Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Davutoğlu'ndan Kılıçdaroğlu'nun 'Alevi' paylaşımına destek

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Twitter hesabında “Sünni” başlığı ile bir video yayınladı. Davutoğlu, “Kemal Bey’in o samimi mesajına cevap mahiyetinde söylüyorum; Sünniler ve Aleviler Türkiye’nin geleceğini inşa ederken ‘Siz kimsiniz’ diye sormayacağız" dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün yayınladığı “Alevi” başlıklı videosuna ithafen bugün Twitter’dan “Sünni” başlıklı bir video yayınladı. Davutoğlu, videoda şunları söyledi:

Kemal Bey’in dünkü o samimi videosunu izlediğimde, gözümün önünde birden medeniyetleri, kültürlerin harmanlandığı Anadolu tarihi geldi. Ben, Toroslar’ın zirvesinde bir Sünni, yörük, Türkmen ovasında doğdum. Horasan’ı Anadolu’ya taşıyan bir ova. Babaannem öyle derdi. ‘Horasan’dır bizim ilimiz, İsfehan’dan geçti yolumuz. Kalktık, göçtük bu diyarlara.’ Köyümüzün adı bugün Taşkent, ama aslı ‘Pirler Kondu’ idi. Pir’di köyün adı. Karşı cephedeki kayanın adı Kıble Kayası, parkının adı Mihrab, parkın sırtını verdiği tepenin adı Erenler Tepesi’ydi. Çeşmenin adı da Sultan Alaaddin Keykubat’a atfen Sultan Çeşmesi. Yani Selçuklu Devleti’nin ve Anadolu’daki Horasan izlerinin yaşadığı bir ortamda doğdum. Cumhuriyet’imizin verdiği imkanlarla ben de nice makamlara geldim. Milletimize borçluyuz. Kemal Bey bir Alevi olarak samimi bir şekilde hislerini ifade ederken ben de bir Sünni olarak ifade edeyim. 13’üncü yüzyıl Anadolu’su, Sünnilerin ve Alevilerin, aynı pirlerinin saygı duyduğu bir Anadolu’ydu. Sünniler ve Aleviler için Pir-i Türkistan, Hoca Ahmet Yesevi idi. Benim adımı aldığım hoca, Ahmet Yesevi. Hz. Mevlâna ve Hacı Bektaş-ı Veli, Sünnilerin ve Alevilerin ortak erenleriydi. Kim böldü bizi? Kim ayırdı? Nasıl tekrar bu nehirleri birleştireceğiz, bir umman olacağız Anadolu’da? Evet, ben bir Sünni’yim ama Alevi vatandaşlarımızın hakkını korumak, savunmak, öncelikle benim görevim. Bir başbakan olarak Hacı Bektaş-ı Veli’de Alevilik üzerine konuştuğumda Alevi vatandaşlarımızın gösterdiği teveccühü hâlâ hatırlıyorum. Yine ilk kez bir başbakan olarak Erzincan’da bir Cemevi’ne girip bizzat niyaz duası yaptığımda yine o hissi yaşamıştım. Biz, aynı engin nehrin kollarıyız, bir ummana yönelen kolları, ortak geçmişten geleceğe yönelen kolları. Hacı Bektaş-ı Veli, benim de pirimdir, Hz. Mevlâna gibi. Onun için Alevi vatandaşlarımız, Hacı Bektaş’ta, ‘Hacı Bektaş-ı Veli’nin huzuruna, dergahına ücret ödeyerek giriyoruz, bunu kaldırsanız başbakanım’ dediklerinde, Ankara’ya döner dönmez yaptığım ilk iş o olmuştu. Çünkü ‘Hacı Bektaş-ı Pir’in huzuruna para ödeyerek girilmez’ demiştim. Biz, o pirlerin, o Horasan erenlerinin çocuklarıyız.

'CUMHURİYET’İMİZİN İKİNCİ YÜZYILINA SÜNNİLER VE ALEVİLER, TÜRKLER VE KÜRTLER OMUZ OMUZA GİRECEKLER'

Kimimiz Sünni’yiz, kimimiz Alevi. Alevi dedelerimiz, bana ‘Can Ahmet’ derler. Çünkü bilirler ki ben hiçbir zaman fark gözetmedim. Bir Sünni olarak, Kemal Bey’i çok iyi anlıyorum. Çünkü ben de bir Sünni olarak bu topraklarda bazen dışlandığımı hissettim. 28 Şubat’ta eşim ve kızlarım, başörtüsü dolayısıyla Sünni olarak dışlandılar. Ben, uluslararası birçok yayına sahip bir akademisyen olarak, ideolojik gerekçelerle Türkiye’nin en özgür üniversitelerinde akademisyenliğe kabul edilmedim. Kemal Bey’e hak veriyorum. Mesele; Sünnilik, Alevilik meselesi değil. Mesele, karşılıklı kimliklere saygı duyulan bir ortak kültür meselesi. Yüz yıl içinde hepimiz acı çektik. Bu acılara son vermenin vakti geldi. Evet, ben bir Türk’üm ama Kürt vatandaşlarımın haklarını korumak benim görevim. Kürtçeyi Türkçe gibi aziz bildiğimi söyledim hep. Samimiyetle söyledim. Bir kez daha söylüyorum. Bana ‘Serok Ahmet’ diyen Kürtlere ‘Ser sera, ser çava’ diye seslendim hep. Yine öyle sesleniyorum. Bizler birbirimizin hakkını koruduğumuzda, savunduğumuzda bu ülke, barış ülkesi olacak. Kimliklere bölündüğümüzde, birbirimize ‘öteki’ diye baktığımızda hiçbirimiz huzur bulmayacağız. Acı yaşadık bundan iki ay önce. Maraş’ta, Malatya’da, Adıyaman’da, Hatay’da, Gaziantep’te Sünniler, Aleviler, Türkler, Kürtler aynı enkazında altında kaldılar. Elimizi uzattığımızda ‘Senin kimliğin ne’ diye sormadık. Şimdi de söylüyorum, Kemal Bey’in o samimi mesajına cevap mahiyetinde söylüyorum; Sünniler ve Aleviler Türkiye’nin geleceğini inşa ederken ‘Siz kimsiniz’ diye sormayacağız. ‘Biz biriz’ diyeceğiz. ‘Biz, ortak bir tarihe sahibiz’ diyeceğiz. ‘Biz, aynı pirlerin çocuklarıyız’ diyeceğiz. ‘Hak Muhammed Ali’nin yolcusuyuz’ diyeceğiz. ‘12 imam, hepimizin imamı’ diyeceğiz. Birileri aramıza fitne sokmaya çalıştığında ‘Dur orada’ diyeceğiz. Yeni Türkiye böyle kurulacak. Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılına Sünniler ve Aleviler, Türkler ve Kürtler omuz omuza girecekler, bu ülkenin eşit ve onurlu vatandaşları olarak. Mübarek Ramazan Bayramı yaklaşırken hemen arife gününde gelin, tanış olalım. Gelin, selamlaşalım. Selamın özüyle selamlaşalım. Selam, barış demek. İslam, barış demek. Hepsi aynı kökten gelir. Dinimizi, kültürümüzü, medeniyetimizi barış içinde yaşayarak bütün insanlığa bir örnek teşkil edelim. Kemal Bey’e selam ediyorum. Mesajınız alınmıştır ve eminim ki bizim mesajımız da bütün toplum tarafından alınacaktır. Allah’a emanet olunuz.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER