BIST 100 9.550 DOLAR 34,54 EURO 36,01 ALTIN 3.005,46
6° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Dolar ve altının tansiyonu yükseldi

Dolar ve altının tansiyonu yükseldi

Savaş ve yaptırımlar, tüm dünyayla birlikte Türkiye ekonomisini de etkilerken, bugün dolar ve altında yükseliş görüldü.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali küresel ekonomiyi sarsmaya başlarken, güvenli liman olarak görülen dolar ve altında değerlenme görülüyor.

Bugün dolar endeksi, Temmuz 2020 sonrasındaki yaklaşık 20 aylık dönemin zirvesi olan 98,15 seviyesini gördü. Bu rakam yıl başında 95 seviyelerindeydi.

Euro/dolar paritesi de bugün Mayıs 2020 sonrasında ilk kez, 1,10 seviyesinin altına geriledi.

Kur korumalı mevduat ürününün yanı sıra Merkez Bankası (TCMB) ve kamu bankalarının müdahaleleri ile dengede tutulmaya çalışılan dolar/TL’de de bugün 14,24 seviyesi görüldü. Kur güne 14,14 seviyelerinden başlamıştı.

Dolar/TL, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle 14.62’ye ulaşan yükselişinin ardından kamu desteğiyle geriledikten sonra birkaç gündür 14’ün üzerinde işlem görmeyi sürdürüyordu.

Ons altında bugün 1950 dolar seviyesi görülürken, gram altında da 891 TL’ye yükseldi.

ENERJİ FİYATLARINDAKİ ARTIŞ TL’Yİ BASKILIYOR

Türkiye’nin enerji faturası aylık 8 milyar doların üzerine çıkarken tutarın her ay Merkez Bankası rezervlerinden karşılanan miktarı da artıyor. Artan enerji maliyeti ve bunun rezervlerle karşılanacak olması Türkiye’nin cari fazlaya odaklı ekonomi politikasına yönelik endişeleri tetikliyor.

Hükümet bu yıl için cari fazla beklediğini açıklamış olsa da ekonomistler cari açık tahminlerini düzenli olarak yukarı revize ediyorlar.

Tüketici enflasyonu şubatta yüzde 54.44’e yükselirken ekonomistler zirve tahminlerini yüzde 55’ten yüzde 65’e doğru yükseltti.

NEGATİF REEL FAİZ 50 PUANA GİDİYOR

TCMB’nin yüzde 14 politika faizi göz önüne alındığında negatif reel faizin 50 puana önümüzdeki aylarda yaklaşacak olması da riskleri artıran bir başka önemli neden.

Enflasyondaki yükselişe karşı hükümetin kısa sürede bütçe açığını artırıcı önlemler alması bekleniyor.

Rusya işgalinin enerji ve enflasyon etkisi haricinde turizm ve gıda ticareti başta olmak üzere Türkiye ekonomisine yönelik riskleri artıracak birçok etkisi de bulunuyor.

MERKEZ’DEN 4 MİLYAR DOLARLIK MÜDAHALE

Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı askeri harekatın ardından dolar/TL yılbaşından bu yana seyrettiği 13.5 etrafındaki dar bandı yukarı yönlü ilk kez geçen hafta kırmıştı.

Bankacılar geçen hafta TL’deki değer kaybını önlemek için 4 milyar doları bulan TCMB rezerv harcamalarının bu hafta da devam ettiğini belirttiler.

Dolar/TL’deki her yükseliş ya da kamu eliyle yaşanan her düşüş, kamunun artan döviz riski nedeniyle endişeyle takip ediliyor.

VATANDAŞ TEKRAR DÖVİZE YÖNELDİ

Bireyler kur korumalı mevduat sisteminin ilan edildiği aralık sonundan beri en yüksek haftalık döviz mevduatı artışını 1.22 milyar dolar ile Rusya-Ukrayna endişelerinin belirginleştiği geçen hafta gerçekleştirdi. Piyasalar lokallerin yeniden dövize yönelip yönelmeyeceğini yakından takip ediyor.

TCMB, ocak ayı itibarıyla döviz rezervlerinde hem düşüş, hem artış yönlü etki eden daha aktif bir kur politikası izlemeye başladı. Analistler yeni düzeni kamu kontrolünün daha çok olduğu bir kur politikası olarak tanımlıyor.