Başta Rabia Naz Vatan olmak üzere şüpheli çocuk ölümlerini araştırmak için kurulan TBMM Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı taslak raporda, tüyler ürperten “çocuk evliliği” teşhisine yer verildi.
“Türkiye’de adolesan (ergen) yaş gurubunun yüzde 9,6’sının evli olduğuna” dikkat çekilen raporda, “dünyada her yıl 70 bin ergenin ise gebelikten öldüğü” dile getirildi.
TBMM Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı raporda, yapılan çalışmalarda, “eğitimli ailelerde çocuk ihmal ve istismarının daha az olduğunun” tespit edildiği bilgisi yer aldı.
Özellikle annenin eğitim düzeyinin artmasıyla çocukların ev içi kaza yaşama ihtimalinin de düştüğü belirtilen raporda, “çocuk evliliklere” ilişkin şu bilgiler yer aldı: “Ailede en az bir ebeveynin eğitim düzeyinin yüksek olmasının çocuk gelin ihtimalini azalttığı, eğitim düzeyi yüksek olan ailelerde büyüyen çocukların eğitim sürelerinin daha uzun olduğu yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.
Toplumun eğitim düzeyinin artması toplumda adolesan (ergenlik) intihar ve cinayetlerine neden olan namus ve töre gibi algıların da değişmesini sağlamaktadır.”
ERKEN EVLİLİK ÖLDÜRÜYOR
Cumhuriyet'ten Selda Güneysu'nun rapopordan aktardığı bilgilere göre, yoksul bir ailede çocukların eğitim sürelerinin kısaldığı, belli bir yaşa gelen kız çocuklarının evlendirildiği, erkek çocuklarınsa çalıştırıldığına dikkat çekilen raporda, “Dünyada sosyoekonomik ve kültürel farklılıklara bağlı olarak adolesan (ergenlik) gebeliklerin görülme sıklığı yüzde 1- yüzde 42 arasında değişmektedir ve ülkemizde adolesan yaş gurubunun yüzde 9,6’sının evli olduğu bilinmektedir. Çocukluk çağı evlilikleri ile birlikte adolesan yaş grubu gebelikleri artmaktadır” denildi.
Raporda, erken evlilikle birlikte gelen gebelik ve doğum risklerine ilişkin de şu bilgiler paylaşıldı: “Çocukluk çağında gerçekleşen evlilikler sonucu oluşan gebeliklerin ve doğumların erişkinlere göre çok daha yüksek riskleri bulunmakta ve bu grupta olan gebeler ‘yüksek riskli gebelik’ olarak sınıflandırılmaktadır.
Adolesan çağda gerçekleşen gebeliklerde erken doğum, gebelik süresince bebeğin gelişiminin geri kalması, düşük doğum ağırlıklı bebek ve gebelik nedeniyle hipertansiyon, şeker hastalığı, anemi (kansızlık), doğum öncesi membran rüptürü (fetal zarların doğum başlamadan önce yırtılması) gibi risklerin oranlarında artış saptanmıştır.
Dünyada adolesan gebelik oranı yüzde 5,4 olup, dünyada her yıl yaklaşık 70 bin adolesan gebenin, gebelik ve doğuma bağlı komplikasyonlar nedeniyle öldüğü bilinmektedir.” Raporda, “çocuk işçiliği” oranlarına da dikkat çekildi.
Türkiye’de çocuk işçiliğinin de önemli bir sorun olduğuna dikkat çekildi, “Çocuk işçiliği çocukların fiziksel, zihinsel ve sosyal açıdan gelişimlerini kötü yönde etkileyen bir durumdur. TÜİK verilerine göre ülkemizde erkek çocuklarda işgücüne katılım oranı yüzde 30, kız çocuklarında ise yüzde 11,8 olarak görülmektedir. Çocuk işçiliğinin en büyük nedeni ailenin gelir seviyesinin düşük olmasıdır” ifadeleri yer aldı.