Erdoğan, "Düğünlere dikkat diyoruz uyulmuyor, mesafe diyoruz uyulmuyor, maske diyoruz uyulmuyor. Cayır cayır sigara içiliyor yani insanımız adeta kendisinin katili" dedi. Erdoğan, "Son dönemde artan vaka ve yoğun bakım sayısına rağmen sağlık sistemimiz dimdik ayaktadır" ifadelerini kullandı. Erdoğan, geçtiğimiz hafta Giresun'da miting yapmıştı. Miting sonrası Erdoğa kalabalığa çay fırlatmış insanlar üst üste çıkmıştı.
Erdoğan, "Düğünlere dikkat diyoruz uyulmuyor, mesafe diyoruz uyulmuyor, maske diyoruz uyulmuyor. Cayır cayır sigara içiliyor yani insanımız adeta kendisinin katili" dedi. Erdoğan, "Son dönemde artan vaka ve yoğun bakım sayısına rağmen sağlık sistemimiz dimdik ayaktadır" ifadelerini kullandı. Erdoğan, geçtiğimiz hafta Giresun'da miting yapmıştı. Miting sonrası Erdoğa kalabalığa çay fırlatmış insanlar üst üste çıkmıştı.
İşte Erdoğan'ın o konuşması:
CHP'Lİ BELEDİYE BAŞKANI DAVET EDİLMEDİ
Kadıköy, Göztepe Şehir Hastanesi’nin açılışını kalabalık bir protokol grubuyla açan Erdoğan, yine ayrımcılık yaparak, kendi partisi dışında hiçbir siyasetçiyi açılış törenine davet etmedi.
Erdoğan, partisinin il ve ilçe başkanlarını açılışa davet ederken, kurdele kesimine AKP Kadın Kolları İstanbul İl Başkanı Rabia Kalender İlhan’ı davet ederek kurdeleyi birlikte kesti.
Erdoğan ve ekibi, Kadıköy Belediye Başkanı’nı da açılışa davet etmedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Göztepe Şehir Hastanesi açılışında konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Türkiye'in sağlıkta gerçekleştirdiği atılımların anlamı Koronavirüs salgını sürecinde çok daha iyi anlaşılmıştır. Aynı şekilde ülkemizdeki kimi kesimlerin yere göğe sığdıramadıkları bazı devletlerin bu konuda ne kadar sıkıntılı oldukları salgın sebebiyle ortaya çıkmıştır. Maddi zenginliğin sosyal adalet ve eşitliği temin etmeye yetmediği bu süreçte çok acı bir şekilde görülmüştür. Türkiye salgını 40 bin yoğun bakım yatağı, 246 bin yatak kapasitesi, 1213 bilgisayarlı tomografi cihazı, hepsinden önemlisi 1 milyon 100 bin sağlık ordusu ile karşılamıştır. Salgın döneminde de çok sayıda sağlık kurulunu hayata geçirdik.
Kurduğumuz güçlü sağlık altyapısı sayesinde gelişmiş ülkeler dahal pek çok yerde adeta ayyuka çıkan tıkanıkların önüne geçilmiştir. Son dönemde artan vaka ve yoğun bakım sayısına rağmen sağlık sistemimiz dimdik ayaktadır. Her yerde bu tarz şeylere uyulmuyor. Düğünlerde dikkat diyoruz maalesef uyulmuyor.
"HER VATANDAŞ TEDBİRİNİ KENDİ UYGULAYACAK"
Sürekli söylememize rağmen bu tavsiyelere uyulmuyor. Mesafe diyoruz uyulmuyor, maske diyoruz uyulmuyor. Aksi takdirde hem kendimiz hem sevdiklerimiz için sonu ölüme kadar varan tehdidin kapısını açmış oluruz.
Bu hastalıktan korunmanın çaresi bulunana kadar her vatandaşımız kendi tedbirini kendisi uygulayacaktır. Milletimizin her bir ferdini tedbirlere uyarak, salgını ortadan kaldırma seferberliğine davet ediyorum. Başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere fedakarca görev yapan insanlarımızın hakkını ancak sorumlu davranarak ödeyebiliriz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'ye karşı husumetlerini ifade etmekten çekinmeyenlerin ifşa ettikleri darbe ve siyasi entrika senaryolarını çöpe atacaklarını belirterek, "Ülkemizi getirdiğimiz seviyenin de üstüne çıkartıp dünyanın en büyük 10 devletinden biri haline dönüştürmekte kararlıyız. Maruz kaldığımız her saldırı, karşılaştığımız her kriz, Türkiye'nin üretim, ticaret, ihracat, teknolojide, temel hizmet alanlarında geldiği yerin manasını daha iyi anlatıyor.
Hamdolsun karşısındakilerin gerçek gücünü ve hareket alanı gören, arkasındaki desteği fiili neticelere dönüştürebilen bir Türkiye var. Tabii bu hakikatleri karşımızdakiler de iyi görüyor. Ülkemize karşı kurulan akıl almaz ittifakların ve sergilenen hak hukuk ve teamül tanımaz davranışların gerisinde bunun verdiği telaş ve korku bulunuyor. Halbuki biz her platformda, her mesajımızda Türkiye'nin adil olması şartıyla her türlü paylaşıma hazır oluğunu ifade ediyoruz. Bu sözümüzde de samimiyiz. Sorun karşımızdakilerin bizim haklarımızı yok sayması, kendilerini bizim üstümüzde konumlandırmaya çalışmasıdır. Ama bunun böyle olmadığını, Türkiye'nin kedisine dayatılan ahlaksız haritalaı ve belgeleri yırtıp atacak ekonomik, askeri ve siyasi güce sahip olduğunu anlayacaklar. Ya siyasetin ve diplomasinin diliyle anlayacaklar ya da sahada yaşayacakları acı tecrübelerle anlayacaklar. Mücadeleyi ve onun sonundaki muhtemel şehadeti en büyük paye olarak gören bir milletin karşısında durabilecek hiçbir gücün olmadığını fark ettiklerinde umarım iş işten geçmiş olmaz. İçinden geçtiğimiz sürecin sonunda olabilecekleri asıl bunca zamandır sahte bir refah ve demokrasi sırça köşkünde yaşayanlar düşünsün. Biz her ihtimale ve her sonuca hazırlıklıyız."
