Okullarda yeni dönem başlamadan önce seçmeli ders süreci işlemeye başladı. Cumhuriyet'te yer alan habere göre, süreçle birlikte çeşitli dinci vakıf ve dernekler ile iktidara yakınlığıyla bilinen kuruluşların, öğrencilere yönelik dini içerikli seçmeli ders baskısı da hızlandı. Bu baskıya Diyanet de dahil oldu.
Bu haftaki cuma hutbesinin konusunu “En güzel isimler Allah’a aittir” olarak belirleyen Diyanet, hutbenin son bölümünde bu dersler üzerinden cami cemaatine ve velilere “yönlendirme yapılması” çağrısında bulundu. “Hutbemi bitirirken önemli bir hususu hatırlatmak istiyorum” denilen hutbede, seçmeli ders olarak okutulan “Kuranı kerim”, “Peygamberimizin hayatı” ve “Temel dini bilgiler” derslerine işaret edildi ve “2023-2024 eğitim öğretim yılı için okullarımızdaki ders seçimleri başlamıştır. Yavrularımızın bu dersleri seçmeleri için gerekli hassasiyeti gösterelim. Ciğerparelerimizin, rabbimizi, peygamberimizi, kitabımızı, hâsılı yüce dinimiz İslam’ı öğrenmelerinin en kıymetli sorumluluğumuz olduğunu unutmayalım” denildi.
‘GERİCİ KUŞATMAYA KATILDI’
Hutbede ders yönlendirmesi yapılmasına tepki gösteren Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay,“İktidar, birkaç yıldır MEB eliyle seçmeli dersleri, ‘belli derslerin arasından seçmeli’ hale getirdi. Ancak sonuç yetersiz bulunuyor olmalı ki eğitimle ilgili bir konuda bu kez Diyanet devreye sokuluyor” dedi.
Her yıl, MEB’in hazırladığı seçmeli ders afişlerinde sadece dini derslerin ön plana çıkarıldığını, okul müdürlerine en tepeden “Öğrencilerinizin bu dersleri seçmesini sağlayın” talimatı verildiğini, birçok okulda pozitif bilimlerle ilgili derslerin “yetersiz katılım” bahane edilerek seçmeli dersler arasından çıkarıldığını vurgulayan Özbay, “Şimdi bu gerici kuşatmaya Diyanet’in de katıldığını görüyoruz. Son LGS ve YKS, öğrencilerin ezici çoğunluğunun Türkçe’yi bile öğrenemediğini, matematik ile fen bilimlerinde başarısız olduğunu, neden-sonuç ilişkisi kurmakta dahi zorlandığını ortaya koyarken, sadece gerici tabanı tatmin etmek için dini derslerin öne çıkarılmasını mantıksız ve vicdansız buluyoruz. Diyanet, kendi alanındaki sorunlara odaklanmalı; eğitimden elini, dilini çekmeli. Bugün ülkede din adı altında cinayetler işlenirken, hırsızlıklar ve usulsüzlükler yapılırken, ufacık çocuklar zorunlu eğitim kavramına rağmen tarikat evlerinde hapsolup cinsel istismara sürüklenirken, Diyanet’in bunlara değil seçmeli derslere kafa yorması kabul edilemez” ifadelerini kullandı.