Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Erdoğan, "Herkesi kutluyorum" demişti... Poyrazköy iddianamesiyle kumpas yargı önünde 

Sahte ihbarlar ve dijital materyaller, yalancı gizli tanıklar, içeriği itibariyle gerçeğe aykırı rapor, inceleme tutanakları ile Poyrazköy kumpasını kuranlar hakkında iddianame düzenlendi. İddianamede, FETÖ kumpaslarının mimarları hakkında yüzlerce yıl hapis istendi. Organize kumpasa dikkat çekilen iddianame akıllara Erdoğan'ın "Herkesi kutluyorum, tebrik ediyorum" sözlerini getirdi.

Cumhuriyet'ten Furkan Karabay'ın haberine göre, Poyrazköy davası, 2009 yılında Ergenekon kumpası kapsamında Beykoz ilçesi Poyrazköy Keçilik mevkisindeki bir arazide gerçekleştirilen kazılarda ele geçirilen silah ve mühimmatlar üzerine başlamıştı. Kumpas sonucu yargılananlar arasında, 2015 yılında SAT Komutanlığı'na atanan Mustafa Turhan Ecevit, emekli Binbaşı Levent Bektaş da vardı.

O dönem kumpaslar sonucu hapis yatan eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ise cezaevinden çıkarken “Poyrazköy’e o silahları gömenler, o silahları bulanlardır. Bunları öylesine söylemiyorum yakında göreceksiniz” demişti. Öyle de oldu.

FETÖ'nün Poyrazköy kumpas davasına ilişkin, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ile Yurt Atayün’ün de aralarında bulunduğu 68 eski polis hakkında iddianame hazırlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, şüphelilerin çeşitli suçlardan bin 375 yıla kadar hapsi istendi.

KUMPASLARIN MİMARLARI HAKKINDA YÜZLERCE YIL HAPİS CEZASI TALEBİ

Öte yandan, yaklaşık 9 yıl süren ve kumpası kuranlar hakkında yapılan soruşturma sonucunda, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının en önemli mimarlarından, FETÖ'nün kilit polislerinden İstanbul İstihbarat Şubesi eski Müdürü Ali Fuat Yılmazer hakkında 212, kumpasları yöneten ekibin beyin takımı arasında yer alan Emniyet Müdürü Mutlu Ekizoğlu için 270 yıl ve eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün hakkında 573 yıl hapis cezası talep edildi.

İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ihbarcı olduğu iddianamede, suç duyurusunda bulunanın ise Genelkurmay Başkanlığı olduğu görüldü. Bin 26 sayfalık dddianamede 87 kişilik müştekiler arasında, Balyoz Kumpas davalarında haksız tutuklamaya isyan ederek yaşamına son veren Yarbay Ali Tatar'ın ağabeyi Ahmet Tatar, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) davasında yargılanan vakıf ile dernek üyeleri yer aldı.

KUMPASI "GAYRİMÜSLİMLERİ VURACAKLAR" DİYEREK ÖRMÜŞLERDİ

Poyrazköy'de yapılan kazılarla başlayan ve ÇYDD, Amirallere Suikast gibi davalarla birleştirilen davada, hem Kafes Eylem Planı'ndaki imza sahteciliğine hem de el konulan dijital dokümanlara dair, Özel Yetkili Mahkeme'nin yapmadığı tüm bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştı. 5 No’lu hard disk’e saati geri alınmış bilgisayardan yapılan dosya aktarımları yapıldığı yanı sahte delillerle kumpas kurulduğu ortaya çıkmıştı. Dijital sahteciliklerle örülen kumpas davasını FETÖ'nün kapatılan yayın organı günlerce haberleştirmiş, Mehmet Baransu da "Gayrimüslimleri vuracaklar" demişti.

Kumpasların örüldüğü bu dönemde, FETÖ'nün yayın organları Ali Tatar'ın Alevi cuntası kurduğu ve Türkan Saylan'ın misyoner olduğu iftirasını manşetlerine taşımıştı. Kafes Eylem Davası, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Çağdaş Eğitim Vakfı davası, Amirallere Suikast davası ve Poyrazköy davasının birleştirilmesiyle kumpaslarda yüzlerce isim haksız yere yargılanmıştı.

ÇYDD Genel Başkanı Türkan Saylan, bu kumpaslardan ve hukuksuzluklardan çok etkilendi, kısa bir süre sonra da hayatını kaybetti. Yarbay Ali Tatar da "En küçük suçu ve günahı olmayan ben, bu yapılan hukuksuzluğa isyan ve bu karanlığa bir nebze ışık tutabilmek için hayatıma son veriyorum" diyerek yaşamına son vermişti.

ERDOĞAN "HERKESİ KUTLUYORUM" DEMİŞTİ

FETÖ'nün yayın organlarının yanı sıra iktidara yakın isimler de kumpası destekleyen haberlere imza atmıştı. Bu gazetelerden biri de Yeni Şafak'tı. Kumpası destekleyen haberini ise dönemin başbakanı şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözleri üzerine kurmuştu.

Erdoğan, Fethullahçı isimlerin kurduğu kumpas ve bulunan sözde saldırı için kullanılacağı söylenen mühimmatlar üzerine "Allah aşkına, günlerdir çukurlardan çıkarılan bu bombalar, silahlar neyin nesi, bu haritalar neyin nesi? Birilerini vurmaya, öldürmeye, katletmeye yönelik bu planlar neyin nesi" demişti. Erdoğan devamında, "İnsanı bu düşündürüyor. Birilerinin bu işe güvenle cesaretle gitmesi gerekiyordu. Ben, buradan özellikle şunu söylüyorum: Bu noktada güvenle cesaretle vicdanının sesine uyarak adımı atan herkesi kutluyorum, tebrik ediyorum ve hayırlı olsun diyorum. Zira biz çocuklarımıza, torunlarımıza tertemiz bir Türkiye bırakmak zorundayız" demişti. Kumpasın organize olarak örüldüğü bu günlerde Erdoğan'ın bu sözleri manşetlere taşınmıştı.

ORGANİZE KUMPASA DİKKAT ÇEKİLDİ

Bununla birlikte iddianamede, tüm bu sahte delillerle sürecin örüldüğüne ve kumpasın örgütsel olduğuna dikkat çekildi. Devamında, sahte ihbarlar, manipüle edilmiş dijital materyaller, yalancı gizli tanıklar, içeriği itibariyle gerçeğe aykırı rapor ve inceleme tutanakları ile kumpasın kurgulandığı belirtildi.

İddianamede, "Soruşturma dosyasında yer alan tüm bu kanıtlar; bu bağlamda örgütün tarihsel geçmişi, amacı, hedefi, stratejisi, tertiplediği kumpas davaları ve nihayetinde 15 Temmuz askeri darbe girişimine değin yaşanan süreç, soruşturmaların kurgulanması, soruşturmalardaki usulsüzlükler, hukuka aykırılıklar, operasyonun yapılma şekli ve biçimi, sonuçları ile şüphelilerin ayrıntısı iddianamenin bu bölümünde anlatılan iş ve eylemleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; atılı suçları işlemediklerine ilişkin savunmalarına itibar edilmemiş, bu savunmaların suçtan kurtulmaya yönelik savunmalar olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır" denildi.

Peki, tüm bu kumpas sürecinde açıklamalarıyla, siyasi destekleriyle yer alanlar için ne denilecekti?

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER