BIST 100 9.368 DOLAR 34,53 EURO 36,16 ALTIN 2.981,44
6° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Ekrem İmamoğlu: Hiç kimse milli iradenin üzerinde değildir

Ekrem İmamoğlu: Hiç kimse milli iradenin üzerinde değildir

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, göreve başladığı günden bu yana İstanbul için gerçekleştirdikleri çalışmaları anlatan bir toplantı düzenledi. "Kendilerini ne yazık ki ülkenin sahibi zannedenler o gün aslında güçlü bir şekilde derslerini aldılar" diyen İmamoğlu, "Anladılar ki; hiç kimse milli iradenin üzerinde değildir" ifadelerini kullandı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun göreve gelmesinin 4. yılında Haliç Kongre Merkezi'nde "Demokrasi Şenliği" düzenledi.

“O GÜN DERSLERİNİ ALDILAR”

İmamoğlu 31 Mart 2019 seçimlerin itibaren gerçekleştirilen 4 seçimde İstanbul'un ortaya koyduğu iradenin çok önemli olduğunu belirtti.

İmamoğlu “4 yıl önce İstanbul ve Türkiye, sizlerin, bu ülke vatandaşlarının verdiği kararla, yeni bir döneme adım attı. Aynı zarftan çıkan dört oydan yalnızca birini geçersiz ilan edip, vatandaşın iradesini yok sayanlar, kendilerini ülkenin sahibi zannedenler, o gün derslerini aldılar. Anladılar ki, hiç kimse milli iradenin üzerinde değildir. Milletin kararını ancak millet değiştirir” diyerek konuşmasına başladı.

“Milletimiz 23 Haziran 2019'da o demokrasi dersini vermeseydi, Türkiye çok daha karanlık bir yola girerdi” diyen İmamoğlu şunları söyledi:

Her yıl dönümünde olduğu gibi insanlarımıza olan biteni anlatmak, insanlarımızla raporlarımızı paylaşmak, bir yılın hesabını verirken bir sonraki dönemin hangi adımları içerdiğini onlarla paylaşmak sorumluluğunu yerine getiriyoruz.

İnsanlar yaptıkları işleri anlatmaktan elbette keyif duyar. Ama burada temel mesele keyif duymanın çok ötesinde insanlarımıza, 16 milyon İstanbulluya ait olan bir sürecin hesabını vermek, şeffaflığın gereğini yerine getirmek.

Belki de tarihinde ilk kez İstanbul kendi ürettikleriyle en fazla meşgul olması gereken kurumla yani İBB ile ilk defa bu kadar iç içe oldu. 2019 öncesinde olan bitenin vatandaşın hiç gündeminde olmadığı bir zaman dilimi var iken 2019'dan bu yana ortaya koyduğu toplantıların her aşamasını kamuoyuyla paylaşmanın gururunu ve onurunu yaşıyoruz.

Seçim bittiği andan itibaren gerçekten evet ben CHP'nin bir ferdiyim ve partime layık olmayı çok önemsediğimi herkes bilir ama seçildiğimiz andan itibaren devletimizin bir kurumunu yönetmenin tüm gereklerini, etik olarak, kurallarıyla yerine getirmenin sorumluluğunu taşıma bilinciyle partizanlığı asla kapıdan içeri sokmadan, vatandaşına layık olma bilincini ortaya koyma mücadelesinde olduğumuzu söylemek isterim.

"ANLADILAR Kİ HİÇ KİMSE MİLLİ İRADENİN ÜZERİNDE DEĞİLDİR"

4 yıl önce İstanbul ve Türkiye sizlerin de katkılarıyla, vatandaşların kararıyla, yeni bir döneme atışıyla beraber neler yaşadığını ve hissettirdiğini sunmaya başlamak istiyorum. Aynı zarftan çıkan 4 oydan yalnızca birini geçersiz ilan edip vatandaşın iradesini yok sayanlar kendilerini ne yazık ki ülkenin sahibi zannedenler o gün aslında güçlü bir şekilde derslerini aldılar. Anladılar ki hiç kimse milli iradenin üzerinde değildir.

Trafik sorununu çözmek için kent içi hareketliliği ve yaşam kalitesini arttırmak için yatırımların aslan payını metroya ayırdık, ayırmaya da devam ediyoruz. İhmal edilmiş yılların farkını kapatmak zorundayız. İstanbul tarihinin yıllık bazda en çok metro üreten yönetimiyiz. Bu sadece şehrimiz ve ülkemiz için değil dünya için de önemli bir rekordur. Bahsettiğimiz bu 3,5 yılda bir hükümetin bir yerel yönetime çektireceği ızdıraplar noktasında akla hayale gelmeyen süreçlerin de altını çizelim. Düşünün ki Türkiye'nin en önemli 3 kamu kurumundan birisi, en büyük bütçeye sahip İBB'nin devletin finans kuruluşlarından, bankalarından bir kuruş dahi kredi alamadığı bir 3,5 yıldan bahsediyoruz.

