AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin açıklama yaptı.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"TSK kara ve hava unsurlarıyla başarılı bir şekilde operasyonu yürütüyor. Suriye milli ordusu da gerçekten kahramanca mücadele ile terör örgütünün temizlenmesinde büyük başarılar gösteriyor. Terör örgütü ABD tarafından 30 bin kamyonluk mühimmat ile teçhiz edilmiş olmasına rağmen ciddi bir direniş gösteremiyor. Dört köy kontrol altına alınmıştır. Diğer yandan da 17 köy kontrol altına alınmış şehir merkezi iki taraftan kuşatılmıştır. Suriye Milli Ordusu , Özgür Suriye ordusu ad değiştirdi. Biz belli bir bölgeyi kontrol altına almayı değil, kardeşlerimizi en az riske atarak yapmak istiyoruz. Teröristlerin karşımızda dayanamayacağını zaten biliyoruz. Amacımız en az acıyla bu süreci tamamlamaktır."
"Sivil vatandaşlarımızı hedef alıyorlar. Şu ana kadar 652 havan ve roket saldırısı olmuştur. Teröristler henüz operasyon başlatılmayan yerleri seçiyorlar. Amaçları Türkiye'nin karşılık vermesi haklinde sivil kayıplar çıkmasını sağlamaktır."
"Kiliseyi vurdu diyecekler ama bu fırsatı onlara vermek istemiyoruz. Masumların kanları üzerinden propaganda yapıyorlar Gerekirse 100 tane sivilin arkasındaki teröristi tespit edip tereyağından kıl çeker gibi onu alacak bilgiye sahibiz."
"2 askerimiz ile 16 Milli Suriye Ordusu mensubu şehit oldu. 27 askerimiz ile 57 Milli Suriye Ordusu mensubu yaralandı. Etkisiz hale getirilen teröristlerin sayısı 490 oldu. Bunların 440'ı öldürüldü, 26'sı yaralandı, 24 adedi de teslim alındı. Şu ana kadar kontrol altına alınan alan büyüklüğü 109 kilometrekaredir. Sosyal medyada Barış Pınarı Harekâtı konusunda ülkemiz aleyhinde faaliyet yürüten 109 kişi hakkında gözaltına alındı, 589 kişiye de idari işlem yapılmıştır."
"Operasyonla ilgili tereddütler üç başlıkta toplanıyor. Operasyonun ardından DEAŞ'lı teröristlerin durumudur. "
"Türkiye DEAŞ üzerinden ülkemizi itham etmeye kalkan ülkeler ve çevreler başta olmak üzere bu terör örgütüne gerçek anlamda mücadele vermiş tek devlettir. Hâlâ Suriye'de bulunan DEAŞ'lılara konusunda her türlü sorumluluğu üstlenmeye hazır olduğumuzu altını çizerek ifade ettik. Buna rağmen bizi itham edenler asla iyi niyetle hareket etmiyor. Kendi güvenlik güçlerimizin ve vatandaşlarımızın hayatlarını riske atmamız pahasına siviller için gösterdiğimiz hassasiyet bunun en büyük göstergesidir. "
"Biz kuyumcu hassasiyetiyle çalışıyor, tek bir masumun burnunun bile kanamaması için çaba gösteriyoruz. hele hele operasyonumuzun Kürtleri hedef alması gibi bir durum söz konusu değildir."
"Biz Suriye'nin kuzeyinde bir terör devletinin kurulmasına müsaade etmiyoruz, etmeyeceğiz. Bunun altındaki gizliliği de sizler de çok iyi biliyorsunuz. Bu terör örgütünden ne kastedildiğini. Son olarak Suriye'deki varlığımızın sebebi Suriye sınırlarımızın güvenliğiyle sınırlıdır. Bizim kimsenin topraklarında gözümüz yok ama topraklarımıza göz dikenlere de acıma lüksümüz yok. Harekât başladıktan sora kimin nerede durduğunu görme imkanı elde ettik. Bu operasyonu işgal olarak tanımlayacak kadar şuurunu kaybetmişler çıktı. Operasyonumuzun ardından ülkemizi ekonomik yaptırımlarla tehdit edenlere rastlıyoruz. Türkiye'yi bu tür tehditlerle yolundan döndürebileceklerini sananlar çok yanıldılar. İşte dün Alman Parlamentosunda dışişleri bakanı bir konuşma yapıyor, Türkiye'ye silah satışını durduracağız diyor. Az önce ben Merkel'e de söyledim; dedim bak hükümetinizde dışişleri bakanınız bu ifadeyi kullanıyor. Bunu neyle izah edeceksiniz? Biz sizinle NATO'da müttefik miyiz, değil miyiz? Yoksa terör örgütünü NATO'ya aldınız da benim mi haberim yok' dedim. Siz bizden yana mısınız, terör örgütünden yana mısınız? Bir taraftan oturup terörle mücadeleyi konuşuyoruz, öbür taraftan terör örgütünün yanında yer alıyorsunuz. Amerika kalkıyor 30 bin TIR silah gönderiyor."
