altından üstüne çıktı. CHP’nin HDP ile asgari müşterekleri olduğunu biliyoruz. HDP eşittir PKK’dır, YPG, PYD’dir. Bu denklemde CHP’nin yeri nerede kalıyor? Bunu benim milletim düşünsün. Benim vatandaşım millidir, yerlidir, özellikle dışarılardan yönetilen emperyal kafaların mahkumu değildir. Emperyal kafaların tamamen dışında milli ve yerli olan yönetime benim vatandaşım layıktır.
Benim vatandaşlarımı Kürt de olsa, Zaza da olsa, bunların ölümüne neden olanları dışarı çıkartmak için gayret sarf ediyorsak bunun hesabını ne bu dünyada ne de ebedi alemde veremeyiz? HDP’nin planları arasında neler var? Kandil’deki talimatlarını uygulamak var. Altılı Masa’nın görüştüğü HDP budur. Kandil’deki terörist elebaşları da zaten Altılı Masa’nın kendileri için umut verdiğini söylüyor. Meral Hanım ‘HDP de HDP’nin talepleri de masaya gelemez’ demişti. Şimdi HDP kumar masasına oturmuş durumda. HDP elbette taleplerinin karşılanmasını isteyeceklerini açıkça belirtiyor. Bu talepleri Kandil belirliyor. 14 Mayıs’ta inşallah hepsine gereken dersi benim aziz milletim verecek.
'BURADAN BAŞARI BEKLEMEK MÜMKÜN DEĞİL'
Bu masanın ilkesizlik üzerine kurulu olduğunu hep söyledik. Masadakilerin birbirine pusu kurduğunu dile getirdik. Meral Hanım bu masayı kumar masası olarak anlattı, ‘Biz noterden gelecek talimatlarla hareket etmeyiz’ dedi. Hile hurda hainlik bu masada her şey var. Herkes birbirine çalım atıyor. İçlerinden bazılarının hakikati dile getirmesi tabii ki önemli. Yapılan açıklamalara baktığımızda. Buradan başarı beklemek mümkün değil.
'HÜDAPAR’IN CUMHUR İTTİFAKI’NA DESTEĞİNİ KIYMETLİ BULUYORUM'
Cumhur İttifakı’nın 14 Mayıs’tan zaferle çıkacağından ittifak olarak hiç kuşkumuz yok. Cumhur İttifakı’nın yerli, milliliğin, samimiyetin adresi. Şu anda Cumhur İttifakı’nın içerisinde yer alan BBP, HÜDAPAR’la ilgili uydurma yaklaşımlar var. Biz ittifakımızın ilkelerinde zaten uyumlu olmuşuz. Uyum olmasa Cumhur İttifakı’nın içerisinde yol yürümeyiz.
Şu anda HÜDAPAR’a yakıştırılmak üzere çirkinlikler var. HÜDAPAR bunları kabul etmiyor, ‘Bizim terörle hiçbir ilgimiz olmaz’ diyor, tamamen yerli ve milli yapı. HÜDAPAR’ın Cumhur İttifakına desteğini önemli ve kıymetli buluyorum. Eğer Karabağ’da, Kızılelma’da buluşabiliyorsak, eğitim, sağlık, adalet, emniyette aynı istikamette buluşabiliyorsak bizim ayrı kalmamız diye bir şey yok. Süreç içerisinde takvimi aynen uygulayabiliyorsak kapımızı kapatmamız mümkün değil. Şurada fazla bir zaman kalmadı.
'YENİ BAŞLANGIÇLAR YAPMAYA HER ZAMAN İHTİYAÇ VAR'
Yenilenmeye, tazelenmeye, yeni başlangıçlar yapmaya her zaman ihtiyaç var. Kongre süreçlerimizde parti kadrolarını yeniliyor ve tabii ki gençleştiriyoruz. Beşeri sermayemiz çok zengin. Kabinede görev alabilecek yetkinlikle çok sayıda arkadaşımız mevcut. Dünyadaki siyasi liderler içerisinde baktığımızda kıdem konusunda en büyük, en ileri kıdeme bu kardeşiniz sahip.
20 yıldır Başbakanlıktan Cumhurbaşkanlığa kadar görevleri ulusal ve uluslararası alanda gerçekleştirdik. Bütün bu hizmetlerimizde uluslararası kuruluşların, kurumların tüm organizasyonlarını yaşamış irisi olarak, uluslararası imzaları atan kimse olarak bu işin içerisinde bulundum. Kabineden olan arkadaşlarımın her birisinin şu anda belli illere adaylar olarak görevlendirdik. Hem deprem kuşağında hem de verdiğimiz illere gidecekler. Ağırlıklı olarak deprem illerindeki görevlerini daha çok önemsiyorum.
'17 KABİNE ÜYESİNE DEĞİŞİK İLLERDE GÖREVLER VERECEĞİZ'
17 kabine üyemin hemen hemen her birine değişik illerde görevler vereceğiz, onları büyükşehirlerden aday yapmayı belirledik. Fuat Bey Ankara’dan bir bölgeye onu da aday yapıyoruz. Bu adaylıkları belirlerken, Fuat Bey örneğin nereli? Yozgatlı. Ankara’da Yozgat nüfusu nerede yoğun? Diyelim ki ikinci bölgede. Fuat Bey’i de orada görevlendirip. Fuat Bey siyasete bizimle teknokrat, bürokrat girdi, şimdi siyasi formayı da giyerek koşturacak. Büyükşehirler bakan arkadaşlarım için en uygun yerlerdir. Onları büyükşehirlerden belirledik, çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
MUHARREM İNCE AÇIKLAMASI
Muharrem Bey’le ağız dalaşına, zihinsel repliğe girmeyi doğru bulmuyorum. Kendisi ne diyordu ‘yenmiş de yenmiş, yenmiş de yenmiş’ diyor. Bunu bay bay Kemal için söyledi. Ne oldu sonunda, mağlup oldu. Biz ne yaptık, bunlarla milletimizin karşısındayız. Eğitimde sağlıkta, adalette, ulaşımda neler yaptık. Dış politikada neler yaptık, bunlarla konuştuk. Bugün Amerika’nın göbeğinde BM’ni tam karşısına Türk Evi’ni inşa ettik. Buralarda kiralık yer bulamayız.
EMEKLİ MAAŞINA ZAM
En düşük emekli aylığını 7 bin 500 TL olarak güncelledik.