CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Av. Gülizar Biçer Karaca, CHP Depremde Kaybolan, Refakatsiz ve Kimsesiz Kalan Çocukların Takibi Komisyonu üyeleri İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi ve CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu’yla birlikte TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na başvurarak, Menzil Tarikatı’na ait Buhara Evleri’nde tutulan deprem mağduru çocukların durumuna ilişkin yerinde inceleme talebinde bulundu.
Dilekçede, TBMM’nin, deprem nedeniyle refakatsiz kalan, yakınlarını kaybeden çocukların, kamu kurumları dışında, kimi dernek, vakıf, cemaat ve tarikatların insafına terk edilmesi gerçeği karşısında sessiz kalmaması gerektiği vurgulandı.
CHP’NİN İNSAN HAKLARI KOMİSYONU BAŞVURUSU
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Av. Gülizar Biçer Karaca, CHP İstanbul Milletvekili Av. Sezgin Tanrıkulu, CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, CHP Ankara Milletvekili Av. Ali Haydar Hakverdi ve CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu’nun imzasını taşıyan dilekçede şöyle denildi:
“Ülkemiz, 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsılmış, resmi verilere göre 46 bin 104 vatandaşımız yaşamını yitirirken, on binlerce vatandaşımız ise yaralanmıştır. Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Malatya, Gaziantep, Şanlıurfa, Osmaniye, Diyarbakır, Kilis, Adana ve Elazığ illerimizde yıkıma yol açan deprem afetinden, şüphesiz ki en fazla çocuklarımız etkilenmiştir.
Depremin ilk gününden itibaren kayıp, refakatsiz ve kimsesiz çocuklar sorunu kamuoyu gündemini meşgul etmeye başlamıştır. Aileler, sosyal medyada paylaştıkları ve enkaz bölgelerine astıkları ilanlarla; depremden sonra bir daha haber alamadıkları, ayrı düştükleri, çocuklarını, yakınlarını aramaktadır.''
BAKAN DERYA YANIK’A TEPKİ
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın konuyla ilgili olarak "endişeye mahal olmadığını" yönünde açıklama yapmasına rağmen CHP Depremde Kaybolan, Refakatsiz ve Kimsesiz Kalan Çocukların Takibi Komisyonu'nun sorunun giderek derinleştiğinin farkında olduğu belirtilen dilekçede, "Oluşturduğumuz ihbar hattına, sosyal medya hesaplarımıza kayıp ve refakatsiz çocuklara ilişkin onlarca bildirim, şikayet ve talep iletilmiştir. Diğer yandan deprem afetinde yakınları yaşamını yitiren, yetim ve öksüz kalan çocukların, devlet koruması dışında, kimi dernek, vakıf, cemaat ve tarikatlara teslim edildiği yönünde basında sıkça haberler yer almaktadır" denildi.
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Merkezi Adıyaman’ın Kahta İlçesine bağlı Menzil Köyü’nde olduğu bilinen Menzil Tarikatı’nın yetkilileri, Buhara Evleri adı verdikleri yerleşkede 2 binden fazla depremzede çocuğu ‘misafir ettiklerini’, halihazırda bin 100 çocuğun yanlarında kaldığını açıklamıştır. Menzil Tarikatı’na ait sosyal medya hesaplarından Buhara Evleri’nde tutulan deprem mağduru çocuklara ilişkin görüntüler yayınlanmıştır. Bu görüntüler ve çıkan haberler sonrası bizlere ulaşan kayıp çocuk yakınları, yana yakıla aradıkları evlatlarının Menzil Tarikatı’na ait bu evlerde olabileceğini dile getirmiştir. Kamuoyunda yoğun tartışmaları beraberinde getiren bu bilgiler, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın daha önce yaptığı 'Deprem bölgesinde şu ana kadar ailelerine ulaşılamayan refakatsiz çocuklar konusunda tek yetkili kurum bakanlığımızdır' şeklindeki açıklamanın da gerçeği yansıtmadığını gözler önüne sermiştir."
Dilekçenin devamı şöyle:
MECLİS ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI
Tüm bu bilgiler ışığında; depremde yakınlarını kaybeden insanlarının endişelerinin giderilmesi ve kamuoyunu derinden rahatsız eden refakatsiz çocukların, devlet koruması dışında, birtakım şahıs ve oluşumların insafına terk edilmemesi gerekmektedir. Deprem mağduru çocukların her türlü istismardan korunarak, devletin şefkatli ellerine emanet edilmesi hususunda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin de üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerekmektedir.
Anayasamızın “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41. maddesinde, “Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır” vurgusu yer almaktadır. Çocuk Koruma Kanunu’nda da koruyucu ve destekleyici tedbirlerden bahsedilmektedir.
Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 39. maddesinde ise “Taraf Devletler, her türlü ihmal, sömürü ya da suistimal, işkence ya da her türlü zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ya da ceza uygulaması ya da silahlı çatışma mağduru olan bir çocuğun, bedensel ve ruhsal bakımdan sağlığına yeniden kavuşması ve yeniden toplumla bütünleşebilmesini temin için uygun olan tüm önlemleri alırlar. Bu tür sağlığa kavuşturma ve toplumla bütünleştirme, çocuğun sağlığını, özgüvenini ve saygınlığını geliştirici bir ortamda gerçekleştirilir” şeklinde oluşturulmuştur.
DEVLET GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEDİ
Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni, Anayasayı, Çocuk Koruma Kanunu’nu dikkate aldığımızda, devletin yetkili kurumlarının, depremzede çocukların korunmasına yönelik görev ve sorumluluklarını gerektiği şekilde yerine getirmediği sonucuna varmaktayız.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde Çocuk Hakları Alt Komisyonu kurulmuştur. Söz konusu Alt Komisyonun amacı, çocukların haklarıyla ilgili araştırmalarda ve incelemelerde bulunmak, çocukların korunması alanında öncü çalışmalara imza atmaktır.
Hem ihtisas komisyonu olarak TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun hem de ihtisas komisyonu bünyesindeki Çocuk Hakları Alt Komisyonu’nun çocuğun üstün yararının gözetilmesi, çocuk istismarı ve ihmali, çocuklara kötü muamele konularında geri planda durmaması gerekmektedir.
'MENZİL’E GİDELİM' TALEBİ
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Çocuk Hakları Alt Komisyonu’nun, deprem nedeniyle refakatsiz kalan, yakınlarını kaybeden çocukların, kamu kurumları dışında, kimi dernek, vakıf, cemaat ve tarikatların insafına terk edilmesi gerçeği karşısında sessiz kalmamasını talep etmekteyiz. Yukarıda bahsedilen Menzil Tarikatı’na ait Buhara Evleri’nde tutulan deprem mağduru bin 100 çocuğun durumuna ilişkin yerinde inceleme yapmak, yetkililerden, ilgili kurum ve şahıslardan bilgi almak, benzer hadiselerin önlenmesine ilişkin çözüm yollarının belirlenmesi maksadıyla gerekli çalışmanın yapılmasını arz ve teklif ederiz.