Kasım 2016'dan bu yana Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan ve 28 Mayıs'ta düzenlenen ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası dahi Recep Tayyip Erdoğan tarafından 'balkon konuşmasında' hedef alınan Selahattin Demirtaş, sandığa giden süreçte partisinde yaşananlara dair konuştu.
HDP'ye yönelik eleştirilerini yineleyen Demirtaş, Artı Gerçek yazarı İrfan Aktan'ın "Emek ve Özgürlük İttifakı, aday çıkarmama kararını nasıl aldı? O süreçte ne tür tartışmalar yaşandı? Sizin görüşünüz, öneriniz ne yöndeydi?" şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi:
"Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmaları başlamadan önce ben Genel Merkezimize, Cumhurbaşkanı adayı olmaya hazır olduğumu ve seçimi ikinci tura bırakıp o aşamada demokratik hamlelerle daha fazla katkı sunabileceğimizi belirttim.
Ayrıca, 'benim adaylığım partimizin de oy oranını artırabilir' dedim. Aslında siyasi yasağım yoktu ama ola ki Yüksek Seçim Kurulu adaylığımı reddetse bile sonrasında çıkaracağımız adayın tabanımızın sahiplenmesinin daha kolay olacağını belirttim. Fakat bu önerim, herhangi bir gerekçe sunulmadan reddedildi. Gerekçesini halen bilmiyorum. Bu tartışmalar sürerken deprem oldu ve sonrasında aday çıkarmamaya doğru evrildi süreç. Bu karar da Genel Merkez ve ittifak bileşenlerince ortak alındı. Bana da öncesinde bilgi verildi, elbette bu kararın arkasında durduk.”
AKTİF POLİTİKAYI BIRAKTIĞINI DUYURMUŞTU
Siyasetçi, dün kaleme aldığı köşe yazısında partisine birtakım eleştiriler yöneltmiş ve seçim sürecinde etkili bir çalışma yürütemediklerini söylemişti.
AKP - MHP iktidarının özellikle son beş yıldır bir tür 'mühendislik' yaptığını belirten Demirtaş, bu süreçte genel merkeze gönderdiği tüm mesajlarda bahse konu durumu anlattığını vurgulayarak "Her seferinde sesim yankılanıp bana dönüyor" demişti.
Demirtaş ayrıca 1 Ocak'ta seçim kampanyası başlattığında amacının kitleleri de kurumları da alarm durumuna geçirmek olduğunu söyledi. Kendilerine önyargıyla bakan tüm toplumsal kesimlere ulaşabilmek için cezaevinden olağanüstü çaba sarf ettiğinin altını çizen siyasetçi, şunları kaydetmişti:
"Yaklaşık beş bin kişiye mektup ve kart yazdım, binlerce tweet, yüzlerce makale ve röportaj ile HDP’ye kendi imkanlarımla alan açmaya çalıştım. Çünkü çok büyük bir boşluk vardı ve kimse de bu boşluğu doldurmayı denemiyor ya da denese bile başaramıyordu. Ancak bizim mahalleden bazı arkadaşlar bu çabaları anlamaya çalışmak yerine 'kendini öne çıkarıyor' düşüncesiyle linç etmekle uğraştılar. Oysa varsa eksiklikler, yetmezlikler ancak eleştiriyle, öneriyle giderilebilir, vefasızca saldırmakla değil."
'HALKIMIZA LAYIK BİR POLİTİKA ORTAYA KOYAMADIĞIMIZ İÇİN İÇTENLİKLE ÖZÜR DİLİYORUM'
Demirtaş'ın sözleri kamuoyunun dikkatini çekmişti; siyasetçi, akabinde kişisel Twitter hesabında aktif politikayı bıraktığını duyurmuştu:
"Ben kendi adıma, halkımıza layık bir politika ortaya koyamadığımız için içtenlikle özür diliyorum. Pratikteki çabalarımla bu eksiklikleri giderme sözü veriyorum. Ayrıca, bana yönelik yapıcı eleştirilere teşekkür ediyorum. Eleştirilerden yararlanmaya çalışacağım. Mücadeleyi cezaevinden her yoldaşım gibi dirençle sürdürürken, aktif politikayı bu aşamada bırakıyorum."
