Çölaşan "O vahşet tablosunu canlı yayında bütün Türkiye'ye bir kez daha izletince acaba ne kazandı?" dedi ve şunları yazdı:
Sevgili okurlarım, geçtiğimiz çarşamba günü Türk parlamento tarihinde ilk kez bir olaya tanık olduk.
Recep Bey Meclis kürsüsünde, partisinin grup toplantısında konuşmasını yapıyor…
Ve bir anda akıl almaz bir sürprizle karşılaşıyoruz. Karşımıza çok bilinen bir olayın videosunu çıkarıyor.
Bir şehit cenazesine katılmak için Ankara'nın Çubuk ilçesine giden Kemal Kılıçdaroğlu'nun orada resmen saldırıya uğraması.
Yumruklar suratında patlıyor, yakındaki bir eve sığınmak zorunda kalıyor. Ev taşlanıyor.
Ne hikmetse ortalıkta güvenlik görevlileri falan yok. Ahali bağırıyor:
“Öldürün onu, yaşatmayın…”
Olanları anımsayacaksınız… Ana muhalefet partisinin genel başkanı linç edilmek üzere idi.
Bu saldırıya karışanlar belli… Ama içlerinden biri bile yargılanıp tutuklanmadı…
Tam tersine, ‘birilerinden” aferin aldılar.
★★★
Gelelim Meclis konuşmasında durup dururken gündeme getirdiği o videoya…
Yaptığı bu iş bir cumhurbaşkanına yakıştı mı?
Acaba bu şahıs danışmanları tarafından mı dolduruşa getiriliyor?
Bu yanlışları kendisine yaptıran o saray veya parti danışmanları mı?
O vahşet tablosunu canlı yayında bütün Türkiye'ye bir kez daha izletince acaba ne kazandı?
★★★
Türk Milleti'ni her fırsatta gerip sinirini bozuyorlar…
Amaç belli. Toplumda gerilim yaratıp memleketin kötüye gidişini bu şiddet gösterileri ile unutturup örtbas etmeye çalışmak…
Ve toplumu korkutmak, sindirmek.
Ne demişti beyefendi bir süre önce Meral Akşener için!..
“Gelin hanıma (Rize'de) çok ileri gitmeden bir ders verdiler. Çayeli'nde de gerekeni yaptılar. Daha neler olacak neler. Bunlar iyi günler…”
Belki rastgele konuşuyor, ağzından çıkanı kulağı duymuyor.
Duyuyor olsa, bir cumhurbaşkanı böyle konuşamaz.