İçişleri Bakanlığı ve Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından Galatasaray Meydanı'ndaki oturma eylemleri yasaklanan Cumartesi Anneleri, 778. hafta buluşmasını İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesinin bulunduğu sokakta gerçekleştirdi. Bu haftaki buluşmada gözaltında kaybedilişinin 25. yılında Murat Yıldız için adalet istendi.
Cumartesi Anneleri İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon'un basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
"Murat Yıldız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz.
Geçmişteki travmatik etkiye sahip yaşanmışlıklar yalnız bireysel bellekte değil, toplumsal bellekte de derin izler bırakır. Bu travmatik yaşanmışlıkların unutturulmasını hedefleyen devletler, kendi resmi ideolojisine uygun yeni bir bellek ve tarih inşa etmeyi hedeflerler. Topluma gerçek bir bellek ve bir tarih kazandırmak isteyenler ise geçmişte yaşanan haksızlıkları hatırlama ve hatırlatmaya yönelik bir tutum alırlar.
Biz, devletin inkar ve unutturma politikalarına karşı gözaltında kaybetme gerçeğini kuşaktan kuşağa taşıyarak toplumsal hafızamızda ve tarihimizde yer alması için mücadele ediyoruz. Biliyoruz ki gözaltında kaybetme gerçeğinin devlet tarafından kabul edilmesi ve lanetleme iradesi Türkiye’de toplumsal barışın ve demokratikleşmenin önünü açacaktır.
Ancak Türkiye’de böyle bir siyasi irade yok. Bizim hakikate ve adalete ulaşma hakkımızı engelleyen bir iktidar var. 79 haftadır ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma hakkımızı kullanmamız bile engelleniyor. Bizimle hafıza mekanına dönüşen Galatasaray’dan sesimizi duyurmamız yasaklanıyor. Bu yasaklamayı dünyaya hukukla, insan hakları ile açıklayamayan yetkililer, Galatasaray’a gidişimizin polis zoruyla engellenmesini, bu daracık sokağa hapsedilmemizi devletin bizi koruması olarak açıklıyor.
778. haftamızda Devletin inandırıcılıktan uzak iddialarına örnek bir dosya ile kamuoyunun karşısındayız.
19 yaşındaki Murat Yıldız İzmir’de annesi ile birlikte yaşıyordu. Bir kafede otururken çıkan tartışmada silahla havaya ateş ederek olay yerinden uzaklaştığı için polis tarafından aranmaya başladı.
Ertesi gün Anne Hanife Yıldız’ı karakola götüren polisler “Murat hemen gelip teslim olursa ifade vererek serbest kalacak” dedi. Bunun üzerine Murat, 23 Şubat 1995 tarihinde avukatı, kuzeni ve annesi ile birlikte, İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne gitti ve Komiser Ramazan Kaya ile polis memuru Tahir Şerbetçi’ye teslim oldu.
Aradan 3 gün geçtiği halde Murat eve dönmeyince anne Hanife Yıldız, Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne gitti ancak sorularına net yanıtlar alamadı. Çelişkili açıklamalar karşısında Hanife Yıldız ısrarını sürdürünce emniyet yetkilileri, Murat’ın ifadesinde silahı İstanbul Kartal’da sakladığını söylediği için onu polisler Tahir Şerbetçi ve Şah İsmail Öztürk nezaretinde İstanbul’a gönderdiklerini ancak Murat’ın feribottan denize atlayarak kaçtığını ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını iddia ettiler.
Anne Hanife Yıldız’ın "Oğlum kendi isteğiyle teslim oldu neden kaçsın?” itirazı boşlukta kaldı. Hanife Yıldız’ın tek çocuğu Murat’tan bir daha haber alınamadı.
Hanife Yıldız, Bornova ve Gebze Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurdu. Gebze 2. Asliye Ceza Mahkemesi, beş yıl süren yargılama sonucunda sanık polislerin beyanını esas aldı ve polislere yalnızca “görevi ihmal”den günümüz parasıyla 1.18 kuruş para cezası verdi. Aynı mahkeme 2007 yılında da polislerin görevi ihmalden aldığı ceza ile ilgili davanın bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verdi.
İHD avukatı Gülseren Yoleri, 2015 yılında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak Murat Yıldız için yeniden soruşturma açılmasını talep etti. Açılan soruşturma iki yıl sonra takipsizlikle sonuçlandı. Takipsizlik kararına yapılan başvuru da reddedildi. Dava Anayasa Mahkemesi’ne taşındı.
Hanife Yıldız tüm yasal yolları kullandı ancak oğlunun akıbetini açıklayacak, faillerini yargılayacak etkinlikte bir soruşturma ve ceza adaletini sağlayacak bir yargılama yapılmadı.
Gözaltında kaybedilişinin 25. Yılında bir kez daha adli makamları Murat Yıldız için adaleti tesis edecek adımları atmaya çağırıyoruz.
Murat Yıldız için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, 79 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyeceğiz"