BIST 100 9.550 DOLAR 34,53 EURO 36,23 ALTIN 2.996,20
3° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Cumartesi Anneleri yeni yılın ilk eylemini yaptı

Cumartesi Anneleri yeni yılın ilk eylemini yaptı

771’nci haftada bir kez daha bir araya gelen Cumartesi Anneleri, İstanbul İHD Şubesi önünde, “2020’nin herkes için hukukun ve adaletin yılı olması” diledi. Bu haftaki açıklamaya CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da katıldı.

771’nci haftada bir kez daha bir araya gelen Cumartesi Anneleri, İstanbul İHD Şubesi önünde, “2020’nin herkes için hukukun ve adaletin yılı olması” diledi. Bu haftaki açıklamaya CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da katıldı.

Bu haftaki açıklamayı yapan kayıp yakını Sebla Arcan, 2020 yılında da yakınlarını bulmak için mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi. Arcan, şöyle devam etti: “Biliyoruz ki temennimizin gerçekleşmesi hukuk krizinin aşılmasıyla mümkün olacaktır. Gözaltında kaybedilenler için hukaka, adalete dair bilinmesi, duyulması gerekenleri söylemekten vazgeçmeyeceğiz. Bugün Türkiye’de bir hukuk, özgürlük ve demokrasi mücadelesi verilmektedir. Türkiye’nin adaletsizlik ve çatışma üreten rejimine itiraz ediyoruz. Temel hak ve özgürlüklerimizin kullanımı mevcut koşullara bağlı kalamaz.”

Arcan, Cumartesi Annelerinin 2020 taleplerini şöyle sıraladı:

Devlet, gözaltında kaybetmelerdeki sorumluluğunu kabul etsin, kaybedilen sevdiklerimizin akıbetlerini açığa çıkartacak mekanizmaları hayata geçirsin.

Zorla kaybetme suçu, Türk Ceza Kanunu’nda insanlığa karşı suçlar başlığı altında düzenlensin.

Gözaltında kaybetme suçunun faili olan devlet görevlileri üzerindeki cezasızlığa son verilsin ve evrensel hukuka göre yargılanmalarını sağlayacak düzenlemeler yapılsın.

Gözaltında kaybetmeyi yasaklayan ve ailelerinin kaybedilen yakınlarıyla ilgili gerçekleri öğrenmesini zorunlu bir hüküm olarak öngören “Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme” derhal imzalansın.

‘SİYASİ KONJONKTÜRE GÖRE AÇILIP KAPANAN DAVALAR OLMASIN’

Arcan, Cumhurbaşkanına seslenerek şunları söyledi: “Siyasi sorumluluğunuzun gereği olarak bu taleplerimizi karşılamak sizin görevinizdir, bize karşı sorumluluklarınızı yerine getirin. Bize yönelik hukuku ve tüm insanlık değerlerini çiğneyen yasaklama uygulamalarına son verilmesini sağlayın. Kayıp davalarını siyasi konjonktüre göre açılan, yine siyasi konjonktüre göre kapanan davalar olmaktan çıkarın.”

1993 Siverek’te gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın eşi Sultan Taşkaya konuştu. Taşkaya bu yıl için, “İnşallah kayıplarımız bulunur. Bizi bu sokağa sıkıştırıyorsunuz. Siz de sıkılıyorsunuz biz de. Kayıplarımız için buradayız” dedi.

‘SİZ OLMASAYDINIZ BİZ BURADA OLMAYACAKTIK’

Gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır ise 40 yıldır burada olduklarını söyleyerek, “Bizi buralara iten etken ve etmen devletin güvenlik güçleri. Devletin güvenlik güçleri olmasaydı biz burada olmayacaktık. 12 Eylül’deki darbe sonucu bugüne kadar kayıplarımız gözaltında kaybedildi. Darbelere, darbecilere karşı 25 yıldır kamuoyuna, yetkililere seslendik. Gözaltına kaybedilme mezarlarını yok ettiğiniz kayıplarımızı bize verin. Siz darbelere karşı iseniz bize Galatasaray’ı neden yasakladınız? Adalet, demokrasi ve hukukun üstlüğünü talep ediyoruz. Siz bizi iki duvar arasına sıkıştırıyorsunuz. Siz olmasaydınız biz burada olmayacaktık. Hukukun üstünlüğünün hakim kılındığı yıllarda görüşmek dileğiyle.”

1995’te kaybedilen Hasan Ocak’ın ağabeyi Ali Ocak da bir konuşma yaptı: “Adaletsizliklerin zirve yaptığı bir yılı geride bıraktık. Umarım hesap verilecek bir noktaya geliriz. 25 yıldır hukuk, adalet, hak arıyoruz. Ama ne yazık ki adaletsizlik, hukuksuzluk artarak bu güne geldik. Herkesin hesap verdiği, sorumluların cezalandırıldığı bir şekilde şehirlerimizi koruyabiliriz. 25 yıl boyunca Galatasaray’da hukuksuzlukların önüne de geçebiliyorduk. Bu keyfi uygulamalarınızdan, bizi susturmaktan vazgeçin. Biz inatla mücadelemizi sürdüreceğiz.”

’25 YENİ YIL BURADA KUTLADIK’

Duvar'dan Hacı Bişkin'in haberine göre, gözaltına kaybedilen İrfan Bilgin’in kardeşi Kemal Bilgin ise şunları söyledi: “25 tane yeni yıl burada kutladık. Girdiğimiz yeni yıllar geçtiğimiz yılları aratmıştır bize. Yeni yılda bu ülkeyi yönetenlerden herhangi bir beklentimiz yok. Zam var, zulüm var, cezaevi infazları var. Bu gelecek yeni yılda da bunları yaşayacağımızı biliyorum. Yeni yılda yeni hak arayışlarının yükselmesini talep ediyorum.”

Gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren de bir konuşma yaptı. Eren yeni yıl için mücadele çağrısı yaptı: “2019 yılında hak ve adalet arayışı yarım kalan annemi kaybettim. Elmas Eren’i de alıp götürdü 2019. Yeni yıl gelirken sağlık, huzur, mutluluk barış olsun diliyoruz. Ancak dilekle yetmiyor. Bunun için mücadele etmek ve bu mücadeleyi büyütmek gerekiyor. Eğer bu mücadele büyümezse olduğumuz yerde kalırız. 2020 yılında bu mücadelelerin büyümesi ve demokrasinin mücadelesini umut ediyorum.”

‘DEVLETİN CEZASIZLIKTAKİ ISRARINI GÖRDÜK’

Kayıp avukatlarından Gülseren Yıldırım, geçtiğimiz yıl sonuçlanan davalarda verilen cezasızlıklara tepki gösterdi. Yıldırım şöyle devam etti: “Geçen yıl devletin cezasızlıktaki ısrarını gördük. İşlenen suçlar, hakikatler ortadayken davaların beraatle sonuçlandığına tanık olduk. Hakikatleri devlet ve mahkemeler biliyor. Ayhan Çarkın alanlara çıktı, televizyon programlarına çıktı. Yapılanları anlattı. ‘Bir cesur savcı arıyorum’ dedi ancak hala hakikatler karanlıkta kalıyor. Cezasızlığın bugüne kadar nasıl sürdüğünü gördük. Yeniden tüm kayıplarla ilgili araştırma komisyonu kurulsun. Etkin soruşturma yürütülsün. Faillerin cezalandırılması sağlanmak zorunda. Cumartesi Anneleri yola çıktıklarında gözaltında kayıpların sürdüğü zamanlardı. Bugün devletin yine gözaltında kaybetme eğilimine girdiğini görüyoruz.”