11 ilimizin etkilendiği deprem sonrası başta Hatay olmak üzere birçok ilde barınma, eğitim, sağlık sorunları sürüyor. Yıkımın merkezindeki Hatay’da 300 bin konteyner ve yaklaşık 200 konteyner kent bulunurken çadır sayısının ise 5 bin-6 bin arasında değiştiği söyleniyor. Antakya, Defne, Samandağ ve Kırıkhan’da yurttaşların büyük kısmı konteyner ve çadırda kalırken hijyen ve sağlık sorunlarından kaynaklı uyuz sorunu dikkat çekiyor.
Uyuzun yayılmasındaki başlıca nedenlerinin ise “Kötü hijyen koşulları, çadır ve konteynerde dar alanda kalan ailelerin aynı çarşaf ve yorganları kullanması” olduğunu belirten Türk Tabipleri Birliği Hatay İl Koordinatörü Dr. Ali Kanatlı, zararlıların zaman içerisinde direnç göstermesi nedeniyle ilaçların etkisinin azaldığına dikkat çekti. Antakya’da çadır ve konteyner kentlerde kalan ve geçici olarak göç etmek zorunda kalan yurttaş sayısı 250 bin olarak tahmin edilirken ihalesi yapılıp yapımına başlanan Hatay genelindeki toplum konut sayısı 30 bin 350.
KIRSALDA ISINMA SORUNU
Cumhuriyet'ten Çağdaş Bayraktar'ın haberine göre, Merkez ve Gölbaşı’nda işlemlerin ağır ve önlemsiz işlemesinin halk sağlığı sorunu yarattığına dikkat çeken Genel Sağlık İş Adıyaman Temsilcisi Hasan Baytemir, merkezde yıkılacak binaların yüzde 45’inin yıkılamadığını belirtti. Depremzedelerin büyük kısmının yalıtımı zayıf çadır ve konteynerde kaldığını söyleyen Baytemir, “Kış geliyor. Kırsal kesimde ısınma çok büyük bir sorun olacak” dedi.
30 YIL ÖNCEYE DÖNDÜ
Yaklaşık 25 bin kişinin kışı konteynerlerde geçireceğini belirten CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, “Yapımı planlanan 82 bin 104 konut, 30 bin 310 köy evi olmak üzere, toplamda 112 bin 414 konut yapılacak. Bu yılsonuna kadar 9 bin 800 adet deprem konutunun teslim edilmesi planlanıyor. Yani kış ayının gelmesine rağmen toplam ihtiyacın yüzde 10’u bile karşılanmamış olacak” dedi. Uyarılara rağmen fay hattına yapılan Necip Fazıl Şehir Hastanesi’nin kullanılmaz durumda olduğunu belirten Öztunç, “Yörük Selim Devlet Hastanesi’nde adeta iğne atsan yere düşmüyor. Sistem 30 yıl öncesine döndü” ifadelerini kullandı.
İNŞAAT İZİNLERİ RİSKLİ
Dokuz ay geçmesine karşın birçok davanın açılamadığına dikkat çeken avukat Açıkalın, sürecin hızlı ve adil biçimde işlemesi en temel ihtiyaçlardan birisi olduğunu söyledi. Bu konuda gerek idari yargılamalar bakımından İdari Yargılama Kanunu’na, gerek ceza yargılamaları bakımından Ceza Mahkemeleri Kanunu’na ek maddeler konulması gerektiğini belirten Açıkalın, “Yeni imar hazırlanmadan verilecek inşaat izinleri büyük bir risk oluşturur” diyerek belediyelere çağrıda bulundu.