"Bu mesele Türkiye için bir beka meselesidir. Binlerce vatandaşımızı terör saldırılarında kaybettik. Terörün ülkemize maliyeti yüzlerce milyar dolarla ifade ediliyor. Türkiye 35 yıldır gördüğü zararı milli gelirine eklemiş olsaydı şu anda bulunduğu yerin iki-üç kat ilerisinde yer alırdık."
"Türkiye'nin meşru sebeplerini dinlemek bile istemeyenlerin terör örgütünün her söylediğini peşinen doğru kabul etmesinin takdirini ben milletimize bırakıyoruz. Biz bir yandan doğruları yapmaya, anlatmaya devam edeceğiz. Kararlılığımızın karşısında bunların hiçbir önemi yoktur. Böyle bir ortamda dünya kamuoyunu aydınlatalım istiyoruz. Türkiye'deki uluslararası kamu temsilcileriyle haftaiçi Ankara'da bir toplantı yapacağız. Hisar projelerimizde dün itibariyle önemli bir aşamayı geride bıraktık. Tamamen milli ve yerli olarak geliştirdik. Hisar'ı bizim kaynaklarımız, çalışanlarımız velasır bizim milletimiz yaptı. "
"Bu düşüncelerle birkaç ayrıntıyı size ayrıca vermek istiyorum. bazı ülkeler kendi kendilerine gelin güvey oluyorlar. Bizimle terör örgütü arasında arabuluculuk yapmaya talip olanlar var. Bunlar nasıl devlet başkanıdır anlamak mümkün değil. Yav siz ne zamandan beri bir devletin terör örgütüyle masaya oturduğunuz gördünüz! Bunlara bir de kavram açıklamaları yapıyoruz. Bak Türkiye'nin karşısında bir terör örgütü var. Siz bizi terör örgütüyle mi masaya davet ediyorsunuz? Önce bu yaklaşımınızı bir düzeltim. Sonra 'nein nein' diyorlar."
"Irak'ta da durum berbat. Biz Irak'ta da birçok şeyi konuşurken bizim yanımızda farklı karşımızda farklı konuşuyorlar. isim vermek istemezdim ama canım yanıyor. Onlar dara düştüklerinde bizim farklı değerlerimiz var diye yanlarında yer alıyoruz, ama bunlara sıra gelince kalkıp teröristlerin yanında yer alıyorlar. Neymiş Kürtmüş. Kardeşim beni Kürdü mürdü ilgilendirmez. Bunlar terörist. Biz ırkçı değiliz. Bunlar aynı zamanda da tam manasıyla da ırkçı. Bunlar kimleri öldürdü. "
"Konuş konuş fayda vermiyor. Biz dini azınlıkları asla bir kenara koymadık, gereken bütün hassasiyeti gösterdik. Bakın açıklamalar geliyor Ermeni patrikliği açıklamasını yaptı. Harekâta desteklerini ifade ettiler. Çünkü bunlar çok çektiler. Bunlara çok zulmettiler. Bu tablo içerisinde bugüne geldik tabii bizim kalkıp da teröristlerle masaya oturmak gibi Allah göstermesin kendimizi inkar edecek halimiz söz konusu değildir. Böyle bir şeyi asla yapamayız. Bugüne kadar aldığımız siyasi terbiye ile de bağdaşmaz. Bu ne karakterimize, ne cibiliyetimize ne tarihi duruşumuza uymaz. Bizim teröristlerle duruşumuz onlar 30 km derinlik ve en batıdan en doğuya bütün o havzayı terk edene kadar devam edecek. Bunu dün İngiltere Başbakanı'na bugün de Merkel'e söyledim."