Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın başkanlığında uzun bir aranın ardından ilk kez yüz yüze kabine toplantısı gerçekleştirildi. Yaklaşık 3 saat süren toplantı sona erdi. Erdoğan sinema ve tiyatroların 1 Temmuz'dan sonra açılacağını açıkladı. Erdoğan ayrıca, 65 yaş ve üstü vatandaşların saat 10:00 ile 20:00 arasında dışarı çıkabileceğini belirtti. Erdoğan, 18 yaş altına uygulanan tedbirlerin ise kaldırıldığını açıkladı.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Şairi azalan bir millet, kalbi ve damarları kuruyan bir insan gibidir. Bir süre sonra yok oluşu, kaçınılmazdır. Medeniyetimizin sembolleri olan değerlerimize iyi sahip çıkarken, yeni değerler çıkarmanın da çabası içinde olmalıyız. Milletimize bırakacağımız en büyük miras bu olacaktır.
Uzun bir aradan sonra, yüz yüze gerçekleştirdiğimiz kabine toplantımız az önce sona erdi. Toplantımızda normalleşme takvimi çerçevesinde attığımız adımların değerlendirmesini yaptık.
Salgın dönemini özellikle Avrupa ile kıyaslandığında en az kısıtlama, can kaybı ve ekonomik sıkıntılarla atlattığımız bir gerçektir.
Bu musibetin kökü tamamen kazınana kadar hayatımızı maske, mesafe ve temizlik ilkeleri çerçevesinde düzenlememiz gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Tek başına salgını yenmemizle birlikte dünyanın tamamının salgını yenmesi gerekiyor. Yeni normal denen gerçeğin bir süre devam edeceğine kendimizi alıştırmalıyız.
Maskeden solunum cihazına bu mücadeleyi yürütmek için tüm imkanlara sahibiz. Hizmete açtığımız hastanelerin yatak ve yoğun bakım sayısı, ülkelerin toplamıyla yarışacak sayıdadır.
Yeniden yaptığımız ve modernite ettiğimiz hastaneler sayesinde kendimizi güvende hissediyoruz. Herkesi içine alacak kapsamdaki Genel Sağlık Sigortası (GSS) sistemimiz dünyaya örnek olmuştur.
Doktorundan hemşiresinde teknik ekibine kadar tüm sağlık ordumuzla 83 milyon vatandaşımızın hizmetindeyiz.
Zaman zaman istemediğimiz görüntülere şahit oluyoruz. Ancak bu görüntülerin istisna olduğunun kanaatindeyim. Üretim ve ticaret ilişkilerinde ülkemizin önce çıkması için hem sağlık hem de ekonomik tedbirleri sıkı tutmak mecburiyetindeyiz.
Her mücadeleyi yürüteceğiz. İstiklal harbimiz sonrasında dünyadaki büyük dönüşümleri gerçekleştirmekte yeterince başarılı olamamıştık. İnşallah bu sefer farklı gelişecektir. Bu sürece destek vermenizi istiyorum.
Allah’ın izniyle, 2023 hedeflerimize ulaşmamıza en yakın olduğumuz dönemdeyiz. Evlatlarımıza emanet edeceğimiz büyük ve güçlü Türkiye’nin inşaasında son dönemece giriyoruz. Tekemmül ettirerek bunu hep birlikte başaralım.
YENİ KARARLAR AÇIKLANDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan alınan yeni kararları şu ifadelerle açıkladı:
Bu haftaki toplantımızda aldığımız kararlar şu şekilde;
*Lokanta, kafe ve kıraathane kapanış saatleri 24.00’de uzatılmıştır.
Sinema, tiyatro ve gösteri merkezleri 1 Temmuz’dan itibaren faaliyete geçebilecektir.
65 yaş ve üstü vatandaşlarımız 10:00 ila 20:00 saatleri arasında dışarı çıkabilecektir her gün.
18 yaş altı kısıtlaması kalkmıştır.
Milli parklar gibi parklar 18 yaş altı, 65 yaş üstü için ücretsiz olacaktır.
Nikah salonları 15 Haziran’da, düğün salonları belirlenen kurallara uygun şekilde 1 Temmuz’dan itibaren hizmete başlayabilecektir
Aldığımız kararların milletimize hayırlı olmasın diliyorum.
