2005’ten 2010’a kadar Manchester United forması giyen Watford kalecisi Ben Foster, katıldığı podcast programında eski takım arkadaşı Anderson hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
2007’de 31 milyon Euro’ya Porto’dan Manchester United’a transfer olan ve 7 sene İngiliz ekibinin formasını giyen Anderson’un kariyeri, 2014 yılından sonra düşüşe geçti. Son olarak 2018’de Adana Demirspor’a transfer olan 33 yaşındaki Brezilyalı, daha sonra hiçbir takımda şans bulamadı ve kariyerine ‘genç’ denebilecek bir yaşta nokta koydu.
Eski takım arkadaşı Anderson hakkında konuşan Ben Foster, “Bir noktada dünyanın en iyi oyuncusu olabilirdi. Onunla oynayan herkes bu fikre destek verecektir. Ama dürüst olmak gerekirse hiç umursamadı” ifadelerini kullandı.
ANDERSON KİMDİ VE MANCHESTER UNITED'DA NE YAPTI?
2008’de Golden Boy ödülünü kazanan yetenekli Brezilyalı orta saha oyuncusu, 2008’de Premier Lig ve Şampiyonlar Ligi’ni kazanan kadrodaydı. Manchester United’daki ilk iki sezonunda 38 maç oynadı ve taraftarların favori oyuncularından biri oldu. Ta ki sakatlıklar performansını ve gelişimini engelleyene kadar. 2014 yılında Fiorentina’ya kiralık olarak gönderildi.
ADANA’DA BİTEN KARİYER
181 maç, 9 gol ve 11 şampiyonluk (4 Premier Lig, 5 Community Shield ve 2 Lig Kupası) sonrasında 2015 yılında Manchester United’dan ayrılan Anderson, Brezilya ile 8 kez milli formayı giydi ve Porto Alegre, Coritiba son olarak da Adana Demirspor’da oynadı. O dönem 1. Lig’de mücadele eden Adana Demirspor formasıyla 15 maça çıkan Anderson skor katkısında bulunamamıştı.
Eylül 2019’da, henüz 31 yaşında futbolu bıraktı.
'ÖNÜNE NE KONURSA ONU YEDİ'
Anderson ile Manchester United’dan takım arkadaşı olan Rafael da Silva, otobiyografisinde Brezilyalı oyuncusunun yemekle ilgili sorunlarını şu sözlerle anlattı:
Takım otobüsüyle otobanda giderken Anderson’un bir anda ‘McDonald’s, Mc’Donald’s’ diye bağırdığını duyabilirdik. En iyi formunun çok fazla maç oynadığı döneme gelmesi tesadüf değildi çünkü o kadar yiyemiyordu. Ama önüne ne konursa onu yedi. Daha profesyonel bir futbolcu olsaydı, dünyanın en iyisi olabilirdi. Tüm bunları ciddiyetle söylüyorum. Herhangi bir şeyi ciddiye aldığını görmedim. Yaşamayı seviyordu.