Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi'ne sert çıktı

MHP lideri Devlet Bahçeli, AYM’nin HDP kararını çok sert eleştirdi. Açıklamasında “AYM'nin verdiği karar hukuk skandalı olarak anılacak. AYM, HDP'ye Hazine'nin kasasını açmıştır ve seçimlere girmesini kolaylaştırmıştır" dedi.

Cumhur İttifakı'nın ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 14 Mayıs'ta gerçekleşecek seçime ilişkin açıklamalarda bulunuyor.

“MHP BUNA HAZIRDIR”

Bahçeli, seçim ile ilgili "MHP ve Cumhur İttifakı, 14 Mayıs Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerine tam olarak hazırdır, başarmaya da kararlıdır" açıklamasında bulundu.

Seçim sürecine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

"YSK Resmi Gazete'nin aynı mükerrer sayısında seçimlerle ilgili kararı yayımlanmıştır. Seçim için geri sayım başlamıştır. Bir an evvel seçimleri yapıp ana sorunların çözülmesine dönmek asıl gayemizdir. Türkiye'nin kaybedecek 1 saniyesi bile yoktur. Bizim derdimiz Türkiyemizin kısa sürede derlenip toparlanmasıdır. 14 Mayıs seçimlerinin ülkemize hayırlı olması, yaşadığımız acılar sebebiyle seçim kampanya döneminin sakin sabırlı anlayışı kutuplaşmadan uzak geçmesi başlıca dileğimizdir. MHP buna hazırdır. Siyasi muhataplarımıza çağrımız da bu yöndedir. Son milletvekili genel seçimlerine katılma hakkı tanınan siyasi partilere her yıl hazineden ödenmek üzerine 5 binde 2'si oranında ödenek belirlenmektedir. Bu ödenek Hazine yardımı yapılacak siyasi partiler arasında YSK tarafından ilan edilen oy oranlarına ilişkin bölüştürülmek suretiyle her yıl ödenmektedir."

"AYM TARAFINI BELLİ ETMİŞTİR"

MHP lideri, HDP'nin Hazine yardımı hesabına tedbiren konulan blokenin Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından kaldırılması kararını hedef aldı.

Bahçeli, AYM Başkanı'nı aday olmaya çağırdığı açıklamasında, şunları kaydetti:

"Bizim teklifimiz şudur, 14 Mayıs 2023'te yapılacak seçimler için siyasi partilere ödenen 3 kat fazla ödeneğin doğrudan depremden etkilenen illere ve vatandaşlara aktarılması düşünülmelidir. MHP bu feragata gönüllüdür. Diğer siyasi partilerden de hassasiyeti ümit etmektedir. Biz böyle düşünürken Anayasa Mahkemesi'nin HDP ile ilgili aldığı karar gafilliktir. AYM oy çokluğuyla karar almış ve yine safını belli etmiştir. HDP'nin kapatılması istemiyle AYM nezdinde açılan dava devam ediyorken terör ve bölücülük yatağının alacağı yardıma bloke konmuştu. Bu mahkeme söz konusu blokeyi kaldırmış HDP'ye hazinenin kasasını açmıştır.

Bu karara oy veren mahkeme üyeleri vicdanlarını sesi değil ihanetin sesini dinlemiştir. Hukukun siyasileştiğini iddia eden gürültü kirliliği yapan müfterilerin hiçbir eleştirisi duyulmamıştır. İşlerine geldi mi adalet derler, gelmedi mi adaletin rafa kaldırıldığını iddia edecek kadar ikiyüzlüdürler. Önümüzdeki seçimden sonra Cumhur İttifakı'nın yegane hedeflerinden biri yeni anayasadır. AYM'nin kuruluş ve yargılama esasları kökten değiştirilmeli, hainlere zeytin dalı uzatan kahredici mevcut yapısı bütünüyle tasfiye edilmelidir. AYM, Türk milletinin mahkemesi değildir. Teröristlere hazine yardımını açan melanet olarak algılıyoruz. HDP kendi cumhurbaşkanı adayını çıkarmayı hedefliyorsa AYM başkanı arayıp da bulamayacakları özelliklere sahiptir."

"CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ’NE TEK ADAM YÖNETİMİ DİYENLER YALANCIDIR”

Türkiye’mize geniş katılımlı, kapsayıcı, demokratik nitelikli, milletimizin özlemlerini yansıtan, devlet ve millet dengesini titizlikle kuran bir anayasa kazandırabilmek için Cumhur İttifakı olarak TBMM’de nitelikli çoğunluğa ulaşmamız mecburiyet, parlak bir gelecek için de mükellefiyettir. Bunu milletimizle birlikte yapacağız, elbette başaracağız. Önemle altını çiziyorum; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin birinci beş yıllık dönemi muazzam icraat ve atılımların hayalden gerçeğe dönüşmesine sahne olmuştur. Türkiye aradığı demokratik enerjiyi bu yeni sistemde bulmuştur. Türk milleti tarihiyle, kültürüyle, kimliğiyle, sosyolojisiyle uyumlu muazzam bir yönetim sistemini tercih etmiş, Türkiye Cumhuriyeti geçmişle geleceği buluşturan dinamik bir etaba geçmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne, tek adam yönetimi diyenler yalancıdır, yıkım failleridir, yozlaşmış zihniyetlerdir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne istibdat, şahsım rejimi diyenler, utanmadan, sıkılmadan diktatörlük lekesi sürenler damgalı müfteridir. Türkiye, siyasi müflislerin havsalasının dahi alamayacağı bir seviyeye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle tırmanmıştır. Hakikat gün gibi ortadadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni hazırlayan Cumhur İttifakı, kabul edip onaylayan aziz Türk milletidir. Millet ne diyorsa boynumuz kıldan incedir. Milletin seçimini karalayanlar demokrasiyi ağızlarına alamaz, adaleti diline dolayamaz, ahlaktan da bahsedemez.

“ZİLLET İTTİFAKI KARAMSARLIK SİYASETİDİR”

"Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı her siyasal hamlesini sonuç odaklı planlayıp uygulamaktadır. Ancak bizim için daha da önemli olan, yalnızca aziz milletimizden aldığımız güç ve ilham ile hareket etmek, takdirin ve tercihin ise sevdalısı olduğumuz millete ait olduğunu aklımızdan bir an olsun çıkarmamaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin her bir ferdi, büyük Türk milleti için ülkü edindiği milli devlet ve milli kimliğin korunması ile kalkınma ve demokrasi mücadelesini, alınları ak, başları dik, kalpleri inançla dolu olarak ilelebet sürdürecektir. Haklı mücadelemizden asla dönmeyeceğiz. 14 Mayıs seçimleri; istiklalimizi korumak ve kuvvetlendirmek için muhteşem bir istikbalin temelini kazan cumhur iradesiyle, dış güçlere paryalık ve payandalığa bel bağlamış zillet ittifakı arasında geçecektir. Biz, dünyanın en gözde ve en zorlu coğrafyasında yaşayan ve bundan böyle de yaşamak zorunda olan bir milletiz. Bu nedenle, ne tarihimizi, ne coğrafyamızı ne de kimliğimizi değiştirme arayış ve isteğindeyiz. Ama hep birlikte bu gerçeklerle daha güzel, daha gelişmiş, daha müreffeh bir gelecek inşa edebiliriz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz bunun için varız, bunun için de var olmaya devam edeceğiz. Ancak CHP’nin başını çektiği zillet ittifakı Türkiye’nin hedeflerini kırmak, büyüme ve gelişme azmini kundaklamak için son kozlarını oynamaktadır. Zillet ittifakı krizdir, kaostur, kamburdur, kangrendir, kabahattir, karamsarlık siyasetidir. Mezkur ittifakın ortak paydasında buluşan her bir parti koltuk ve makam derdindedir. 2 Mart’tan 6 Mart’a kadar geçen cepheleşme ve olmayan rantın paylaşım kavgası bunun işaretidir.

"Devlet ve millet olarak bir arada yaşamanın garantisi olan millî ve üniter devlet yapımızdan duydukları rahatsızlık; Türk tarihini ve kültürünü karalamak için kolladıkları fırsatlar; Millet değerlerini aşağılamak için yapılan bozgun siyaseti; Tarihimizi sorgulatmayı amaçlayan hakaret kampanyaları; Bölücülüğü aklamaya, terörle mücadeleyi sorgulatmaya dönük alçaklıklar oluşturmaktadır. Zillet ittifakının bütün yıkıcı ve bölücü girişimlere yataklık yaptığı bu ortamda kirli çabaların maksadının; Türk milletini kendinden kuşku duyan,Ecdadına şüpheyle bakan, Millî kimliği ve kişiliği zayıflatılmış, Bölünmeye karşı duyarsız, İhanetlere karşı tepkisiz, Bekasını savunma refleksi zayıflamış, Kardeşliğini umursamayan, Terör ve şahadetler arasında kafası karıştırılmış, Kimin dost, kimin düşman, neyin ihanet neyin cesaret olduğu konusunda tereddüt yaşatılan, Kendisiyle ve inançları ile problemli bir topluluk haline getirilmek olduğu ortaya çıkmıştır."

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER