Gazeteci İsmail Saymaz’ın paylaştığı ifadede “Uzun namlulu silahın dipçiğiyle vücudumun farklı yerlerine vurdular. İki elimden, ellerim yüzümün önünde olacak şekilde boynumdaki puşiyle bağladılar. Arta kalan kısmı boynumun arka tarafından bağlayarak sıkıp beni boğmaya çalıştılar” dediği belirtildi.
"MOBESE KAMERASINDA GÖRÜNMESİN"
Dört polisin işkencesine maruz kalan çocuk ifadesinde şunları söyledi:
“Babam ekmek almamı istedi. Marketin bulunduğu caddede yürüyordum. Zırhlı polis aracı beni kovaladı. Kaçarak bir binaya girdim. Polisler binanın kapısını kırıp içeri girdiler. 10 yaşındaki çocuk hakkında ‘Bu küçüktür, diğerini alalım’ dediler. Beni sürükleyerek ve vurarak, zırhlı araca bindirdiler. Aralarında ‘Işığı kapat, MOBESE kamerasında görünmesin’ dediler. Kulp yolundaki Lice’nin çöplerinin döküldüğü bölgeye götürdüler.
"BOĞMAYA ÇALIŞTILAR"
Uzun namlulu silahın dipçiğiyle vücudumun farklı yerlerine vurdular. İki elimden, ellerim yüzümün önünde olacak şekilde boynumdaki puşiyle bağladılar. Arta kalan kısmı boynumun arka tarafından bağlayarak sıkıp beni boğmaya çalıştılar. Ayaklarıma kelepçe taktılar. Darp esnasında video çekerek, ‘Kürtlere, Öcalan’a küfredeceksin. İstiklal Marşını, Mehmetçik şiirini söyle. Şiiri sabaha kadar ezberlemezsen sırtına koyduğumuz GPS ile seni bulur ve öldürürüz’ dediler. Bu olaylar 40 dakika sürdü.
"BENİ ÇUKUR BİR YERE ATTILAR"
Ellerim ve ayaklarım bağlı halde araca bindirerek, emniyet müdürlüğü giriş kısmının önündeki yola getirdiler. Burada bir kişi indi, başka araca bindi. Gelene kadar beni darp ettiler. Karahasan Mahallesi’nin kırsalına götürdüler. Beni çukur bir yere attılar. Ellerimi, ayaklarımı bağlamışlardı. Çukurdayken bir taşla ellerimi çözdüm. Sonra ayaklarımı çözerek, yukarı çıktım. Lice’ye yürüdüm. 3-4 dakika yürüdükten sonra 50 metre ileride bir abiyi gördüm ve yanına gittim. Beni sırtına alarak, Lice Devlet Hastanesi'ne getirdi.”
POLİSLERiN İFADELERİ BİRBİRİNİ TUTMADI
Amida Haber'in ulaştığı ifade tutanaklarında ise polisler çocuk tarafından teşhis edilmelerine rağmen işkenceyi reddetti.
Çocuğu "olay yerinden uzaklaştırmak" için polis aracına aldıklarını belirten komiser A.O., "Nevruz olaylarında yakılan ateşe yakacak atarken, tespitlerimiz vardır." dedi.
Polis memuru H. Ç. ise komiserle çelişen ifadesinde çocuğun araca bindirilmesini şöyle gerekçelendirdi: "Nevruz olaylarına katılan çocukları aileleri çağırmıyordu, bu sebeple olaylar sonlanmıyordu. İçlerinden birini alıp işlem yaparsak, diğer aileler de çocuklarını eve çağırır, olaylar da sonlanır diye düşündük. Bu amaçla mağduru olay yerinden polis aracına aldık."
"TAŞLARDAN KORUNMAK İÇİN ARACA BİNDİK"
Polis memurlarından Gökhan Bay polis aracına taşlardan korunmak için bindiklerini söyledi: "İçinde bulunduğumuz araca taşlar atılmaya başlandı. Daha sonra grup kaçmaya başladı. Biz de olayı başlatan şahısların kimler olduğunu öğrenmek için, kaçan şahıslardan birini durdurduk. Bu kişinin yüzü kapalıydı. O esnada tekrar bize doğru taşlar atılmaya başlandı. Hem bu şahsı hem de kendimizi taşlardan korumak için araca bindik."
"YAŞINI ÖĞRENİNCE PLASTİK KELEPÇEYİ ÇIKARDIK"
Çocuğa plastik kelepçe takıldığını iddia eden polis memuru Emre Özcan, "Araca aldığımız şahsa yaşının kaç olduğunu sorduğumuzda 14 yaşında olduğunu söyleyince, kolundaki plastik kelepçeyi çıkardık" dedi.
"KADEMELİ OLARAK GÜÇ KULLANDIK"
Çocuğa şiddet uygulandığını kabul eden polis memuru İsmail Akkuş da "Kendisi bize karşı direndi. Biz de kademeli olarak güç kullandık. Biz de 2-3 kişi koluna girerek araca bindirdik. Olay yerinden acil uzaklaşmak için araca geçtik. Araçtan inerken uzun namlulu silahı ayağımızın altına koymuştuk" ifadesinde bulundu.
3 POLİS TUTUKLANMIŞTI
Olaya ilişkin Lice Cumhuriyet Savcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında 5 polis gözaltına alınmış, polislerden İsmail Akkuş, Emre Özcan ve Gökhan Bay çıkarıldıkları nöbetçi hakimlikçe "nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "nitelikli kasten yaralama" suçlarından tutuklanırken, 2 polis ise serbest bırakılmıştı.
Diyarbakır Valiliği ise 5 personelin de görevden uzaklaştırıldığını duyurmuştu.