Tarikat ve cemaatler Türkiye’deki birçok devlet kurumuna yuvalanırken, gazeteci İsmail Saymaz İsmailağa Cemaati’nin Diyanet İşleri Başkanlığı’nda nasıl hakimiyet kurduğunu Kuran kursları üzerinden anlattı.
Menzilcilerin Sağlık Bakanlığı’nda Hak-Yol’cuların yargıda, YÖK’te ve üniversitelerde, Nurcuların emniyette örgütlendiğini hatırlatan Saymaz, yazısında İsmailağa’nın medrese ve kurslarında yetişenlerin müftülüklere atandığını vurguladı.
Saymaz, Sözcü’deki yazısının devamında şunları anlattı:
Tüm kurslara yardımcı eleman gerektiği halde Diyanet, sadece İsmailağa'nın altı erkek ve üç kız kursuna elaman yolladı. Bu kurslar arasında Müftü Çakmakçı'nın mezun olduğu Pekmezli de yer alıyor.
FEDERASYON AYAKTA
Bu kayırmacılık Rize Kuran Eğitimi Veren Kuran Kursları Dernekleri Federasyonu'nu çok öfkelendirdi. Federasyon 5 Eylül'de şu kararı aldı: “Altı Kuran kursuna yardımcı eleman (hizmetçi, temizlikçi, aşçı) 17 kişi verilmişken, diğer 41 erkek yatılı hafızlık Kuran kursuna hiç verilmemiştir. 22 kız Kuran kursundan üç tanesine yardımcı eleman verilmişken, diğer kurslara verilmemiştir.” Kurslar arasındaki eşitliğin bozulduğu belirtilerek, şöyle devam edildi:
“Kurumlar arası eşitliğin sağlanması, adil bir dağılım yapılması gerektiği göz önüne alındığında Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü Hafızlık Daire Başkanlığı tarafından yapılan bu işlemin Kuran kursları arasında eşitliği bozduğu aşikardır.”
Bu yanıt Rize'deki Kuran kurslarında hizmet veren hafızları ve yetkilileri ikna etmiyor. Bir yetkili kapalı olduğu halde Pekmezli kursuna eleman verildiğini ifade ederek, “İnsanın zoruna gidiyor” dedi. Trabzon'da da İsmailağa'cıların kayırıldığını iddia eden hafız, “Trabzon'da vaziyet böyleyse Türkiye genelinde aynıdır. Bütün köşeleri kapmışlar. Kendi adamlarını Diyanet'te genel müdürlüklere atamışlar, oradan yönlendiriyorlar.”
ATEŞLE OYNUYORLAR
İsmailağa gibi, İslam'ı en tutucu şekilde yorumlayan, televizyonu haram sayan, kız çocuklarını okula göndermeyen, çoklu evlilikleri uygun gören bir tarikatın Diyanet İşleri Başkanlığı'nı ele geçirip yönlendirmesi, inananlar içerisinde ve toplumda çatışmalara sebebiyet verir. Camilerde kavga çıkmasına, imamların bir gerginlik kaynağına dönüşmesine yol açar. Diyanet kadrosunu kendi kurslarına yönlendiren, diğer kurslara ayrımcılık yapan bir tarikat laiklere hayat hakkı verir mi?
Dün cuma hutbesinde, gururumuz olan kadın voleybolcuları kafirlikle suçlayan cami hocası; bugün hafız kızların yüzünü buzlamayı marifet sayan müftü… Sanıyor musunuz ki, istisnadır? Bu cüret Diyanet'teki tarikat örgütlenmesinden bağımsız değil. 15 Temmuz'dan ders almayan iktidar, Diyanet'in kapısını İsmailağacılara açarak, ateşle oynuyor.