Erdoğan’ın konuşmasından başlıklar şöyle:
“Bursa’da infaz koruma memurlarımızın içinde bulunduğu otobüse yapılan terör saldırısında şehit olan memurumuza Allah’tan rahmet diliyorum.
Toplumumuzun tüm kesimleriyle gönül bağlarımızı sağlamlaştırmaya çalışıyoruz. Arkadaşlarımız fakir fukaranın, mazlum ve mağdurların kapısını çalıyor, dertlerine derman oluyor. Muhalefetin manevi atmosferini zehirleme çabalarına rağmen bu mübarek günleri en güzel ve en verimli şekilde yaşamaya özen gösteriyoruz.
Muhalefet yandaşlarıyla birlikte Boğaz manzaralı, 5 yıldızlı lüks otellerin kral dairelerinde halkçılık oynarken biz kendi vatanseverlerimizle birlikte vatandaşlarımızın yanında gönül coğrafyamızdaki ihtiyaç sahiplerine de ulaşmanın mücadelesini veriyoruz. Sivil toplum kuruluşlarımız, vakıflarımız, dünyanın dört bir köşesine yardım ulaştırıyor. Bizde her hâl ve şart altında dik duracağız. Bizim tek muhatabımız milletimizdir. Hiç kimsenin milletimizle aramıza girmesine müsaade etmedik, etmeyeceğiz.
AK Parti teşkilatları olarak kardeşlik ve kucaklaşma seferberliği başlatıyoruz. İçinde bulunduğumuz mübarek ayın gönüllerimizi yumuşatan ikliminden istifade ederek besmelemizi çekip yeni bir heyecanla, yeni bir azimle tekrar yola revan oluyoruz.
2023 seçimlerine kadar devam edecek bu yolculukta kapısı çalınmadık hane, hali hatrı sorulmadık insan bırakmayacağız. Hiçbir ayrım yapmadan, hiç kimseyi dışlamadan 85 milyonun her bir ferdine ulaşmayı hedefliyoruz. Bilhassa bir dönem partimiz içinde yer almış, AK Parti çatısı altında bu ülkeye hizmet etmiş, ancak daha sonra farklı sebeplerle teşkilatlarımızdan kopmuş kardeşlerimize özel önem ve öncelik veriyoruz.
Dört bir yanımızda yaşanan hadiseler AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın Türkiye’nin kilit taşı olduğunu göstermiştir. Ülkemizin 2023 hedeflerini hayata geçirebilecek yegane vizyonun AK Parti ve Cumhur İttifakı’nda olduğu anlaşılmıştır.
Bu süreç muhalefetin ve 28 Şubat ittifakının kendi menfaatlerinden ve hırslarından başka hiçbir gayelerinin millete ve memlekete hizmet olduğunu, hiçbir amaçlarının olmadığını ortaya çıkarmıştır.
Coğrafyamız kan ağlarken, komşularımız savaşırken hemen yanı başımızda, çocuklar, kadınlar ölürken, tüm dünya son yarım asrın en büyük ekonomik kriziyle boğuşurken muhalefetin ve 6 +1’li masanın birbirlerine gol atmak, sosyal medyada birbirlerine ayar vermektir. Sadece geçtiğimiz hafta yaşanan tartışmalar bile zillette izzet aranamayacağını bir kez daha ispatlamıştır.
Özellikle milletimiz masayı kimin kurduğunu, kimin yönlendirdiğini, hangi kirli pazarlıkların döndüğünü gayet iyi biliyor.
Ülkenin hayrına adım atamayacaklarını insanımız çok iyi görüyor. Vatandaşlarımız, 6’lı masanın her gün bir yenisi patlayan skandallarını, bol entrikalı, aldatmacalı, yalan, ihtiras ve ihanet dolu bir pembe dizi gibi kimi zaman gülerek ve utanarak takip ediyor.
Sürekli kavga eden, sürekli kapris ve kumpas peşinde koşan 28 Şubat ittifakı Allah'ın izniyle 2023'ü bile göremeyeceklerdir.
Türk milletinin demokratik kazanımlarına el koymak isteyenler yine kaybedeceklerdir. Bize düşen sadece daha çok çalışmak, daha fazla sahada olmaktır. Türkiye'de siyasetin adresi de merkezi de AK Parti ve Cumhur İttifakı'dır. Türkiye için hayal kuran tüm insanlarımıza AK Parti çatısı altında yer vardır. Biz 11.5 milyona ulaşan üye sayısı ile biz aynı zamanda Türkiye'nin en büyük ailesiyiz.
