BIST 100 9.550 DOLAR 34,57 EURO 36,26 ALTIN 2.960,38
4° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Ekrem İmamoğlu: Maaşını alıp buraya hizmet etmeyen varsa bırakıp gitsin

Ekrem İmamoğlu: Maaşını alıp buraya hizmet etmeyen varsa bırakıp gitsin

İBB Başkanı CHP'li Ekrem İmamoğlu, Saraçhane'deki merkez binada görev yapan çalışanlarla bir araya geldi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Ekrem İmamoğlu, Saraçhane'deki merkez binada görev yapan çalışanlarla bir araya geldi.

Başkanlık katındaki avluda çalışanlara seslenen İmamoğlu, ''Burada ekmeğinizi size sunan ben değilim. Ekmeğinizi size sunan, bu şehrin 16 milyon insanının vergileri. Sizin ekmeğinizi ben size sunmadığım gibi, bir başkası da size sunmuyor.

Dolayısıyla kula kulluk etmenizin bir anlamı yok. Ben, belediye başkanıyım, göreve geldim, halk beni seçti, bu makamın emanet olduğunu biliyorum ve sizlerin de bu sürece en iyi şekilde layık olacağınız için de hizmet etmenizi diliyorum'' dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane'deki merkez binada görev yapan çalışanlarla bir araya geldi.

Başkanlık katındaki avluda çalışanlara seslenen İmamoğlu, şunları söyledi:

- Çalışma arkadaşlarım, hanımefendiler, beyefendiler. Güzel çalışma arkadaşlarım, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Ben, bu anları yaşamış birisiyim. Bu anları yaşamış bir arkadaşınız, bir hemşehriniz olarak düşünün. İnsani konuşacağım. Benden bir belediye başkanı nutuğu beklemeyin.

Tüm insani değerlerimle ve insani bakışımla konuşacağım. Bu konuda çok net ve samimiyim. Bunu herkesin bilmesini istiyorum. Bizim, belediye bünyesinde çalışan hiçbir bireyle bir sıkıntımız asla olmaz. Her çalışan arkadaşımızın alın terine ve emeğine inanılmaz saygı duyan bir vicdana ve ahlaka sahibim. Bu vicdan ve ahlakın karşılığı olarak, aynı vicdanı ve ahlakı siz çalışanlardan beklerim.

''ÇALIŞMAMIN SINIRI YOKTUR''

Benim çalışma arkadaşlarımdan istediğim çok önemli birkaç şey var. Ben, belediye başkanıyım, göreve geldim. Allah nasip eder, bir 5 yıl burada kalırız. Sonrasını Allah bilir, ben bilemem. Bu süreç içerisindeki tek temennim, bana göre, dünyanın ve İstanbul'un en başarılı belediye başkanı olmak. Bunun için çok çalışırım. Çalışmamın sınırı yoktur. Çok alın teri dökerim. Bu sürece, her arkadaşımın katkı sunmasını dilerim. Katkı nedir? İnsan, hangi makamda, hangi ortamda, hangi birimde çalışırsa çalışsın, en iyisini yapan olmasıdır. Ben nasıl bu boyutta bir şey hedefliyorsam, her biriniz aynı boyutta titizlikle işinize sarılmalısınız.

''BURADA EKMEĞİNİZİ SİZE SUNAN BEN DEĞİLİM''

Burada ekmeğinizi size sunan ben değilim. Ekmeğinizi size sunan, bu şehrin 16 milyon insanının vergileri. Sizin ekmeğinizi ben size sunmadığım gibi, bir başkası da size sunmuyor. Dolayısıyla kula kulluk etmenizin bir anlamı yok. Ben, belediye başkanıyım, göreve geldim, halk beni seçti, bu makamın emanet olduğunu biliyorum ve sizlerin de bu sürece en iyi şekilde layık olacağınız için de hizmet etmenizi diliyorum. İşin özeti bu kadar. Lütfen bunu yapın. Bunun takipçisi olurum, bunu bilin. Yani, işinizi yapıyor musunuz, 16 milyon insanın size sağladığı bu imkanın karşılığını veriyor musunuz? Bunun takipçisi olurum. Onun dışında, 'Ya bana çok mu hürmet ediyor, az mı hürmet ediyor…' Bu tarz duyguların içinde olan bir insan değilim. İşinizi yapmanızı diliyorum.