TAKSİ SORUNU

Herkesin artık çok iyi bildiği, asla anlamlandıramadığı, komik durumlara düşürerek engellemelerini izlediği taksi sürecinde de 2800 taksi dolmuşun, yeni nesil taksilere dönüşümünü sağladık ve başardık. Umuyorum bu anlamsız ve iyi niyetli olmayan duruşlarından vazgeçerler.

Yıllardır belediyenin kendi yönetiminin çoğunluğunun olduğu bir UKOME mekanizmasına müdahale ederek oradaki çoğunluğu ele alarak sözüm ona İBB’nin ulaşımla ilgili iradesini sektere uğratıp işlerini engelleme çabasını ortaya koyma marifeti… İnanın akla hayale sığmayacak işler bunlar.

2019'da göreve geldiğimizde deniz şehri İstanbul'da sadece 20 hatta şehir hatları vapurları çalışıyordu bunu tam yüzde 70 artışla 34 hatla vapurlarımızın halkımıza hizmet vermesini sağladık. 50 adet deniz taksiyi kendimiz üreterek hizmete sunduk.

Çöpten elektrik üretimini yüzde 55 artırarak, 2.5 milyon İstanbullunun bir yıllık enerji ihtiyacını üretiyor hale geldik.

Yeşil İstanbul hedefimiz doğrultusunda kent ormanları yaşam vadileri korular açıldık. Bunların bir kısmı unutulmuş vadiler dere kenarlarıydı bir kısmı unutturulmak istenmiş ormanlar veya alanlardır. Toplam 7.5milyon metrekareden fazla gerçek anlamda aktif yeşil alanı kentimize kazandırmanın gururunu yaşıyoruz. Tam 52 tane daha Gülhane Parkı büyüklüğündeki yeşil alanı İstanbulluların hizmetine sunmuş olduk.

Biz İstanbul’un her konusuna hassasiyetle eğiliyoruz. Tarihini kültürünü bir aile yadigarı olarak görüp o duyguyla sahip çıkıyoruz. Geride bıraktığımız 4 yılda tam 630 yapıyı restore ettik. Art İstanbul Feshane, Kİ BU akşam açılışını yapıyoruz muazzam bir yer oluyor.

İstanbul'u depreme dirençli hale getirmek için de çok yoğun çalışmalar içerisinde olduk. Yıllardır ihmal edilen mahallelerin plan sorunlarını çözerek kentsel dönüşümün önünü açtık. Bu plan meselesi vatandaşlarımız tarafından çok bilinmez, takip edilmez ama İstanbul'un en temel sorunlarından birisidir. Biz bu hususta özenli bir çalışma sürdürdüğümüzü meclisteki çoğunluk sorununa rağmen, açık ve şeffaf yönettiğimiz bir süreçle bence İstanbul tarihine geçecek bir başarıyı elde ederek, idaremiz 4 yıl içerisinde tümüyle kendi iktidar dönemlerinde bile çözemedikleri onlarca ilçemizin, onlarca mahallelerdeki kronik imar sorunlarını aşmanın gururunu yaşıyorum.

İnsanların ihtiyaçlarının karşılanmasını özenli bir şekilde sağlayarak, bir elin verdiğini öbür elin görmediği bir anlayışla harekete geçirerek sosyal yardım bütçesinde İstanbulluların hizmetine koşarken bir önceki döneme göre tam 4 katına çıkarttığımızın altını çizmek istiyorum.

Anne kart ile 4 yaşına kadar çocuğu olan ve ne yazık ki bu şehrin gezemeyen yine ben seçimlerde sayın cumhurbaşkanı ifadesiyle ‘kimin parasını kime veriyorsun’ diye tabiri caizse bizi eleştirdiği bir hizmetin tam 532 bin anneye ulaştığını ve 4 yaşına kadar çocuğu olan bu annelerin çocuklarıyla birlikte ücretsiz seyahat ettikleri, bu zor ekonomik koşullarda onların bütçesine bir dirhem de nefes aldıran bir proje hayata geçirdiğimizin özellikle altını çizmek isterim.

DEPREM FELAKETİ

Bu yıl ne yazık ki tüm ülkemizi sarsan büyük bir deprem felaketi yaşadık. Bu felakette acil müdahale ve yaraların sarılabilmesi için tüm Türkiye tek yumruk haline geldik. Biz de İBB olarak vatandaşlarımızın yardımına koştuk, tüm gücümüzle aylarca gece gündüz çalıştık. 18.264 personelimizle 1551 iş makinamızla afetzedelerin yanında olduk. Arama Kurtarma ekiplerimiz 561 vatandaşı enkazdan canlı çıkardı.