Sağlık Bakanlığımızın ruhsat sürecinin tamamlanmasını ardından ilaç kullanıma sunulacaktır. Corona virüsü salgını küresel ekonomi üzerinde, tarihte benzerine az rastlanılan olumsuz bir etkiye neden oldu. Önceki krizlerden farklı olarak hem arz hem de talep yönünde daralma nedeniyle önemli ölçüde düştü.
Sonuç olarak 2020 yılında dünya genelinde büyük üretim kayıpları, işsizlik oranlarında yükselişler bekleniyor. Hükümetler ve merkez bankaları finansı desteklemek amacıyla önlem paketleri açıkladı.
Özellikle ABD’de ve Avrupa’da oldukça yüksek miktarda açıklanan destek paketlerine rağmen ekonomideki düzelmenin yavaş olduğu görülüyor.
Kamu yardımlarının da ekonomilere ağır bedellerin getireceğini gösteriyor. Ekonomide hızlıca aldığı tedbirlerle Türkiye, salgının etkisini en aza indirmeyi başarmıştır. Sağlam ekonomik yapı sayesinde tüm vatandaşlarına ücretsiz tedavi imkânı sağlayan nadir ülkelerden olduk.
18 yıl önce, biz ülkemizi dört temel taş üzerinde yükselteceğiz demiştik, eğitim, sağlık, adalet ve emniyet. Bu dört önemli temel taşı yerine koyduk ama bunun üzerine bir şeyler daha ekledim; ulaşım, tarım, dış politika… Tüm bunlarla beraber Türkiye artık yerinde duramayan, daha da güçlenen ve böylece ileri yürüyen ülke oldu.
Son 3 ayda, 5,5 milyon ailemize bin lira karşılıksız yardımda bulunduk. Esnafımızın ve işletmelerimizin maliyetlerini gerek Sosyal Güvenlik Kurumu gerek vergi ödemelerini erteleyerek başardık. Nakit ihtiyaçları karşıladık.
Çalışanlarımızı korumak için işten çıkarmayı yasakladık, kısa çalışma ödeneğiyle işletmelerin maaş yükünü hafiflettik.
Mart ayından bu yana 3 milyondan fazla kişi kısa çalışma ödeneğinden yararlandı, 5 milyar lira ödeme yaptık. Ücretsiz izne ayrılanlara ise aylık bin 170 lira nakdi destek sağladık.
Geliri 5 bin liranın altında olan 6,7 milyon vatandaşımıza 40 milyar lira finansman desteği verdik. Halkbank aracılığıyla 1 milyon 300 bin çiftçimize 27 milyar lira destek sağladık. 197 bin işletmeye 154 milyarı aşkın finansman tahsisi yaptık.
Esnafımızın, sanatkarımızın, çalışanlarımızın yanında yer almaya devam edeceğiz.
Piyasalardaki belirsizliklerin yerini güvene bıraktığı, enflasyon ve faizlerin düşüşe geçtiği dengelenme sürecindeki kazanımlara sahip çıktık. Gerçekten çok kapsamlı bir tedbir paketini devreye alabildik.
Dışarıdan hiçbir yardıma ihtiyaç duymadan, uluslar arası kurumlara talep etmeden vatandaşlarımıza destek olduk. Her talebe geri dönüş yaparak ihtiyaca göre desteği devreye aldık.
Konutta tarihin en düşük maliyetlerin ve kolay ödeme imkanı taşıyan desteği milletimize sunduk. Otomativ ve turizmde de finansman destek sağladık. Ekonomik İstikrar Kalkanı ve diğer tedbirlerle Türkiye’nin ekonomik açıdan ne kadar sağlam olduğun gösterdik.
İstihdamda gerçekleştireceğimiz süreçle taçlandıracağız bu süreci.
Türkiye İstihdam Kalkanı’yla çok detaylı bir reform paketi hazırladık. Buradaki amacımız Ocak 2019’dan sonra işsiz kalan vatandaşlarımızı tekrar iş imkânı sağlamaktır. Daha iyi bir istihdam seviyesini hedefliyoruz. Çalışanlarını kısa çalışmaya geçiren ve ücretsiz izne ayrılan yerlere finansman desteği sağlayacağız.