''KİŞİLERE, KURUMLARA, DERNEKLERE, VAKIFLARA, CEMAATLERE HİZMET YOK''

Arkadaşlar, belli bir siyasi dönemin belli ilişkileriyle ya da kendi hakkınızla buraya işe girmiş olabilirsiniz. O bitti, gitti. İşe girdiğiniz an itibariyle, tamam, Allah razı olsun, işe girdiniz., birileri vesile oldu. Biz de insanlara vesile oluyoruz. Olacağız da. Artık buraya tabisiniz. Bazı insanlar, sözlerimi tek odaklı bir yere çekiyor. Bana, kişilere, partilere, kurumlara, derneklere, vakıflara, cemaatlere… Bunlara hizmet yok. Kendi özelinizde hizmet ediyorsanız, bu sizinle orası arasında. Beni ilgilendirmez. Ama burada çalışanların emeğiyle elde edeceğimiz bir sürecin tek amacı olacak; İstanbul şehrine hizmet etmek.

''İŞİNİZİ YAPIN, GELİP ELİNİZİ SIKAYIM''

Benim derdim, karşımda insanlar eğiliyor, bükülüyor… Bunların hiçbir önemi yok. İşinizi yapın, gelip elinizi sıkayım. Benim bu tavrımın aynısını, benim yol arkadaşlarım, kadrom sizinle paylaşacak. Sizinle konuşuyorum. İBB'nin tüm personeliyle de konuşacağım. Aynı duygularımı böyle iletin.

Karalamalar, lekelemeler olacak. Hiçbiri umurumda değil. Biz bunlara alışkınız, bünyemiz buna alışkın. Biz, yaptığımız işin doğruluğuna bakarız. Her zaman, alanlarda söylediğim şey geçerlidir: Kötü söz, sahibine aittir. Ben, işime bakarım. İnsan, kendini nasıl biliyorsa, öyle konuşur.

''MAAŞINI ALIP BURAYA HİZMET ETMEYENLER BIRAKIP GİTSİN''

Yapının içerisinde, maaşını alıp buraya hizmet etmeyen kişiler varsa, ben söylemeden bırakıp gitsin. İstifasını versin, gitsin. Maaşını alıp, bu kuruma hizmet etmeyen, başka yerlere, başka kurumlara hizmet edenler varsa, biz onu zaten tespit ederiz ama ben olsam o kişinin yerinde, istifamı veririm. Allahaısmarladık der, giderim. Ben, belediye başkanlığım sürecinde böyle bir şeye asla müsaade etmeyeceğim. Benim dilimi lütfen anlayın.

Kendinizi mesul ve sorumlu hissedin. Bahsettiğim şey, aslında tam da kul hakkıdır. Bahsettiğim şey, bu şehrin insanlarının yükünün sırtınızda olduğunun size hatırlatmasıdır. Emeğinize bakın, işinizi yapın. Çok moralli bir şekilde evinize gidin, işinize gelin. İşinizi yaptıkça göreceksiniz bizim sizinle olan diyalogumuz, muhabbetimiz, yol arkadaşlığımız daha da kuvvetlenecek.

''KALBİNİZİ KAZANMAK İSTİYORUM''

On binlerce insanın bu kurumda, direkt ya da endirekt çalıştığını biliyorum. Benim niyetim, sadece İstanbul'da yaşayanların değil, bu çatı altında çalışan on binlerce insanın kalbini kazanıp, onlarla yol arkadaşı olmak.

Ben, size patronluk yapmaya gelmedim. Ben, sizin belediye başkanınızım, sizin yol arkadaşınızım. Siz de bana yol arkadaşlığı yapacaksınız. BU kadar net. Hepinizin kandili mübarek olsun. Bütün kandiller, dualarımızın kabul olmasını dilediğimiz anlardır. İnşallah, güzel temennilerle, barışa, huzura, sevgiye…

Bağırıp, çağırmaya değil, onun bunun adamı olmaya değil, birbirini kucaklayan bir anlayışa sahip olduğumuz bir şehre ve ülkeye sahip oluruz. Siyasi tavırlar olabilir. Başka tavırlar olabilir. Selam vermediğiniz, aramadığınız, aranıza mesafe koyduğunuz, eşiniz, dostunuz, arkadaşınız varsa, bu akşam onları aramayı, selamlamayı, kucaklamayı ihmal etmeyin.

Göreceksiniz, daha huzurlu bir uyku çekeceksiniz bu akşam. Yarın, daha güzel bir güne uyanacaksınız. Tekrar hepinize başarılar diliyorum. Güzel günlerde bir arada olmak dileğiyle selamlıyorum.