12 sanık yönünden Yargıtay'ın bozma ilamına karşı direnme kararı veren mahkeme gerekçesinde, "Sanıkların suçu bilerek ve isteyerek kasten iştirak ettikleri, muhalif görüntüsü ile PKK/KCK, FETÖ/PDY ve DHKP/C silahlı terör örgütlerinin lehlerine yıllara yayılır şekilde haberler yaptıkları konusunda tam bir vicdani kanaat hasıl olmuştur" denildi.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay'ın bozma ilamı sonrasında Cumhuriyet Gazetesi eski çalışanlarının aralarında bulunduğu 13 sanık yönünden 21 Kasım'da yeniden yargılama yaparak kararını açıklamıştı. 12 sanık yönünden Yargıtay'ın bozma ilamına karşı direnme kararı veren mahkemenin 79 sayfalık gerekçeli kararında, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin, "sanıkların suçta iştiraklerinin olmadığı, eylemlerinin basın hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, dosya içerisinde mahkumiyetlerine yeterli delil olmadığı, haklarında beraat kararı verilmesi gerektiği şeklindeki tespitine katılmak mümkün değildir" denildi.
"MUHALİF GÖRÜNTÜSÜ ALTINDA FETÖ LEHİNE HABERLER YAPILMASINA ARACILIK YAPTI"
Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ceza alan gazeteciler Ahmet Altan, Ayşe Nazlı Ilcak ve diğer sanıklarla ilgili yaptığı yargılama ile ilgili vermiş olduğu bozma ilamında, "Gazetecilik faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayan eylemlerin hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte FETÖ silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturacağı kanaatine erişilmiştir" şeklindeki tespitine yer verildi.
Gerekçede, "Cumhuriyet gazetesinin yayın politikasının değişmesi ile birlikte FETÖ silahlı terör örgütünün amaçlarına hizmet eder şekilde, 17-25 Aralık yargı süreci de dahil olmak üzere MİT TIR'larının durdurulması, FETÖ örgütünün liderinin lehine yapılan köşe yazıları, sanık Aydın Engin'in FETÖ'nün hizmetlerine amaçlar şekilde köşe yazıları, gazetenin manşetleri açıkça göstermektedir ki, Cumhuriyet gazetesinin 'düşmanımın düşmanı dostumdur' kuralını kendisine esas edinerek muhalif görüntüsü altında FETÖ silahlı terör örgütünün lehine gazetecilik adı altında amaçlarını meşru gösterir ve sempatizan toplamaya dönük haberler yapılmasında aracılık yaptığı, Abant toplantılarına bir kısım sanıkların katıldığı, aynı zamanda yukarıda ayrıntılarıyla açıklandığı üzere DHKP/C ve PKK lehine de haberlere imza atıldığı anlaşılmıştır" denildi.
"SUÇA BİLEREK VE İSTEYEREK İŞTİRAK ETTİLER"
Gerekçede, sanıkların Bylock kullanan FETÖ mensubu olduğu değerlendirilen şahıslarla bir çok bağlantılarının olduğu öne sürülerek "Suça bilerek ve isteyerek kasten iştirak ettikleri, muhalif görüntüsü ile PKK/KCK, FETÖ/PDY ve DHKP/C silahlı terör örgütlerinin lehlerine yıllara yayılır şekilde haberler yaptıkları konusunda tam bir vicdani kanaat hasıl olmuştur" ifadesine yer verildi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Mahkeme, 21 Kasım'da yaptığı yeniden yargılamada sanık Kadri Gürsel yönünden bozma ilamına uyarak beraat karar vermişti. Ancak 12 sanık yönünden atılı suçun sabit olduğu gerekçesiyle bozma ilamına direnilmesine hükmetmişti.
Mahkeme, "Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte terör örgütüne yardım etmek" suçundan Akın Atalay'a 8 yıl 1 ay 15 gün, Orhan Erinç'e 6 yıl 3 ay, Hikmet Çetinkaya'ya 6 yıl 3 ay Murat Sabuncu'nun 7 yıl 6 ay, Bülent Utku'nun 4 yıl 6 ay, Önder Çelik'in 3 yıl 9 ay, Musa Kart'ın 3 yıl 9 ay, Hakan karasinir'in 3 yıl 9 ay, Mustafa Kemal Güngör'ün 3 yıl 9 ay, Güray Tekinöz 3 yıl 9 ay, Aydın Engin'in 7 yıl 6 ay, Ahmet Şık'ın 7 yıl 6 ay karar vermişti.