CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM'de güncel gelişmelerle ilgili açıklama yaptı. Altay, "Bütün ortaya attığı iddialarda bir hayal kırıklığı yaratan, verdiği hiçbir rakamlar tutmayan, tam tersine artı diyorsa eksi, eksi diyorsa artı sonuçlanan bir Hazine ve Maliye bakanıyla bir damat bey ile karşı karşıyayız. Şöyle görülüyor ki Türkiye bu damat bey sayesinde Andersen, La Fontaine küme düşürdü. Artık Anderson ve La Fontaine den daha büyük daha usta bir masalcımız var. Onun adı da Hazine ve Maliye Bakanı Damat bey"diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM'de güncel gelişmelerle ilgili açıklama yaptı.
Altay yaptığı basın açıklamasın , "Plan bütçe komisyonu yukarıda devam ediyor biraz baktık hazine ve maliye bakanı hayal satmaya devam ediyor. Bugüne kadar yaptığı toplantılarda, verdiği demeçlerde, ortaya attığı iddialarda bir kere tuttursa gam yemeyeceğim. Bütün ortaya attığı iddialarda bir hayal kırıklığı yaratan, verdiği hiçbir rakamlar tutmayan, tam tersine artı diyorsa eksi, eksi diyorsa artı sonuçlanan bir Hazine ve Maliye bakanıyla bir damat bey ile karşı karşıyayız. Şöyle görülüyor ki Türkiye bu damat bey sayesinde Andersen, La Fontaine küme düşürdü. Artık Andersen ve La Fontaine'den daha büyük daha usta bir masalcımız var. Onun adı da Hazine ve Maliye Bakanı Damat bey. Yazık bu ülkeye bu millete. Bu milletin aklıyla alay edilmesine, üzülmesine karşıyız. Türkiye’de iyi bir manzara yok. 82 milyon insanın saray ve avenesini saymazsak tamamı mutsuz. Sanayici mutsuz, iş adamı mutsuz, çiftçi mutsuz, memur mutsuz, iş arayan genç mutsuz, üniversite okuyan öğrenci mutsuz, küçük esnaf mutsuz, ev kadını mutsuz, çalışan kadın mutsuz. Ve bu tabloda gelip TBMM’de Sayın milletvekillerine damat beyin hayal satması, hayal pazarlamasını yani tam tabirle palavra sıkmasını kabul etmek mümkün değil" dedi.
Altay, "25 Kasım kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günü ve dünyanın diğer ülkelerinden ayrı olarak Türkiye bu konuda çok kötü bir karneye sahip. İstatistiklerle sizi boğmak istemiyorum ama 25 Kasım’da şiddete karşı yürüyen kadınlara devletin şiddet uygulamasını kabul etmek mümkün değil. Ben dün TBMM Genel Kurulunda bunu gündeme getirdim. Beklerdim ki Ak Parti mensubu bir kadın milletvekilinin çıkıp 'pes kardeşim bu kadarda olmaz' demesini çok bekledim. İktidarlar sokaktan korkuyorsa o ülkede iktidarın sonu yaklaşmış demektir. Ama bu iktidarın bilmediği bir şey var. Türkiye’de her geçen gün tahrip edilen demokrasimiz, eğer bir gün tümüyle yok olursa burada en büyük zararı Cumhuriyet Halk Partisi değil, önce Ak Parti Sayın Genel Başkanı görür. Bir ülkede demokrasi tahrip edildiğinde ilk zararı iktidar görür. İktidarda oturuyor olsa bile ilk zararı iktidar görür. Bunun için 15 Temmuz darbesini eğer Ak Parti seçmeni Erdoğan bertaraf etti diye düşünüyorsa büyük bir yanılgıdır. 15 Temmuz darbesini bertaraf eden sokaktır. Sokağın sesidir, sokağın vicdanıdır. Bunu ne çabuk unuttular anlamak mümkün değil. Kendi başı sıkışınca sokağa çağıran Erdoğan’ın sonra rahatlayınca sokağa çıkan herkese terörist gözüyle bakması, herkesi terörist gözüyle yaftalaması demokrasilerde kabul edilemez. Gülünç, komik ve aciz bir duruma kendilerini düşürmekten başka yaptıkları bir şey yok" diye konuştu.