İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla 2 yıl 7 ay hapis ve siyasi yasak cezasına çarptırıldığı gün yaşananları anlattı.
Bu noktada hakimin, İmamoğlu'nun sözlerinin YSK değil, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yönelik olduğunu kabul ettiğini ve kararın buna rağmen verildiğini hatırlatalım.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dünkü basın toplantısında Saraçhane buluşmasıyla ilgili önceden bilgisi olmadığını, çağrı yapıldığını da sosyal medyadan öğrendiğini açıklamıştı.
İmamoğlu, yaşananlarla ilgili olarak Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı'ya konuştu. "Kendisini o an arayıp böyle bir miting düzenleyeceğimizi söylemedik ama mahkeme kararının açıklanacağı gün Saraçhane'de toplanacağımız çok önceden belliydi" diyen büyükşehir belediye başkanı, sözlerine şöyle açıklık getirdi:
"Bu dava sürecinde, son 7 aydır partinin bu konu ile ilgili görevlendirdiği parti yöneticisi arkadaşlarla beraber çalışıyoruz. Her detayı aylardır ele alıyoruz. Tüm seçenekleri değerlendirdik. Üç seçenek vardı. Beraat. Ki hukuki olan buydu. Ceza ama beni siyasi haklardan mahrum etmeyecek bir ceza ya da beni siyaset dışına atmaya yönelik bir ceza.
'YENİDEN BİLGİLENDİRMEDİK, ÇÜNKÜ KARAR ÇOK ÖNCEDEN ZATEN ALINMIŞTI'
Açıkçası biz iktidarın tavrından ve son hakim değişikliğinden anlamıştık ki, niyet kötü ve siyasi sonuçları olan bir ceza gelecek. Beni oyun dışına çıkarmak, İstanbullunun iradesini elinden almak isteyecekler. Bu seçeneği değerlendirirken de, eğer böyle bir ihtimal ortaya çıkarsa Saraçhane'de toplanmayı, millete böyle bir adres göstermeyi, tepkimizi Saraçhane Meydanı'nda ortaya koymayı çok önceden konuşmuştuk.
Bu yüzden de karar günü, özellikle de hukukçularımız mahkeme heyetinin uzun bir görüşme için çekilmesinden sonra bu ihtimali güçlü görmeye başladılar ve bunu da bana söylediler. Ben de bunun üzerine daha önceden konuşulup, üzerinde mutabık kaldığımız Saraçhane'de toplanma fikrini sosyal medya üzerinden duyurdum.
Zaten CHP'liler de bir yerde tepkilerini göstermek istiyorlardı. Mahkeme önüne mi gidelim, nereye gidelim diye soruyorlardı. Onlara bir adres göstermek lazımdı ve ben de daha önceden üzerinde mutabık kalınmış bir adresi gösterdim. Doğru, Sayın Genel Başkanı arayıp yeniden bilgilendirmedik. Çünkü bir mahkumiyet kararı çıkması halinde burada toplanma kararı çok önceden zaten alınmıştı."
'MERAL HANIMLA MAHKEME GÜNÜ KONUŞMADIK, İLK ARAYAN DAVUTOĞLU'YDU'
Altaylı, söyleşinin devamında Kılıçdaroğlu'nun İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e yönelik tepkisine değindi.
CHP lideri, Akşener'in Ankara'dan İstanbul'a giderken kendisini aramadığını söylemişti; dün de ittifak ortağının Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İmamoğlu için kullandığı "İki arkadaşımızdan biri aday gösterilse hayır demeyeceğiz" ifadesine "Bir parti başka bir partinin içişlerine karışmamalı. Her partinin kendi kuralları vardır" yanıtını vermişti.
İmamoğlu'nun yorumu şöyle oldu:
"Mahkeme günü ben Meral Hanım'la hiç konuşmadım. Meral Hanım bize destek olmak için Ankara'dan yola çıkınca özel kalemi, benim özel kalemi aramış ve 'Meral Hanım yola çıktı ama saat 4'e yetişemeyebilir' demiş. Ben de onun özel kalemine 'Karar zaten 4'te çıkmayacak. Yetişir sorun olmaz' diye mesaj ilettim. Genel Başkanımızın seçimlerden öncesinde ve seçimlerden bu yana birlikte hareket ettiği bir partinin lideri destek vermek istiyor. Bundan doğal ne olabilir? Ama açık söyleyeyim, beni ilk arayan Ahmet Davutoğlu'dur. Mahkumiyet çıkacağını hissetmişti ve destek telefonunu ilk o açtı. Konuştuk. Meral Hanım'la konuşmadık bile.
