Hem Alman hem de Türk vatandaşı olan Deniz Yücel’in, PKK ve ‘FETÖ‘ye yardım suçlamamarıyla 2017’de tutuklanması Türkiye ile Almanya arasında diplomatik sıkıntı noktalarından biri haline gelmişti. Yücel, kendisinin ‘kirli bir pazarlığın parçası haline getirilmesini’ istemediğini belirtmiş ve “Pazarlık yapılmadığının güvencesini verdiler” diye konuşmuştu.
Yücel bir yıl hapiste kaldıktan sonra dönemin başbakanı Binali Yıldırım’ın Berlin’de Almanya Başbakanı Angela Merkel ile ortak basın toplantısında “Umarım en kısa sürede serbest kalır” demesinden 12 saat sonra 16 Şubat 2018’de tahliye edilmişti.
Yücel’in tahliye edilmesinin akşamında Alman hükümetinin tahsis ettiği uçakla Almanya’ya gitmesi Yücel’in iki hükümet arasında yapılan pazarlıkla serbest kaldığı iddialarını güçlendiriyordu.
Yücel’in konuyla ilgili iddiaları doğrulayan açıklaması gazeteci İsmail Saymaz’ın bir Twitter yorumuna yanıt vermesiyle geldi.
İsmail Saymaz, Deniz Yücel’e hak ihlali nedeniyle Anayasa Mahkemesi’nin 25 bin lira tazminat ödenmesine hükmetmesini şöyle yorumladı: “Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazeteci Deniz Yücel için ‘ajan provokatör’ ithamında bulunmuş ve ‘Ben bu makamda oldukça asla iade edilmeyecek’ demişti. Yücel, hem siyasi bir anlaşmayla iade edildi. Hem de Yücel’in haksız şekilde tutuklandığı Anayasa Mahkemesi kararıyla kanıtlandı.”
Yücel bu mesajı alıntılayarak Twitter’da şöyle yazdı: “Sevgili İsmail, ben iade edilmedim. TC hükümeti, bana Almanya aracılığıyla şu teklifi sundu: ‘Tahliye ederiz. Ama derhal ülkeyi terk edeceksin.’ Önce reddettim, talebim iade değil iddianameydi. Sonra (orası uzun hikaye) kabul ettim. Bunun üzerine tam bağımsız yargı tahliye etti.”