İBB, koronavirüs salgını nedeniyle gelirleri kesilen işletmelere destek vermek amacıyla belediyeye bağlı Şehir Tiyatroları sahnelerini, Ekim ayında özel tiyatrolara açtı.
Bu kapsamda, “Teatra Jiyana Nû” (Yeni Yaşam Tiyatrosu) da Dario Fo’nun “Yüzsüz” oyununu, “Beru” adıyla Kürtçe olarak 13 Ekim’de Gaziosmanpaşa Sahnesi’nde sahneleyecekti. Ancak kaymakamlık, perdenin açılmasına saatler kala oyunun yasaklandığını oyunculara bildirdi.
İstanbul Valiliği, oyunun Kürtçe olması nedeniyle değil, terör örgütü propagandası yapılacağı gerekçesiyle yasaklandığını duyurdu. Gazeteciler, kentsel dönüşüm çalışmalarının en olumsuz örneklerinin yaşandığı Fikirtepe’de incelemelerde bulunan İBB Başkanı’na konu hakkındaki fikirlerini sordu.
Dünyaca ünlü İtalyan yazar Dario Fo’nun oyununun daha önce Devlet Tiyatroları’nca da sahneye konulduğunu hatırlatan İmamoğlu, bu soruya, “Kırmızı bülten ile aranan bir terör örgütü üyesinin televizyonda çıkıp açıklama yapması serbest. Kürtçe bilen vatandaşlarımızın gidip izleyeceği bir oyunu oynatmak yasak, suç. Böyle bir şey olmaz. Devlet aklı, devleti yönetenlerin ortaya koyduğu bu akıldır. Yani o yönetenlerin orada ortaya koyduğu akıl, sudan ucuz bahaneler, geçersiz mesnetsiz bahaneler üretemez. O aklın; geçerli, akıllı, hukuka uygun ve kanunlara uygun bir şekilde hareket etme ve ortaya akıl koyma mecburiyetleri vardır” yanıtını verdi.
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 4'ncü İdari Dava Dairesi, yıllardır kentsel dönüşüm çıkmazının yaşandığı Kadıköy'ün Fikirtepe semtinde yaşayanların itirazlarını, geçtiğimiz mayıs ayında karara bağlamıştı. Mahkeme, İstanbul Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü'ne 5 ada ve 6 parselde “resen tevhid iptal kararlarının” uygulanmaya konulmasını gerektiği kararını bildirmişti. Buna göre mülk sahibi istemediği müddetçe, müteahhitlerin bu alanda iş yapmasının ve mülkünü zorla elinden alıp kentsel dönüşüme tabi tutmasının önüne geçilmişti. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kentsel dönüşüm çalışmalarının olumsuz örnekleriyle gündeme gelen semtte incelemelerde bulundu. Fikirtepe Kiptaş Şantiyesi önünde başlayan inceleme gezisinde İmamoğlu’na, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı ile İBB bürokratları eşlik etti.
'FİKİRTEPE, TÜMÜYLE YANLIŞ BAŞLAMIŞ BİR İŞ'
İmamoğlu, ziyaretinin sonunda, gazetecilerin gezisine ve gündemine ilişkin sorularını yanıtladı. İmamoğlu, Fikirtepe’deki soruna ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
“Fikirtepe, tümüyle yanlış başlamış bir iş. Aslında her bileşenin hatası var. Ama tabii vatandaşa bu saatte hata bulmak en büyük yanlış. Bu işi koordine eden o dönemin erkleri. Büyükşehirle başlamış, sonra bakanlığa geçmiş vesaire vesaire. O dönemlerde ilçe belediyesi yok sayılmış. Ama bugüne geldiğimizde, etrafa baktığınızda, dünyada böyle devlet eliyle yapılmış trajedi var mıdır; yoktur. Şimdi biz diyoruz ki; bugün çözüm bulmamız lazım. Burada insanlar zamanında, ‘Ne kadar çok daire alabilirim’ sevdasına düşmüş olabilir. Buna bakanlıklar veya müteahhitler zemin hazırlamış olabilir; neyse, olan olmuştur. Önerimiz nettir: Bakanlıkla, sayın Bakanla bizzat görüşerek, sayın Kadıköy Belediye Başkanımız irtibatları kurarak, biz aynı şekilde irtibatlarımızı kurarak, ortak mücadele hususu oluşturma konusunda bir işbirliği önerimiz oldu. Heyet belirledik. Ankara’ya gittik. Konuşuldu.”