Gelin; büyük ve güçlü Türkiye'yi birlikte kuralım. Gelin ahdimizi yenileyelim. Kalplerimizi birbirine çok sıkı bir şekilde kenetleyelim.
Son yıllarda Ramazan aylarını ya salgın, ya savaş ya da Müslümanlara yönelik saldırıların altında yaşıyoruz. Bu Ramazan'ı da kuzeyimizdeki kanlı savaşın trajik görüntüleri eşliğinde karşıladık. Son günlerde de Kudüs'teki Mescid-i Aksa'nın mahremiyetine yönelik yeni saldırılar sebebiyle yüreklerimiz bir kez daha dağlandı. İsrail'den görüştüğümüz her lidere Kudüs'ün statüsü konusundaki hassasiyetlerimizi daima açıkça söyledik, söylüyoruz. Uluslararası toplumu Filistinlilere yapılan haksızlıklara karşı duyarlı olmaya davet ettik, etmeyi de sürdüreceğiz. Bu sorunun maiyeti ve yol açabileceği felaketler bilindiği halde kasıtlı olarak bu şekilde davranılıyorsa o zaman işin içinde başka hesaplar var demektir.
Her ne kadar Mescid-i Aksa’nın 1969 yılında alçakça yakılmaya çalışılmasının ardından kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı dahi bu meseleye yeteri kadar sahip çıkmıyor olsa da biz kendi tarihimizin, inancımızın gereğini yerine getirmeyi sürdüreceğiz.
Küresel ve bölgesel ihtiyaçların gereği olarak İsrail’le siyasi - ekonomik ilişkilerimiz için attığımız adımlar başka, Kudüs davası başkadır.
Tüm dünya sussa bile biz Kudüs davamızı en yüksek sesle sürdüreceğiz. Filistin Devlet Başkanı, BM Genel Sekreteri, Ürdün Kralı ile İsrail Cumhurbaşkanı ile yaptığım telefon görüşmelerinde bu konudaki tavrımızı kendilerine ifade ettik. Temennimiz şu mübarek günlerde Kudüs'te yaşanan zulmün son bulmasıdır.
TSK harekâtlarına bir yenisini daha ekledi. Ayın 17'sinden itibaren süreç devam ediyor. Terör örgütünün ülkemize karşı saldırıları için üslenme bölgelerine yönelik kara ve hava unsurları vasıtasıyla kapsamlı operasyon başlatıldı. Şehit olan 2 kahraman askerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Harekâtla amacımız hem Irak topraklarını terör örgütünün tasallutundan arındırmak hem de sınır güvenliğimizi garanti altına almaktır. Türkiye'nin tek amacının sınırlarının güvenliğini sağlamak olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de aynı gaye ile hareket ediyoruz. Bu noktaya bir anda gelmedik. Yaklaşık 40 yıllık terörle mücadelemizde, uzunca bir süre komşularımızın kendi sınırları içerisindeki terör örgütlerinin üstesinden kendilerinin gelmesini istedik ve bekledik. Maalesef biz içeride ne yaparsak yapalım sınır dışında toplanan, eğitilen, ülkemize sızdırılan teröristlerin kökünü tam manasıyla kazıyamadık. Döktükleri kan sürekli arttı. Bir süre önce terörle mücadele konseptimizi değiştirdik. Terör örgütleriyle mücadelemizi doğrudan kaynaklarına, inlerine doğru genişlettik. Bu stratejinin etkilerini de kısa sürede gördük. Sızmaları ve kaçışları büyük ölçüde engelledik. Irak'ta terörle mücadelemize destek veren merkezi hükümet ve bölgesel yönetime teşekkür ediyoruz.
Suriye'nin bir kısmında palazlanmaya hazırlanan terör örgütünün başını da er geç ezeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Yaptığımız operasyonlardan terör örgütü ve yandaşları dışında rahatsız olan kimse yoktur. HDP, terör örgütünün payandalığı dışında hükmi şahsiyeti olmadığını bir kez daha ispatlamıştır. İnşallah yakında Kandil diye bir yer kalmayınca bu parti görünümlü terör örgütü payandasının da varlık sebebi ortadan kalkacaktır."