Bölgeye gönderdiğimiz Osmangazi ve Orhangazi feribotlarımızla depremzedelere konaklama, sağlık, rehabilitasyon ve kreş imkanı sağladık. 1.4 milyon kişiye iaşe, 230 bin kişiye mobil büfe hizmeti verdik.

Bölgeye toplam 52 TIR Halk Ekmek, 124 TIR Hamidiye Su, 768 Yardım TIR’ı ve 9 bin çadır ve 700 yardım aracı gönderdik. İlçe belediyelerimizle kurduğumuz 25 Aşevinde halen günde 130 bin öğün yemek vermeye devam ediyoruz. Toplam 1.6 milyar TL’lik işgücü ve bütçeyi afetzedelere yardım için kullandık ve kullanmaya da devam ediyoruz.

İBB, tüm kamu kuruluşlarında olduğu gibi aslında halkın, vatandaşın malı. Bizim görevimiz bize verilen bu emaneti büyüterek bizden sonra geleceklere teslim etmek. Aynen İBB’de olduğu gibi iştiraklerimizde de disiplinli mali politikalarla istikrarlı büyüme elde ettik. İştirak şirketlerimizin gelirleri 2022 yılında bir önceki yıla kıyasla iki kattan fazla artarak 31.5 milyar TL’den 72 milyar TL’ye ulaştırdık.

"SİZE GÖRE FETRET DEVRİ, 16 MİLYONA GÖRE BÜYÜK ATILIM DEVRİ"

Yatırımlarımızı seçerken halkımıza en üst düzeyde yarar sağlayan ve kendi kendini finanse etme yeteneği yüksek olanlara öncelik verdik. İştirak şirketlerimizin yatırımlarını bir önceki yıla kıyasla %63 artırarak 1 Milyar TL’den 1.6 Milyar TL’ye çıkardık. Bu kapsamda sadece iştirak şirketlerimiz tarafında bu yılın sonuna kadar yaklaşık 5,5 Milyar TL’lik yatırım yapmış olacağız. İştiraklerimizin öz kaynaklarını da 2022 yılında önceki yıla göre %52 artırarak 12.2 Milyar TL’den 18.6 Milyar TL’ye yükselttik. Bütün bunları bildiğiniz akıl almaz engellemelere rağmen yaparken, bir yandan da İstanbul’un borçlarını ödedik. 2019’da devraldığımız 4.5 milyar Avroluk borcu 3.6 milyar Avroya düşürdük. Peki birileri ne diyor? İstanbul’un Fetret devriymiş... Size göre Fetret devri, 16 milyona göre büyük atılım devri...

Yaptıklarımızın listesi uzar gider. 2022 bizim için bir projeler ve açılışlar yılıydı. 150 Günde 150 Proje diye başladığımız bir maratonu 300 Günde 300 Proje diyerek tamamladık. Her gün yeni bir proje, yeni bir çözüm sunmanın mutluluğunu yaşadık. 2024 yılı Mart ayı sonuna kadar, daha da yüksek bir tempoyla İstanbul’a projeler kazandırmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki 9 ayın hizmet maratonunu da çok yakında hemşerilerimizle paylaşacağız. Biz çok yüksek tempoda çalışmak ve mutlaka başarmak üzere organize olmuş bir yönetimiz. İstanbul’un yakın tarihi öyle büyük ihmal ve ihanetlerle dolu ki zaman kaybetme lüksümüz yok.

"İSTANBULLULAR ARTIK DAHA AZINA RAZI OLMAYACAK"

4 yıl önce bu göreve talip olduğumda, İstanbul’a değişim vaat etmiştim. “İstanbul’a yeni, taze, güçlü bir başlangıç yapacağız” demiştim. Çok şükür bunu başardık. İstanbul başardı, bu kadim şehirde değişim kök saldı. Her değişim, bir zihniyet devrimiyle başlar. Biz İstanbul’da, vatandaşın şehre ve yerel yönetime bakış açısını değiştirdik. İstanbullular artık daha azına razı olmayacak. Yapılan her işte insana saygıyı, şehre özeni talep edecek. Bu şehirde bundan böyle adalet ve liyakat hakimdir diyecek. Yapılan her işte şeffaflığı, katılımcılığı talep edecek. İstanbullular artık daha azına razı olmayacak. İsrafa, ihmale, partizanlığa geçit vermeyecek. Değişim, eldekiyle yetinmeme, daha azına razı olmama duygusuyla başlar. İktidarlar, bu duyguyu kaybettirmeye çalışırlar. İktidarlar, insanlar ellerindekine razı olsun, daha fazlasını, daha iyisini talep etmesin isterler. İşe yaramadı. İşe yaramaz. Vakti gelmiş bir değişimin önünde durulmaz. Gücü, iktidar dayanağı ne olursa olsun kimse duramaz. 23 Haziran bu gerçeğin kanıtlandığı günlerden biridir. O yüzden 23 Haziran bu şehir için Demokrasi Zaferidir.