'HANGİ LİDER GELSE BAŞIMIZIN ÜZERİNDE YERİ OLUR'
Bana göre 6'lı masanın hangi lideri gelse başımızın üzerinde yeri olur. Nitekim hepsi de destek mesajları yayınladı ve ertesi gün de geldiler. Masadaki bir başka partinin başına gelse bu iş, biz de ona destek verirdik. Bunda bir sorun olmadığını, bunda bir sorun görülmediğini biliyorum."
'ERDOĞAN ÇIKIP FİKRİNİ AÇIKÇA PAYLAŞSIN, AMA NET OLSUN TOP ÇEVİRMESİN'
İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hapis ve siyasi yasak cezasıyla ilgili ne düşündüğünü merak ettiğini de söyledi.
"Ben şunu merak ediyorum. İktidar, daha doğrusu Sayın Cumhurbaşkanı bu kararla ilgili ne düşünüyor, bunu net biçimde söylesin. Bu kararı doğru mu buluyor yanlış mı! Bu karara katılıyor mu, yoksa bu kararın karşısında mı! Bilmek hakkımız. Yargı kararları hakkında konuşmuyorum diyemez çünkü en üst yargı kararları ile ilgili olarak dahi fikirlerini hiç sakınmadan söyledi. Yine söylesin" diyen İmamoğlu, şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp fikrini açıkça paylaşsın. 'Evet bu karar doğrudur' da diyebilir, 'Bu karar yanlıştır ve istinaftan dönmelidir' de diyebilir. Ama net olsun. Top çevirmesin. Çünkü ben mertçe bir mücadele istiyorum. O da böyle bir mertçe mücadele istiyorsa bunu söylesin."
'ERDOĞAN'IN KARŞISINDAKİ RAKİP TAKIMIN BİR OYUNCUSUYUM, AMA OYUNA GİRME İHTİMALİM VAR'
Bu sözler üzerine Altaylı, "Yani mertçe bir mücadele derken kendinizi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karşısında rakip olarak mı görüyorsunuz?" diye sordu. İmamoğlu ise şöyle yanıt verdi:
"'Fatih Bey, ben tek başıma kendimi rakip olarak görmüyorum elbette. Ama Erdoğan'ın karşısındaki rakip takımın bir oyuncusuyum. Teknik direktör beni oyunu sokar veya sokmaz. Ona ben karar vermeyeceğim. Ama oyuna girme ihtimali olan bir oyuncuyum. Ve işin güzeli bugün bizim takımda oyuna girmeye ve sonucu değiştirmeye aday, o kapasitede pek çok oyuncu var artık. Dün sayamazdınız bu oyuncuları bugün ise pek çok oyuncumuz var rakibe gol atabilecek. Bu zenginlik artık muhalefet tarafında var. Tek seçeneğe mahkum olan iktidar tarafı artık muhalefet değil. Benim söylemek istediğim ise şu.
Rakibin oyuna girme ve skoru değiştirme gücüne sahip oyuncularından biri maç öncesi yolda, maça gelirken ve üstelik oyuna girip girmeyeceği bile belli değilken sakatlamasınlar. Yolda otomobille çarpıp oyun dışı bırakmayı içlerine sindiriyorlar mı, sindiremiyorlar mı bunu söylesinler! Rakibin bir oyuncusunu, saha dışında sakatlayıp oyun dışı bırakmayı doğru buluyorlar mı, bulmuyorlar mı bunu açıkça halka anlatsınlar. Mertçe bir mücadele istiyorlar mı, istemiyorlar mı ben bunu merak ediyorum. Tam fikirlerini duymak istiyorum... Yoksa tabii ki, kendimi aday görmek gibi bir hadsizlik içinde değilim. Ama takımın sahaya çıkarabileceği bir oyuncusuyum. Bu net."