Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Erdoğan: Dalga dalga büyüyen zaferin ayak seslerini duyuyoruz

Deprem bölgesindeki çalışmalara ilişkin konuşan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Onca haksızlığa rağmen AB üyeliği stratejik hedefimiz olmayı sürdürüyor" dedi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Maruz kaldığımız onca haksızlığa rağmen AB üyeliği stratejik hedefimiz olmayı sürdürüyor. Ancak kimi Avrupa ülkelerinde İslam düşmanlığı eylemlerine göz yumulması geleceğimiz bakımından endişe vericidir" dedi.

Erdoğan, AKP Genel Merkezi'nde düzenlenen '14. Geleneksel AK Parti Büyükelçiler İftar Programı'nda gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

Bu zor günlerde dost ve kardeş ülkelerin güçlü desteğini yanımızda görmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Arama kurtarma ekipleriniz yüzlerce vatandaşlarımızın enkaz altından çıkarılmasına yardımcı oldu. Bölgede kurduğunuz sahra hastaneleri yaralılarımızın tedavisine katkıda bulundu.

Bu yardımların yanı sıra telefonla aramak, mesaj göndermek hatta bizzat ziyaretimize gelmek suretiyle acımızı paylaşan tüm dost ve kardeşlerimize teşekkür ediyorum.

Kimi dostlarımız milletimiz için dua etti, kimisi yardım kampanyaları düzenledi, kimisi uçaklar dolusu yardım malzemesi gönderdi. Kimisi kıt imkanlarına rağmen elindeki avucundakileri seferber etti.

Bir dönem elinden tuttuğumuz, yaralarını sarmasına destek verdiğimiz hiçbir dostumuz bizi yalnız bırakmadı. Rabbim herkesten, tüm kara gün dostlarımızdan razı olsun diyorum.

"KÜLLERİMİZDEN DOĞMAYI BAŞARDIK"

Milletçe bize uzatılan yardım elini hiçbir zaman unutmayacağımızın bilinmesini istiyorum. Tarih boyunca sayısız imtihandan geçmiş milletiz. Nice saldırıyı, işgal girişimini, badireyi alnımızın akıyla atlattık. Zorluklar karşısında yılmadık, engellere aldırmadık. Bağımsızlık iradesinin kırılmasına izin vermedik.

Gerektiğinde 250 bin evladımızı kara toprağa verme pahasına istiklal ve istikbalimize sahip çıktık. Tıpkı bir anka kuşu gibi küllerimizden doğmayı başardık. Asrın felaketi ile mücadelemizde aynı sarsılmaz azmi gösteriyoruz.

Dün itibariyle 70 bin konut ve köy evinin yapım süreci başladı. Bu sayılar her gün yukarı yönlü güncelleniyor. Deprem bölgesinde 650 bin ilk 1 yıl içinde 319 bin konut ve köy evinin inşasını tamamlıyoruz.

Seçim sürecinin bu çalışmalarımızı yavaşlatmasına izin vermeyeceğiz. 11 ilimizi ve 14 milyon vatandaşımızı etkileyen deprem felaketine rağmen seçimleri erteleme yoluna gitmedik. Türkiye'nin kapasitesine, demokrasimizin gücüne ve milletimizin dayanışma ruhuna güveniyoruz.

"ZAFERİN AYAK SESLERİNİ DUYUYORUZ"

14 Mayıs seçimlerinde insanımızın sandıkta yine en doğru kararı vereceğinden şüphemiz yok. Meydanların dilini çok iyi bilen, son 20 yılda girdiği 15 seçimin hepsinde milletin teveccühü kazanan bir siyasetçi olarak dalga dalga büyüyen zaferin ayak seslerini duyuyoruz.

Türkiye Yüzyılı'nın cemresi sandığa şimdiden düşmüştür. Yurt dışındaki vatandaşlarımız da oy kullanabiliyor. 14 Mayıs seçimleri yurt dışında yaşayan kardeşlerimizin bulundukları yerden oy kullanacağı altıncı seçim olacaktır.

Özellikle bölücü örgüt yandaşlarının baskı, zorbalıkla seçimlere gölge düşürmesine müsaade etmeyeceğinize yürekten inanıyorum. Felaketlerin bize hatırlattığı en çarpıcı hakikat dünya hayatının faniliği yanında tüm insanların aynı kaderi paylaştığıdır. Hangi inanca, kültüre mensup olursak olalım hepimiz büyük insanlık ailesinin birer ferdiyiz.