Covid-19 salgının etkilerini en aza indirip daha iyi istihdam yaratacağız. Sürecin en önemli göstergelerinden olan kısmi ya da esnek çalışma iş gücü piyasasını daha da iyi hale getireceğiz.
Özellikle genç istihdam için, 25 yaş altının istihdamını destekleyerek beceri ve deneyim kazanmalarını destekleyeceğiz. 25 yaş altı, 50 yaş üstü için kolay istihdam edilme olanağı sağlayacağız.
Tesis edilecek karma model ile işçilerin hakları korunacak. Tamamlayıcı emeklilik ile ilave emeklilikle süreci hayata geçireceğiz.
Devlet elini taşın altına koyacak. Bu fon ile Türkiye’nin istihdam kalkanını sürekli hale getirmeyi hedefliyoruz. Küçük işletmelere, yatırımcılara uygun maliyetli ve uzun vadeli sistem kuracağız.
İstihdam kalkanını devreye aldıktan sonra tamamlayıcı emeklilik sistemini 2022’de hizmete sokacağız.
Devlet, terörle de mücadelesini veriyor, dağda taşta her yerde. Polisimiz, Mehmetçiğimiz, güvenlik koruyucularımız, jandarmalarımız hep birlikte terörle mücadeleyi bayram seyran demeden devam ettirdi, devam ettiriyor. Bunun da bir maliyeti var. Bütün bunlar devam ederken milli ve yerli yüzde 20 gibi bir güce sahipken bunları yüzde 70’e çıkardık.
Bütün bu yatırımlar aynen devam ediyor. Türkiye bütün bu alanlarda güçlenen bir ülke. Bu mücadele devam ettiği içindir ki, Güneydoğu’da Doğu’daki eski sıkıntılar tarih oldu. Yeterli mi, değil. Tek terörist kalmayıncaya kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz.
Türkiye’nin diğer tarafta da istihdam kalkanıyla ilgili ayrıntıları Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız teferruatıyla paylaşacaktır. Bu projeyi dönem projesi olarak değil, kalıcı bir atılımın ateşleyicisi olarak görüyoruz.
Yerel sektörümüze ve sanayicilerimize destek vereceğiz, istihdamı artıracağız. Yatırımların yüksek ve orta yüksek sektörlere yönelmesini sağlayacağız.
Salgın döneminde ülkelerin kendi kendine yetmesi daha iyi anlaşılmıştır. Salgın sürecinde yürüttüğümüz başarılı mücadele ile dünyadaki en iyiler arasında yer aldığımız gösterdik.
Üretim, ticaret ve lojistik aracılığıyla dünyadaki yerimizi daha da güçlendireceğiz. Yılın ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisini yüzde 4,5 ile büyüme performansı gösterdiğini gerek ulusal gerek dünya görüyor, biliyor.
İçeridekiler hala anlamak istemiyor. Ama bakıyorsunuz OECD Türkiye’yi bir numara olarak gösteriyor, Avrupa Birliği aynı şekilde gösteriyor, G20 gösteriyor. Belki ikinci çeyrekte olumsuz bazı gelişmeler olabilir, ancak üçüncü, dördüncü çeyrekte büyümeyi yakalayacağız. Çünkü zemin sağlam. Nisan’daki kayıplara rağmen Mayıs ayında ekonomimizin toparlanma içinde olduğu işaret ediliyor.
Bakın ABD, şu anda 45 milyona yakın işsizi var. Ve Türkiye bütün bu şartlara rağmen dimdik ayakta duruyor ve şimdi gerek işsizine olsun gerek şu andaki vatandaşlarına her türlü imkânı sağlama içinde.
Toparlanmayı hızlı bir büyümeye bırakacaktır. Enflasyonu istediğimiz seviyelere indirerek bu olumsuz süreci atlatacağız. Yapısal reformlarla gıda şişkinliğindeki önlemlere ilişkin planları alacağız.
Amacımız 2020’de yüzde 8,5 olarak belirlenen enflasyonu kademe kademe düşürerek 2021’de yüzde 6’ya, 2022’de ise yüzde 5’in altına indirmektir.
