Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde Pendik Millet Bahçesi açılışında konuştu. Erdoğan "İBB'de görevi devraldığımda ağaç yoktu zaten. Yollarımızın kenarlarına, refüjlere ağaç diktik." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Gerçekten şehrimize yakışan güzel eseri Zonguldak'a kazandırmaktan memnuniyet duyduk. İstanbul, Aydın, Kars, Malatya, Muş, Trabzon, Mersin ve Adıyaman'daki 10 ayrı millet bahçemizi daha bugün hizmete açıyoruz. Van, Niğde, Batman'daki atık su artıma, Artvin'deki içme suyu tesislerinin açılışlarını gerçekleştiriyoruz. Bugün aynı zamanda Kaş, Pendik, Kulu, Seydikemer ilçelerindeki bisiklet yollarımızın resmi açılışını yapıyoruz. Toplamda 814 milyon lirayı bulan yatırımla tesisleri halkımızın istifadesine sunmuş oluyoruz. Muğla'da 34 mavi bayraklı halk plajımız, Muğla Gökova, Konya Beyşehir, Samsun Kızılırmak'ta 120 koruma izleme alanımız ile ilgili çalışmaların da resmi açılışlarını burada yapıyoruz. Tüm bu eserlerin tesislerin şehirlerimize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Hastanelerimiz salgın döneminde milletimizin sağlığını korumada hayati öneme sahipse millet bahçeleri ve yeşil alanlarımız da adeta insanlarımıza nefes borusu görevi görmüştür. Pek çok şehrimize yapışan hava kirliliği sorununun azaltılması, doğal gazın yaygınlaşması ve parkların açılması milletimize faydalı olmuştur. Ülkemizin tamamında toplam 56 milyon metrekarelik alanı bulan 324 millet bahçesi yapmak için kollarımızı sıvamıştık. 61 millet bahçesini tamamladık. 46 ilimizde 80 millet bahçesi şu anda yapım aşamasındadır. Ülke genelinde 183 millet bahçesiyle ilgili çalışmalarımızda sürüyor.
Proje ile sadece yeşil alan değil her kesimin ihtiyaç duyduğu sosyal altyapıyı milletimizin hizmetine sunuyoruz.
Cazibe alanları oluşturuyoruz. Millet bahçelerimiz insanlarımıza yürüme mesafesinde erişim sağladığı için afetlerde toplanma alanı olarak da hizmet verecektir. Uzun Mehmet Cami'ni açtık, cami ile birlikte oradan itibaren Karadeniz sahilini adeta bir kordon boyu olarak bitirecek yeni bir projeyi de Zonguldak'ta hayata geçireceğiz.
İBB'de görevi devraldığımda ağaç yoktu zaten. Yollarımızın kenarlarına, refüjlere ağaç diktik. Fidan dikmedik, ağaç diktik. Fidanlar zaman alır. Ağaçlandırma merkezlerinden tutun, ithal edene kadar 10-15 yaşında ağaçlarla tamamen döşedik ve bir anda İstanbulumuz ağaçlandırılmış oldu. 81 ilimizin tamamında şehirlerimizi çok daha fazla yeşil alanla buluşturduk. Çevre, yeşil bizim işimiz. Biz bundan sonra da bunu yapmakla kalmayacak bu noktada özellikle ağaçlandırmadaki faaliyetlerimizi daha da hızlandıracağız. Bisiklet yollarımızı da hayat kalitesini artıran hizmetler arasında görüyorum.
Bisiklet kullanımını teşvik ediyoruz. Tıpkı Konya gibi. Konya bir örnek. Bisikleti tercih edenler kesintisiz ulaşım imkanı sağlıyoruz. Türkiye Bisiklet Yolu Master Planını tamamladığımız Avrupa ile bütünleştirmiş olacağız. Edirne'den bisiklete binen Hakkari'ye kadar güvenli ve kolay şekilde gidebilecektir.
Katı atık toplama tesislerini de artırıyoruz. Yer altı ve yer üstü su kaynaklarını korumanın önemi artıyor. Çöplerden yayılan metan ve karbondioksit oranlarını kontrol altına almayı başardık. Kartal, Pendik burada da yine metan gazı çöp depolama alanlarıyla bir tehdit vardı. Bu tehditten de Pendik, Kartal'ı biz kurtardık.
İnsan sağlığını koruma ve suyun korunması için atık su arıtma tesisleridir. Ülkemizdeki tesislerin sayısını 145'ten 1170'e çıkardık. Artık atık suyun pek çok alanda kullanılma imkanı doğmuştur.
Marmara'da karşımıza çıkan müsilaj gibi sorunların kaynağı arıtılmadan denizlere bırakılan atık sulardır. Bakanıma talimatı verdim. Hiç gecikmeden, İBB niye yapmıyor, Konya niye yapmıyor demeyeceğiz. Çevre Şehircilik Bakanlığı olarak koordinasyonunuza alacaksınız, üniversiteler ile el ele verip bu müsilaj belasından denizlerimizi kurtaracağız. Biz bunu Haliç'te yaptık. Haliç'i nasıl temizlediysek müsilaj belasından da denizlerimizi kurtaracağız. Karadeniz'e yayılırsa bela büyüktür. Gecikmeden bu adımı atmamız lazım. Deniz suyundaki sıcaklık artışının da bunda etkisi var. Kirlilik kaynağı olacak her yerde denetimler sürüyor. Belediyelerden özel sektöre ortak gayretle çözülecek bir sorundur. Tüm kurumlarımızın katkısını alarak bu meselenin üstesinden geleceğimize inanıyorum. Kritik öneme sahip hizmetleri geçmişle mukayese edilemeyecek kadar ileriye taşıdık. Bu hizmetleri her geçen yıl artırarak sürdürmeye kararlıyız.
İnsanın en başta gelen görevi de Allah'ın emanetleri olan tabiat, hayvanlara, canlı cansız tüm varlıklara müşfik davranmak, uyum içerisinde hayatını sürdürmektir. Şehirde yaşayanın şehir dışında yaşayanın vahşi olduğu anlayışı bize ait değildir. Tam tersine bizde vahşi nerede yaşarsa yaşasın vahşidir. Medeni de aynı şekilde. Buna karşılık yaşadığı çevreyi tüketen, çirkinleştiren, sadece alan ve ona bir şey vermeyen kişi de medeniyetin dışında demektir. Köylerde nice medeni insana rastlarken şehirdeki vahşileri görebiliyoruz.
Rahmetli hocam şöyle derdi: Çocuklar, sakın ha, çevreciliği konuşuyoruz ya arabasında giderken içtiği sigarayı kalkıpta arabasının penceresinden dışarı atıyorsa o bir çevre katliamı yapıyor demektir. Sigara paketini atıyorsa, çevre katliamı yapıyor demektir. Yol kenarına tükürse bile çevre katliamı yapıyor demektir.
Kuru toprağı canlı şehir haline getiren ve hayata bakışlar, günlük pratikleriyle içinde yaşayan insanlardır. Yürekler bozulmuşsa hangi malzeme kullanılırsa kullanılsın ortaya çıkan şehirler güzelliği yansıtmaz. Ecdadımızın inşa ettiği şehirlerin altında bu anlayış vardır.
Ne diyor Mevlana "Her gün bir yerden göç etmek değil, her gün yeni bir yere konmak ne güzel. Bulanmadan donmadan akmak ne hoş, dünle beraber gitti cancağızım. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım"
Biz de maziden Fatih'e kurduğumuz köprüyü her gün yeni şeyler söylerek her gün daha çok çalışarak daha ileriye taşımalıyız. Ülkemizi daha güçlendirmeli, şehirlerimizi güzelleştirmeliyiz. Çevre alanında da büyük ve güçlü Türkiye'nin inşaasını süratlendirmeliyiz.