Fikir ayrılıklarımız, önceliklerimiz, çoğu zaman çıkarlarımız farklı olsa da her birimizin ortak paydası insandır. Türkiye olarak girişimci ve insani vasıflarıyla öne çıkan bu ülkeler çerçevesinde yürütmek zorundayız. Çevremizde yaşanan trajedilere sırtımızı dönmüyoruz. Mazlum ve mağdurların feryatlarına kulaklarımızı tıkamıyoruz.

"DİPLOMATİK BAŞARIYLA KÜRESEL GIDA KRİZİNİN ÖNÜNE GEÇTİK"

Nerede yangın varsa söndürmenin, insanı dram varsa durdurmanın, kriz varsa çözüm bulmanın peşindeyiz. Ukrayna savaşında tutumumuz, kolaylaştırıcı ve arabulucu rolümüz bunun en son örneğidir. Türkiye iki komşusu arasındaki krize çözüm üretmenin derdinde olmuştur.

Karadeniz tahıl girişimi muhataplarımızın da desteğiyle elde ettiğimiz diplomatik başarıyla küresel gıda krizinin önüne geçtik. Mart ayında mutabakatın devam etmesini temin edecek çabaları yine aynı hüsnüniyetle sürdürdük. Esir takaslarıyla pekçok aileyi buluşturmanın mutluluğunu yaşadık.

Hemen hemen her hafta sayın Putin ve Zelensky ile görüşüyorum. Çatışmaların durması için samimiyetle gayret gösteriyorum. Adil bir barışın mümkün olduğuna inanıyorum. Sadece Rusya-Ukrayna krizi değil Suriye, Filistin, Afganistan, Yemen, Somali'de derinleşen krizler sorun bekliyor.

Bir süredir dünya beşten büyüktür diyerek adaletsizliğe ve çarpıklığa dikkat çekiyoruz. Güçlüyü koruyan, zayıfı yok sayan insanlığın kaderini 5 ülkenin iki dudağının arasına hapsedilen mevcut düzen sürdürülebilir değildir. Bu konuda adım atmakta geç kaldığımız her gürün ceremesini maalesef hiçbir günahı olmayan masumlar çekiyor.

Birçoğumuz ömrümüzün önemli bir kısmını soğuk savaş şartlarında, iki kutuplu dünyada geçirdik. Milyonlarca insanın hayatına mal olan çatışma, kriz, gerilimleri yaşadık. Göz göre göre ölüme sürüklenen çocukları, bebekleri gördük. Buna 'dur' demenin vaktinin çoktan geldiğine inanıyorum.

Bu hasbi çağrımıza tüm ülkelerin destek vermesini bekliyoruz. Bir başka alan terörle mücadeledir. Terörü insanlığın gündeminden çıkarmak temel vazifelerimiz arasındadır. Bu şiarla PKK, PYD, YPG, FETÖ ve DEAŞ başta olmak üzere terörün her türlüsüne karşı ayrım yapmadan mücadelemizi sürdürüyoruz.

Kelime oyunlarıyla terör örgütlerini palazlandırma girişimlerini biliyor tek tek takip ediyoruz. Vakti saati gelince elbette muhataplarımızın önüne bunu koyacağız. Vatanımıza yönelik terör tehditlerini kaynağında bertaraf etme stratejisine devam edeceğiz.

"ONCA HAKSIZLIĞA RAĞMEN..."

Balkanların istikrarı ve huzuruna katkı sağlayan adımları her zaman olduğu gibi destekliyoruz. Maruz kaldığımız onca haksızlığa rağmen AB üyeliği stratejik hedefimiz olmayı sürdürüyor. Ancak kimi Avrupa ülkelerinde İslam düşmanlığı eylemlerine göz yumulması geleceğimiz bakımından endişe vericidir.

Mushaf yakma eylemlerine ifade hürriyeti kisvesi altında izin verenler demokrasi ve özgürlük kavramlarının altını oymaktadır.

Kuran-ı Kerim'in yakılmasına kadar varan menfur girişimler hiçbir şekilde kabul edilemez, mazur görülemez. Bu, açık ve net bir nefret suçudur. Yaklaşık 2 milyar insanı rencide etmekle kalmayıp öfkeye sürükleyen bu alçaklıklara artık son verilmesi gerekiyor.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER