6 Şubat depremlerinin birinci yılı nedeniyle seslerini duyurmak için Ankara’da eylem yapan depremzede aileler, Meclis’te bir araştırma komisyonu kurulması için muhalefet partileri tarafından verilen önerge tekliflerinin reddedilmesine tepkili.
Çok sayıda depremzede aile hala mezarlarda, hastanelerde ve sosyal medya paylaşımlarında kayıplarını arayan aileler konuştu.
"ONUNKİ BİR NEFESTİ VERDİ GİTTİ AMA BEN HER GÜN ÖLÜYORUM"
Kayıp oğlu Uğur Gezer’i arayan anne konuştu:
“Senesi dolacak, oğlumun ne ölüsü ne dirisi var. Kızımla ben depreme evde yakalandık oğlum kendi evinde yakalandı. Çalmadığım kapı kalmadı. Oğlum 34 yaşında. Bir buçuk ay enkazı takip ettik, enkazdan ona ait hiçbir şey çıkmadı. En azından ölüyse ölüsünü, diriyse dirisini versin. Bir mezarı olsun ne olur. Belki onunki bir nefesti verdi gitti ama ben her gün ölüyorum. Allah'ın afetine yakalanan çocuklar, suçları yok günahları yok. Ne olur bize yardım etsinler, kayıpları bulsunlar... Yüreğimize bir tas soğuk su döksünler kurtulalım bu çileden. Cumhurbaşkanı’ndan yardım istiyorum. Ben onları tek başıma büyüttüm, 4 çocuk büyüttüm, hem anne hem baba oldum ben. Bütün acılarını ben gördüm. Hasta yatağımdan kalktım geldim Malatya'dan...”
"ARTIK DİRİSİNDEN UMUDUM YOK DA BİR MEZAR TAŞI OLSUN ONU İSTİYORUM"
Kahramanmaraşlı Kılçık ailesinin bir torunu depremde hayatını kaybetti. Kılçık ailesinin kızı ve diğer torunu kayıp.
Anne Şengül Kılçık, “Songül’üm, Eylül’üm yoklar. Bulamıyorum, bekledim bugüne kadar. Bulunur diye bekledim, beni oyaladılar. DNA’mızı verdik. Eşleşmedi... Yok. Hastaneye başvurduk, aradık kayıt yok. Ne gecem gece ne gündüzüm gündüz... Nasıl yaşayayayım, ben kuzularımı istiyorum… Ölüsüyse ölüsü dirisiyse dirisi… Ne olur bir mezar taşı versinler bana. Artık dirisinden umudum yok da bir mezar taşı olsun onu istiyorum” diyor.
"KIZIMIN KAYDINI HASTANEDE BULDUM"
Fadime Gökçe’nin kızı Fikriye Aybüke Körük, Kahramanmaraş’ta Ebrar Sitesi’nde depreme yakalandı.
Gökçe, şunları söyledi:
“Ben depremin ertesi günü Maraş’a gittiğimde evleri yıkılmıştı ama kızım çıkmadı oradan. 10 gün orada bekledim. Şubat'ta DNA'mı verdim, İzmir İl Sağlık Müdürü’nün yayınında kızımın resmini buldum, İzmir Tepecik Hastanesi’nde kaydını buldum. Oralara gittiğimde ben yine kızımı bulamadım. Kızımı istiyorum, kızım olmadan yaşayamıyorum artık. Meclis'e gittik, milletvekilleri ile görüştük, kayıplar için birim kurulmasını istedik. Kızım sağ çıkarılmış, çünkü sedyede resmi var. Ben 10 gün orada beklediğimde her çıkan cenazeye baktık biz ve benim kızım yoktu.