'BU KADAR KARMAŞAYA GEREK YOK'
“Farkındaysanız, şurada yüz metrede bile muhtarımız ayrı dert yanıyor, vatandaşımız ayrı dert yanıyor. KİPTAŞ kendini savunuyor.; çünkü bakanlıkla sözleşmesi var. Kadıköy Belediyesi’nin eli kolu bağlı. İBB’nin yapacakları zaten belli, yetki olarak alanı değil. Biz dedik ki, ‘Bu kadar karmaşaya gerek yok. Buraya bir yapı kuralım. Burayı bakanlık yönetsin. İçerisinde İBB, Kadıköy Belediyesi, KİPTAŞ ve onunla ilgili kurumlar, muhtarı, buranın sivil toplum kuruluşları, burada bu işleri yapan müteahhitler olsun.Burada bir işbirliği mekanizması kurulsun. Kademe kademe her sorunu beraberce çözelim. Biz, kendimizi olayın dışına asla atmıyoruz; tam aksine içine girmek istiyoruz. Ve Sayın Bakan’ın belirlediği genel müdürle, arkadaşlarım toplantı yaptılar.”
'BURADA ACİL YAPILMASI GEREKEN İŞLER VAR'
“Aslında ben, bir adım atılsın, öyle buraya geleyim istedim. Ama ne yazık ki, bugün yarın bugün yarın bir netice alamayınca, bir saha gezisi ihtiyacı duydum. Çünkü burada acil yapılması gereken işler var. Yürütülmesi gereken işler var, onun için sahadayız. Benim istirhamım, sayın Şehircilik Bakanı, ilgili kurum yöneticilerinin, bizlerin bu dediğim öneri doğrultusunda burada herkesin içinde olduğu bir mekanizma kuralım. Şu an İstanbul’da, Türkiye’de nelere para harcanmıyor ki? Buradaki trajedi, yanlış yönetilme mekanizmasıyla ne yazık ki devlet eliyle yapılmış. Dolayısıyla biz bunu hep beraber çözebiliriz. Buna gücümüz yeter. Vatandaşlarımızın dahi fedakarlık yapması lazım belli konularda. Yani 10 daire olsun, 20 daire olsun hesabı bitmiştir. Bir şekilde fedakarlık yapılmalıdır, anlamlı ve mantıklı. Benzetmekte hata olmasın ama ortada kalan cenazeyi her birlikte kaldırmamız lazım. Onun için de bugün buradayım, buradan da çağrımı yapıyorum. Umarım hızlıca bir dönüş olur ve bu mekanizmayı Fikirtepe’de kurarız.”
'KIRMIZI BÜLTENLE ARANAN TERÖRİSTİ EKRANA ÇIKARMAK SERBEST; KÜRTÇE OYUN YASAK'
İmamoğlu, “Pandemi dolayısıyla tiyatrolar kapalıydı. Siz de özel tiyatrolara destek amacıyla projeler geliştirdiniz. Gaziosmanpaşa’daki Kürtçe oyuna kaymakamlık yasağı geldi. Valilik de ‘PKK propagandası yapılıyor’ diye açıklama yaptı. Olayın içeriği nedir” sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Tabii ki bilgi sahibiyim; Büyükşehir Belediye Başkanıyım. Bazı kararlar alınırken, elbette masada konuşulan hususlar bunlar. Bahsettiğimiz ne? Bir Kürtçe oyun. Tiyatro oyunu. Yani vatandaşlarımızın talep ettiği ya da bu tarz grupların olduğu ülkemizde, Kürtçe tiyatro oyunu sergilemek. Size bir şey söyleyeyim mi? Kırmızı bülten ile aranan bir terör örgütü üyesinin televizyonda çıkıp açıklama yapması serbest. Hiçbir sorun yok. Ama Kürtçe oyun oynayan bir grubun, -ki defalarca oynamış- Kürtçe bilen vatandaşlarımızın gidip izleyeceği bir oyunu oynatmak yasak, suç. Yani böyle bir şey olmaz. Devlet aklı denen bir şey var. Devlet aklı, devleti yönetenlerin ortaya koyduğu bu akıldır. Yani o yönetenlerin orada ortaya koyduğu akıl, sudan ucuz bahaneler, geçersiz mesnetsiz bahaneler üretemez. O aklın; geçerli, akıllı, hukuka uygun ve kanunlara uygun bir şekilde hareket etme ve ortaya akıl koyma mecburiyetleri vardır. Çok üzülüyorum, sıkıntı duyuyorum bunları görünce.”
'AKIL MI OKUYORSUNUZ, TAHMİNDE Mİ BULUNUYORSUNUZ?'
“Düşünsenize; bu ülkenin koca bakan yardımcısı, 16 milyonluk kentin koca valisi açıklama yapıyorlar. Neymiş efendim; ‘Terör örgütü propagandası yapılacakmış.’ Ya bu arkadaşlar, bu oyunu 20-30 kez oynadılar. Türkiye'nin İstanbul'un muhtelif noktalarında 20-30 kez oynadılar. Bugüne kadar neredeydiniz? Burada eğer bir terör suçu varsa, terör örgütü suçu varsa bu işe müdahale edecek olan kişi sizsiniz. Kolluk gücü, idari görevliler sizin elinizde. Yani şimdi akıl mı okuyorsunuz, tahminde mi bulunuyorsunuz, ne yapıyorsunuz? Soruşturma açılacakmış. İnanın tiyatro deyimi ile bu kadar komik bir bahanenin son perdesi. Başka bir şey daha söyleyeyim: Aynı oyun, Devlet Tiyatroları tarafından oynanmış 2014 yılında. Bu oyun, Kürtçe olarak aynı grup tarafından en az 20-30 kez oynanmış. 3-4 yıldır oynuyorlar. Bakın ne diyorum? Dario Fo'nun, -dünya edebiyatının önemli bir ismi İtalyan- bu oyunu, Devlet Tiyatroları tarafından oynanmış. Türkçe oynanmış. Şimdi Kürtçe oynanacak. Ne farkı var? O bakımdan, çok yanlış bir iş, çok kötü bir tarif yapılmış. Yargıya gidecekmiş. E gitsin. Yargıda göreceğiz bakalım ne olacak?”
'BU ŞEHİRDE YAŞAYAN HER DUYGUYA, KÜLTÜRLER ARASI HER TÜRLÜ İLETİŞİME ORTAM YARATMA MECBURİYETİMİZ VAR'
İmamoğlu’nun, “Bu karardan sonra İBB tiyatrolarında Kürtçe oyun vesaire kültürel aktiviteler olacak mı” sorusuna yanıtı ise, “İBB, 16 milyon insanın belediyesidir. Bizim, bu şehirde yaşayan her duyguya, kültürler arası her türlü iletişime ortam yaratma mecburiyetimiz vardır. O bakımdan biz, böyle bir sözden geri adım atacak bir yönetim değiliz” oldu. İmamoğlu, Fikirtepe’deki saha çalışmasının ardından Kadıköy Hasanpaşa’daki Gazhane Binaları Restorasyon alanına geçerek, incelemelerini burada devam ettirdi.