"DEĞİŞİM" MESAJI

Ne yazık ki, cumhuriyetimizin 100. yılına girerken Türkiye, milli iradeye dayalı yönetim fikri zayıflamış, toplumsal kesimler arasındaki kutuplaşma derinleşmiş, adalete güven tükenmiş halde. Bu haliyle ülkemiz demokratik dünyadan uzaklaşmış bir durumda. Muhalefet bileşenleri olarak 21 yıllık iktidarın en zayıf olduğu bir dönemde hem Meclis hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybettik. Vatandaşın değişim talebine cevap veremedik. İktidar değiştirecek bir güven ve umut yaratamadık. Bugün içinde olduğumuz tablo sadece bir seçim yenilgisi tablosu değildir. Çaresizlik ve ümitsizlik Türkiye’yi, giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklüyor. Dünya örneklerinden biliyoruz ki, muhalefetin etkisiz ve zayıf olduğu demokrasiler yaşayamaz. Muhalefetsiz rejimlerde vatandaşlar iktidarların merhametine terk edilir. Toplum bizden esaslı bir değişim bekliyor. Bu değişimi gerçekleştiremezsek ne vatandaşların beklentisini karşılayabiliriz ne de bulunduğumuz mevzileri koruyabiliriz.

Daha da kötüsü, uzunca bir süre toplumsal muhalefetin değişim arzusunu ve umudunu kolay kolay yeniden harekete geçiremeyiz. Bu tablo devam ederse önümüzdeki yerel seçimlerde de başarılı şansı kalmaz. Türkiye muhalefetini buradan çıkarmak, CHP’nin göstereceği kararlı değişim iradesine bağlıdır.

"DEĞİŞMEK ZORUNDAYIZ"

Bir bütün olarak kendimizi, partimizi, muhalefeti yeniden inşa etmemiz en acil ve en hayati ihtiyaçtır. Sadece vitrinimizi ve söylemimizi değiştirmek yetmez. İdeolojik politik hattımızı sosyal demokrasinin evrensel ilkeleriyle, toplumun bugünkü özgürlük, adalet ve eşitlik talepleriyle ve zamanın ihtiyaçlarıyla güncellemeliyiz. CHP’yi topluma açarak örgütümüzü gençleştirmeliyiz. Parti içi demokrasi vazgeçilmez prensibimiz olmalı. Değişmek zorundayız. Değişime direndiğimiz her dakika toplumla aramızdaki mesafe açılıyor. Muhalefette yaşanacak yenilenme yeni bir ittifak mimarisinin kurulmasının da anahtarıdır.

Toplum muhalefetin genelinden bir yenilenme ve dönüşüm beklemektedir. Yeni ittifakların toplumda güven tazelemesi ve iktidar umudunu diri ve enerjik tutması bir zarurettir. Değişemeyen ve dönüşemeyen bir muhalefet iktidarı da değiştiremez. Ülkeye demokrasiyi getirebilmek için önce kendimizi değiştirmeliyiz. Tarih geçen yüzyılda CHP’ye Türkiye'nin modern ve güçlü bir devlet olmasına öncülük etme rolü yüklemişti. Zaman şimdi bize toplum eliyle daha güçlü bir demokrasi inşa etme sorumluluğu yüklüyor.

"BU GÖREVDEN KAÇAMAYIZ, KAÇMAYACAĞIZ"

Bu görevden kaçamayız, kaçmayacağız. İstanbul’da değişimi gerçekleştirdiğiniz ve 4 yıldır sürekli artan bir destekle sahip çıktığınız için sizlere ve tüm hemşerilerime çok teşekkür ediyorum. Sizin desteğiniz, iradeniz ve emeğinizle İstanbul değişti. Sizlere, bu eşsiz şehre ve “Durmamak üzere yola çıkanlar asla yorulmazlar” diyen Atatürk’e layık bir yönetici olabilmek benim için en büyük onurdur. İstanbul’dan sonra tam ve gerçek bir demokrasinin, adalet ve liyakatin bu ülkenin bütün kurumlarında, hayatın bütün alanlarında hakim olmasını diliyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla, dostlukla kucaklıyorum.