6 Şubat’ta Maraş’ta olacağım ama orada nasıl olacağımı düşünemiyorum çünkü benim kızım yok orada. Onun evinin olacağı yerde olacağım boşlukta ama benim kızım yok. Hastane kayıtlarına sorduğumda önce 'yok' dediler sonra bulduk. Dediler ki, 'Tedavi olmadan gelmiş gitmiş.' Bir depremzedeyi nasıl bırakabiliyorlar.
Evin içinde Aybüke diye bağırıyorum, sabahlara kadar uyumuyorum. Onun sevdiği yemekleri pişirmiyorum. Gece 4’te ‘çıt’ sesi gelse kapılara bakıyorum, pencereden aşağıya bakıyorum kızım gelecek diye. Sabah uyandığımda kızım yok diye lanet ediyorum. Gece ile gündüz aynı… Lütfen önergeleri kabul etsinler, komisyon kurulsun bizim yavrularımızı bulsunlar"
"HER İHBAR BENİ ALIP YA ADANA'YA YA İSTANBUL'A GÖTÜRÜYOR"
Hatay’da depremde yıkılan Rönesans Rezidans’ta kızı ve eşini bulamayan Bulut Özgül ise, “ Bütün aramalardan sonra, enkazdan hiçbir şey çıkmayınca ben 6 ay boyunca bütün şehir hastanelerini, depremzedeler hangi hastanelere gitmişler o bölgelerde araştırma başlattım. Hangi çocuk evleri, sevgi evlerine teslim edilen çocuklar, ailelere teslim edilen çocuklara bakmaya çalıştım. Bu şekilde devam etti sürekli. Şu anda 12. aydayız hiçbir şekilde kızımla eşimle ilgili hiçbir bilgi yok.
Kızımla alakalı şu anki aldığım ihbar sayısı belki 10’un üzerindedir. 6 Şubat sürecinden sonra, reklam, afiş, pankart yaptırdıktan sonra dördüncü gün ihbar geldi. Kızımla ilgili ihbar geliyor. Sürekli ihbar geliyor kızımla alakalı. Her ihbar beni buradan alıp ya İstanbul’a götürüyor ya Sakarya’ya ya Adana’ya götürüyor. Ben de peşine düşüyorum farklı illere gidiyorum, çıkmayınca tekrardan üzüntüyle devam ediyoruz. Eğer kabirler yeniden açılırsa 6 Şubat'tan sonra vefat etmiş tüm cenazelerin DNA örneği alınırsa biliyorum ki milletin acısı biraz daha hafifleyecek. Biz bir senedir sağdır demiyoruz. Ölüyse de bir şekilde yerini bilelim... Gidip en azından kabrini ziyaret edelim. Ama şunu biliyorum ki ben kızımın yaşadığına eminim" diye konuştu.
NURHAK BELEDİYE BAŞKANI BOZAN: "HER İLDE, İLÇEDE KAYIPLAR İÇİN KOMİSYON KURULSUN"
Kahramanmaraş depreminden etkilenen ilçelerden biri olan Nurhak'tan da kayıp aileler var. Nurhaklı depremzede aile ile birlikte Ankara’ya gelen Nurhak belediye Başkanı İlhami Bozan ise kayıplar için her ilde ve ilçede komisyon kurulması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Bu insanlar zaten her gün büyük acılar yaşıyorlar. Bir de bunun üzerine el uzatmayıp buralarda basın açıklaması yapacak hale getirenleri de kınıyorum. Bu insanların istediği tek bir şey var kayıplarının bulunmasın ve akıbetinin ortaya çıkarılması. Maalesef bütün kurumlar kenara çekilmiş aileleri acılarıyla baş başa bırakıyorlar. Önergelerin neden reddedildiği bu halka açıklanmalı. Biz belediye olarak yerel yönetimler olarak ailelerimizin yanında durmaya çalışıyoruz ama maalesef hükümet eksik kaldığı için bizler de bu durumda pek bir şey yapamıyoruz. TBMM dışında her ilde her ilçede kayıplar için komisyon kurulması gerektiğini düşünüyoruz" (ANKA)