Birileri zil takıp oynuyordu, bakın şimdi Borsa İstanbul ne halde. Daha çok güzel şeyler göreceksiniz ve bunları öğreneceksiniz. Dövizde de Türkiye iyi bir durumdadır.
İnşallah bu tabloyu devam ettirecek, Türkiye’yi 2023 hedeflerine adım adım yaklaştıracağız. Türkiye olarak salgınla mücadelenin yanı sıra, dış politikada da pek çok başarıya imza attık.
Gelişmiş ülkelerin bile maske savaşına tutuştuğu bir dönemde tüm dünya ile emsalsiz bir dayanışma sergiledik. Her kıtadan, her inançtan 125 farklı ülkeye tıbbi yardım malzemesi gönderdik. Ayrım yok. 128 ülkeden 80 bin vatandaşımızı Türkiye’ye getirerek ailelerine kavuşturduk. Ülkemiz süreçten güçlenerek, itibarına itibar katarak yükselmiştir.
İdlib’de Rusya ile 5 Mart’ta imzaladığımız muhtıra ile bölgede sükunetin bozulmasına izin vermedik. Rejim güçleri birkaç gündür provokasyonlarını artırsa da İdlib’de gereken tüm önlemi alıyoruz.
Bölücü terör örgütünün yeniden palazlanmasına izin vermedik. PKK’lı teröristlere yönelik operasyonlarımızı kesintisiz bir şekilde sürdürdük. Terör örgütünün işçimizi ve vefa sosyal ekiplerine yönelik eylemleri içerideki sıkışmışlıklarının en bariz örneğidir.
Güvenlik güçlerimiz ve SİHA’larımız ile bölücü terör örgütüne nefes aldırmıyoruz. Son terörist de etkisi hale getirinceye kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
İnşallah Türkiye, bölgedeki kardeşlerimizle birlikte terör belasını gündemimizden tamamen çıkaracaktır.
Libya’da darbeci Hafter ile Libya’yı ve Trablus’u işgal planı hezimetle sonuçlanmıştır. Darbeciler Trablus’tan tamamen söküp adılmıştır. Çöl Aslanı Şehit Ömer Muhtar’ın torunları Libya’yı işgale yeltenenleri Trablus’ta bozguna uğratmıştır.
Daha bir yıl önce Libyalı kardeşlerimize ömür biçenlerin kaçtığını görüyoruz.
Libya’da kurulan uluslar arası tuzak bozulmuştur. Sahadaki olaylar daha büyük zaferlerin neticesi olacaktır. Libya’daki kardeşlerimiz desteklemeyi sürdüreceğiz.
Askeri eğitimden devletin yeniden kurulmasına kadar elimizdeki imkânları seferber edeceğiz. Biz emperyalistlerin yanında değil kardeşlerimizin yanında yer alacağız.
Türkiye’nin birikimini ve tecrübesini Libya’ya sunacağız. Biz Libya’da daha fazla kan ve gözyaşı da görmek istemiyoruz. Denizden komşusu olduğumuz Libya’nın eski huzur ortamına kavuşması için çalışıyoruz.
Petrol ve dolarlarla Libyalıların satın alınamayacağınız herkesin kabul etmesi gerekiyor. Türkiye’nin ne topraklarında ne doğal kaynaklarında gözü vardır. Biz sadece Libya’nın esenliğini istiyoruz.
MUHALEFETE TEPKİ
Muhalefetin milletimizin çıkarlarını savunmak gibi bir derdinin olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Darbecilere ve terör örgütlerine destek verenler Libya’da da teröre destek vermiştir.
Doğu Akdeniz’de petrol arama faaliyetlerimize Rumlarla aynı tepkiyi vermişlerdir. Hatta BM’de tek meşru otorite olarak tanıdığı Libya hükümetine terörist iftirasını atacak kadar ileri gitmişlerdir.
Ülkemizin başarısız olması için çok beklediler. Türkiye ve Libya halkı olarak tarihi bir başarıya imza atarak bunların heveslerini kursaklarına bıraktık, bırakacağız. Önümüzdeki dönemde hem içerideki hem de dışarıdaki terör sevicileri hüsrana uğratmaya devam edeceğiz.