Dr. Mehmet Baki Deniz, Sabancı Üniversitesi'nde lisans, Boğaziçi Üniversitesi'nde yüksek lisans yaptı. YÖK'ün tanıdığı dünyanın en iyi üniversitelerinden New York Binghamton Üniversitesi'nde (SUNY) sosyoloji doktorasını tamamladı. Türkiye'nin son 28 yılındaki siyaset ve sermaye ilişkisini 7 yıl inceleyip, binlerce atıf yaparak, 250 sayfalık doktora tezi yazdı. “1980-2008 Yılları Arasında Türkiye'yi Kim Yönetiyor? Sermaye Gücü Ve Otoriter Popülizmin Yükselişi” adlı tezi Amerika'da jüri önünde savundu. Tam kabulle ‘doktor' unvanı aldı. Harvard, Oxford dahil bilim insanı olarak, dünyada binlerce üniversitede çalışma hakkı kazandı.
GÖZLER DANIŞTAY'DA
Sözcü'den Sultan Uçar'ın haberine göre ; ülkesine dönüp çalışmak için yurt dışı doktora denkliği veren Türkiye'de tek yetkili kurum olan Üniversitelerarası Kurul'a (ÜAK) başvurdu. Denklik başvuruları ortalama 3-4 ayda onaylanırken ÜAK, bu tezi 14 ay bekletti. Sonra da hiçbir açıklama yapmadan ‘tez konusu ve içeriği' diyerek, reddetti. Dr. Deniz, avukatı Mehmet Sepin aracılığıyla, yürütmenin durdurulması için dava açtı. Danıştay 8. Dairesi'nde görülen davaya ÜAK'ın gönderdiği savunma, tezin Erdoğan'ın yönettiği AKP iktidarı döneminde rejimin otoriterleştiği ve sermayenin bu otoriterleşmeye etkisi gibi analizler nedeniyle reddedildiği görüldü.
3 ÜNİVERSİTE 4 RAPOR
ÜAK'ın bu tezle ilgili 3 üniversiteden 4 ayrı rapor aldığı, önce onaylayıp, sonra da reddettiği ortaya çıktı. Hacı Bayram Veli Üniversitesi, “Tez içeriğinin suç teşkil edip etmediği değerlendirilemez” derken, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, “Tez sosyoloji alanında, hukuk fakültesi inceleyemez” dedi. Marmara Üniversitesi, 6 Ocak 2021'de “Tez Almanca ama suç unsuru içeren bir husus görülmedi” kararı verdi. ÜAK da bu raporlar üzerine, 10 Mart 2021'de tezi onayladı. Ancak tez bir kez daha Marmara Üniversitesi'ne gönderildi. Sosyoloji tezi olmasına rağmen ikinci incelemeyi MÜ Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Gökçen ve ceza hukukçuları Doç. Dr. Yusuf Yaşar ve Dr. Zafer İçer yaptı.
AKADEMİDE OTORİTE
Bu raporda ise “Bilimsel ve akademik kurallarla bağdaşmayan, objektiflik, gerçeklik, doğruluk kriterlerini taşımıyor” denilerek, ‘otoriterleşme' tespiti nedeniyle TCK'nın 299, 301 ve Terörle Mücadele Kanunu'nun 3713 sayılı maddeleri yani cumhurbaşkanına hakaret, terör gibi suçlarla değerlendirilmesi istendi. Bu kez ÜAK, 25 Mayıs 2021'de savcılığa suç duyurusunda bulundu. Tezi reddedilen davacı akademisyenin ifadesi alınmadı. Danıştay'ın ‘Türkiye'de siyasi otoriterleşme' tespitli tezi Anayasa'daki akademik özgürlükleri koruyan yasa maddeleri nedeniyle yürütmeyi durdurma kararı alması bekleniyor.
“Gizli” soruşturma
Tez, Marmara Üniversitesi'nde ikinci kez incelettirildiğinde, şimdiki YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, üniversitenin rektörlüğünü yapıyordu. Özvar imzalı ‘Gizli' damgalı soruşturmada ‘Tezde suç unsuru olup olmadığının' incelenmesi istendi. Sonra da Özvar imzasıyla denklik reddi ve dava açılması talepli, 3 hukukçunun yazdığı rapor ÜAK'a gönderildi…
Böyle savunmuşlar
ÜAK tezdeki; “Ne derseniz deyin, bugün rejimin otoriterliği inkâr edilemez. Kitlesel tutuklamalar, devlet bürokratlarının kitlesel tasfiyesine yol açan davalar ve muhaliflerin çoğunun bastırılması Türk siyasetini tanımlıyor. Nitekim rejiminin otoriter karakteri son 10 yıldır tartışmasız ” gibi 12 bilim insanının makalesine atıflı, ‘otoriterleşme' analizlerlerini yasalara aykırı bulmuş.
ÜAK'ın yetkisi yok
■ YÖK, yurt dışındaki üniversiteyi tanıdığında mezunların diploma yeterliliklerini kabul etmiş olur.
■ Tezde konu seçme yetkisi akademisyenlerin takdirinde olup, YÖK veya ÜAK'ın onama hakkı yok.
■ Anayasa'nın 130. maddesine göre akademisyenler özgürce her türlü bilimsel araştırma yapabilir.
■ Ekonomik veya siyasi nüfuzlu kişi ve kurum baskısını reddeden Anayasa Mahkemesi kararları var.
“Tezim kanıtlandı”
Davacı akademisyen Dr. Mehmet Baki Deniz: “Erdoğan ve AKP dönemini inceleyen bir tezdeki eleştirilere onay vermek istemeyen ÜAK, Türkiye'nin otoriterleştiği iddiasını kaynaksız ve araştırmaya dayalı olmadan sunduğumu ileri sürüp, tezin akademik olarak yetersiz olduğunu iddia etti.
Oysa, tezimin konusu Türkiye'nin Erdoğan'ın AKP eliyle otoriter bir rejime geçiş yapıp yapmadığı değildi. Tezimde, Erdoğan'ın Türkiye'deki siyasi gücü kendi etrafında toplayarak, otoriter bir rejim değişikliği gerçekleştirmeyi nasıl başardığını araştırdım. TOBB ve TÜSİAD yani sermayenin 2002-2007 yılları arasında Erdoğan'ın AKP'sine verdiği desteğin, Türkiye'nin otoriter rejim değişikliğini anlamakta kilit rolünü bilimsel olarak da kanıtlayıp, YÖK'ün de denkliğini onayladığı Amerika'da bu alanda en iyi üniversitelerinden biri olan New York Binghamton'dan ‘doktor' ünvanını hak edip, aldım.”